Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Şubat '11

 
Kategori
Sinema
 

Boks sadece dövüş değildir

Boks sadece dövüş değildir
 

DÖVÜŞÇÜ- THE FİGHTER  

Yönetmen : David O. Russell 

Oyuncular: Mark Wahlberg, Christian Bale, Amy Adams, Melissa Leo.  

Kızgın Boğa (boksör Jack La Motta'nın yaşamı), Cinderella Man(James Braddock'un yaşamı), Ali (Muhammed Ali), Yukarda Biri (Rocky Graziano) hepsi şampiyonluk yaşamış boksörlerin acı, yoksulluk, mücadele dolu gerçek yaşamlarını sunmuşlardı. Rocky, Milyon Dolarlık Bebek, Boksör ise boksun düşse lkahramanlarını sokmuştu dünyamıza. Boksun ve boksörlerin farklı dünyası, tek başına bir kategori oluşturacak kadar çok sayıda filmle temsil ediliyor sinema dünyasında. “Dövüşçü- The Fighter” de İrlanda asıllı boksör Mike Ward’ın şampiyonluğu yakalama öyküsü anlatılıyor. Ailesi, yaşadığı Boston banliyösü Lowell, sevgilisi Charlene ile olan ilişkileri detaylı bir şekilde öyküye yerleştirilmiş. 

Eski bir boksör olan, büyük başarıları teğet geçmiş olan üvey ağabeyi Dick Eklund (Christian Bale) , menajerliğini yapan annesi Alice (Melissa Leo) ve yedi kız kardeşi Mike'ın yaşamının orta yerinde oturan, onu sürekli etkilemeye çalışan bireyler. Antrenörlüğünü yapan ağabey Dick, 1978 de Sugar Ray Leonard’a karşı kazanmış fakat arkasını getirememiş eski bir boksördür. Artık "crack" tarzı ucuz uyuşturucular ile kafayı bulduktan sonra Mike’a antreman yaptırmaktadır. Anne Alice ise tüm ipleri elinde tutmayı seven, umudunu Mark’ın başarıları sonucu bokstan gelecek paraya bağlamış, baskın karakterde bir kadındır. Tanıştığı barmen kız Charlene (Amy Adams) ile başlayan aşk ilişkisi, Mark’ın yaşamını değiştirebilmesi için bir fırsat olur. Charlene Mark’a ailesinin çizdiği kariyer planı ile bir yere varamayacağını gösterir. Artık Mark göbek bağını koparıp kendi geleceğini kendi çizmeye karar verir. 

1993 yılının Lowell banliyösü fakir ve harap yüzüyle, boksörlerin çıktığı geleneksel işçi sınıfı resmini tamamlıyor. Ağabey Dick geçmişte kazandığı başarılar ile şampiyon olmasa da, bu küçük kasabanın medarı iftiharıdır Sugar Ray Leonard karşısında çıkardığı muhteşem maç, hala herkesin dilindedir. Film HBO televizyonunun onun üzerine yaptığı belgeselin çekim görüntüleri ile açılır. Dick yaşamını olumlu etkileyeceğini hatta bir dönüş için motivasyon olacağını düşündüğü belgesel, gerçekte uyuşturucu bağımlılığının yıkımını anlatmak üzerine çekilmektedir. Kardeşini iyi bir boksör olarak yetiştirdiğini sanması ise tam bir fiyaskodur. Sızıp idman saatlerini kaçırmakta, sırf para gelsin diye Mark’ı kendisinden on kilo ağır rakiplerin karşısına çıkartıp, onun ringdeki çaresizliğini kenardan çaresiz izlemektedir. 

Charlene’in hayatına girmesi ile Mark’ın yaşamında ciddi değişiklikler başlar. Tek başına yola devam etme kararını ailesine açıkladığında kızılca kıyamet kopar. Anne, ağabey ve birbirinden şirret yedi kız kardeş karara tepki gösterir. Bu karardan sorumlu tuttukları Charlene’e saldırırlar. Fakat Charlene’de kuru gürültüye pabuç bırakacak bir karakter değildir. 

Karakterlerin içlerinde bulundukları ruh durumlarını yansıtan mükemmel oyunculuklar filmin en güçlü yönü. Öncelikle Dick Eklund karakterinde Christian Bale ne yapacağı belli olmayan, dengesiz, eski günlerin anıları ile ayakta durmaya çalışan bir bağımlıyı oynarken, öykünün esas karakterine dönüşüyor. Altın Küre’de en iyi yardımcı oyuncu ödülünü kazanması ve Oscar’ın en ciddi adayı olması boşuna değil. Esas oğlan Mark Wahlberg çevrenin en sessiz, en silik karakteri gibi duruyor. Kavgacı ailesinin sebep olduğu tüm gürültülü olaylar, annesine olan bağlılığı, onu sessiz ve kontrollü olmaya mecbur ediyor. Wahlberg dengeli durması gereken bir karakteri yeterince kontrollü oynuyor. Anne Alice’de Melice Leo ise beceriksizce kararlarını otoriter pozlarla kabul ettirmeye çalışan, TV kameraları karşısında bilgiç konuşmalar yapmayı seven ama her şekilde Mark’ın ve ailenin kontrolünü elinden kaçırmaktan korkan bir ruh durumunu, muhteşem yansıtıyor. Onun da Oscar’ın en önemli adayları arasında olması doğal. 

Ringdeki dövüş sahnelerini bir televizyon yayını açılarında veren çekimler dikkat çekiyor. Yakın, uzak plan veya tepe kamerasından yapılan hızlı ve yavaş çekimler ringdeki mücadeleyi gerçek bir havaya sokuyor

İçlerinde Darren Aranofsky’de olmak üzere farklı yönetmenlerin elinden geçen senaryo sancılı bir süreç sonunda David O. Russell’ın sahiplenmesiyle hayata geçer . Aranosfsky’nin de adının yapımcılar arasında olduğunu belirtelim. En son “Üç Kral-Three King” ile iyi bir film kotarmış olan Russell, kendisi ile daha önce çalışmış olan Wahlberg ve Bale gibi oyuncular ile 33 günde çekimleri bitirir. 

Karakterlere verdiği derinlik, iyi oyunculuklar ve dövüş sahnelerinin başarılı tekniği yanında ana temasını bokstan alan filmler kategorisine bir yenilik getirmiyor. Fakat boksun sadece ringdeki dövüş ile sınırlı olmadığını bir kez daha kanıtlıyor. 

 
Toplam blog
: 223
: 1093
Kayıt tarihi
: 12.01.11
 
 

İzmir’de doğdu. Viyana Tıp fakültesini bitirip doktor ünvanını aldıktan sonra Genel Cerrahi ihtis..