Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Şubat '15

 
Kategori
Dil Eğitimi
 

Bölümce

Her düzyazıda, satır başlarıyla ayırt edilen, anadüşünceyi çeşitli yönlerden işleyip geliştiren yardımcı düşüncelerin bulunduğu bölümlere bölümce denir

BÖLÜMCENİN YAPISI

Bir düzyazıda giriş, gelişme, sonuç bölümleri bulunur. Bu bölümlerin taşıdığı özellikler ayrıdır. Giriş bölümcesi konuyu, gelişme bölümceleri yardımcı düşünceleri, sonuç bölümcesi de anadüşünceyi içerebilir.
Bu durum bir düşünce birimi olan bölümcede de vardır.Bölümcede ilk tümce giriş tümcesi olup konuyu, sonuç tümcesi ise anadüşünceyi taşıyabilir. Giriş ve sonuç tümceleri arasındaki tümceler ise yardımcı düşünceleri içeren tümcelerdir. Bunu örnekleyelim:

“Divan Bahçesi’ne bakmadan geçmemeli. Çünkü bu bahçenin saçtığı kokular, zamanla bütün bir halkın kavrayış gücünü belli belirsiz, yavaş yavaş derinden etkilemiş, beslemiş ve geliştirmiştir. Bu bahçede Türkçe öylesine yerinde, öylesine güzel ve ustaca kullanılmıştır ki, her söz bir söyleyiş güzelliği, bir anlam bütünlüğü ve yoğunluğu kazanmıştır. Kimi zaman bu bahçenin çimenleri size garip, çiçekleri biraz tuhaf gelebilir; ama her zaman düzeni ve görünümü çok güzel, anlamlı ve ustaca olmuştur.”

(Nurer Uğurlu, Divan Bahçesi , s.6)

Yukarıdaki örnek bölümcede koyu yazılar “giriş, sonuç” tümcelerini göstermektedir.Giriş konuyu, sonuç tümcesi anadüşünceyi içermektedir. Diğer tümcelerdeyse konunun değişik yönlerini ele alıp anadüşünceyi destekleyen yardımcı düşünceler bulunmaktadır.

BÖLÜMCE TÜRLERİ

Bölümceler, düzyazıda üstlendiği görev ve içerikleri yönünden başlıca iki türe ayrılır:

1 . İşlev yönünden
2 . İçerik yönünden

İŞLEV YÖNÜNDEN BÖLÜMCE TÜRLERİ

Düzyazı ya da yapıttaki yerine, işlevine göre “giriş, gelişme, sonuç” bölümcesi olarak üç tür bölümce bulunmaktadır:

.Giriş Bölümcesi : Konunun ele alındığı yazının ilk bölümceyi.

.Gelişme Bölümcesi : Anadüşünceyi destekleyen yardımcı düşünceleri
içeren bölümce ya da bölümceler.

.Sonuç Bölümcesi : Anadüşüncenin de işlenebildiği yazının son paragrafı.

.Geçiş Bölümcesi : Bir yapıtın bölümleri arasında ya da dergi ve gazetelerde yayımlanan dizi düzyazılarda bağlantı kurmak, geçişleri
sağlamak için giriş paragrafının önünde yer alan bir paragraf türüdür. Daha önce yayımlanmış düzyazıdan söz ederek düzyazının içeriğini duyurur. Geçiş bölümcesinde sonra yer alan giriş bölümcesi düzyazının ilk bölümcesi özelliğini korur.Bu, özel bir durumdur.

İÇERİK YÖNÜNDEN BÖLÜMCE TÜRLERİ

Bölümceler içerdiği özelliklere göre şöyle adlandırılır :

.Olay Bölümcesi : Bir olayın konu edinildiği bölümcedir. Olay betimleme, öyküleme ya da başka anlatım biçimleriyle düşünceyi geliştirme yöntemlerinden de yararlanarak işlenir.

.Betimleme Bölümcesi : Konunun resmi sözcüklerle yapılarak okura sunulur. Okur bir tablo karşısında olduğunu bölümceyi okuduğunda algılar.

.Açıklama Bölümcesi : Konuyla ilgili bilgi verme, konuyu tanıtma amaçlanır.

.Düşünce Bölümcesi : Okura bir düşünce kavratmak amaçlanır. Bu kavratma işi tartışma anlatım biçimi, tanımlama,örneklendirme,tanık gösterme vb. düşünceyi geliştirme yöntemleriyle işlenir.

.Çözümleme ya da yorum Bölümcesi : Bölümcede sözcüklerin, sözcük örgülerinin neler söylemek istediğini çözümleyen bölümcedir.Kurmaca (öykü,roman,tiyatro,şiir vb.) metinlerde sözcüklerin çağrışımsal,çok anlamlı, imgesel, değişmece olarak kullanımı yorum gerektirir. Bu da çözümleme ya da yorumlamayla açıklığa kavuşturulur. Sonuç yorumlayan kişiye göre de değişebilir, bu da özgünlüğü gösterir.

İŞLEV YÖNÜNDEN BÖLÜMCE ÖRNEKLERİ

.Tanımlamalı giriş

“Aydın kişi okul,eğitim görmüş bilgili bir insan diye bilinir. Batı dillerinde bu gibiler için kullanılan ‘eclaire, enlighteld’ gibi deyimler için sözcükler,’ gerçek bir anlayış sahibi, bilgisizlikten, önyargıdan, bağnazlıktan kurtulmuş insan’ tanımını veriyor.” (R.Nasuhoğlu)


Bu bölümce düzyazının “giriş” bölümcesidir. Çünkü bundan önce bölümce bulunmamaktadır.Bunu okuduğumuzda anlıyoruz. Diğer bölümceleri da tanımada aynı yöntemi uygulayacağız.

Her bölümce “giriş, gelişme, sonuç” tümcelerinden oluşur. Bölümcede ilk tümcede yer alan “aydın kişi” konu, son tümcede de –tümevarım yöntemi uygulanan bölümcede- aydın kişinin nasıl olması gerektiğini anadüşünce olarak veriyor.Diğer arada kalan tümceler anadüşünceyi destekleyen,yardımcı düşünceleri içeriyor. “Batı dillerindeki kullanımı, hangi sözcüklerin karşıladıkları” anlatılıyor. Kısaca, bölümceler arasındaki düzen bir bölümcedeki tümceler arasında da bulunmaktadır.
Bölümcede düşünceyi geliştirme yöntemlerinden tanım’dan yararlanılmıştır.Bunun dışında Girişin etkisini artırmak için sorularla, savla(tez), betimlemeli giriş de yapılabilir. Giriş bölümcesinde giriş tümcesi konuyu kısaca, kesin çizgileriyle belirler; okuru yazıya bağlar.

.Sorularla giriş

“Kemalettin Kamu büyük bir şair miydi, küçük bir şair miydi, yoksa değil miydi? İşte birtakım sorular ki önce ‘Şiir nedir?’ sorusuna karşılık verilmedikçe karşılıkları bulunamaz. Bilinmeyen şey ölçü olur mu? ”
( İ.H. Baltacıoğlu )

.Savla giriş ( tez)

“Makine insanın maddeye şekil vermesi, onu kendi emrinde kullanmasıdır.Bundan dolayı makineyi insandan ayrı, insana düşman veya insandan üstün görmek hakikate tamamıyla aykırıdır.”

(M.Ş.Esendal, Temiz Sevgiler)

.Betimlemeli giriş

“Bir kış günü akşamı. Kar sepeliyor. İstanbul’da, Odabaşı taraflarında bir polis karakolu. Kira ile tutulmuş, iki katlı, ahşap bir ev.”

(M.Kaplan, Hisar s.60)

.Gelişme Bölümcesi

Örnek :1

“ Okuyan için, kitaplığın yanıbaşından daha rahat yer olabileceğini sanmıyorum. Ben kendi hesabıma, kitaplarımın arasında duyduğum rahatı, hiçbir yerde duymamışımdır. Kitapların yenilerini de eskilerini de severim. Ama yenilere her zaman güven olmaz. Sizi aldattıkları da olur. Oysa, böyle bir şey eski kitaplarımızda görülmez. Onlar eski arkadaşlar gibidir. Değerleri belirmiş, yalınlıkları denenmiştir. Onlara çekinmeden dönebiliriz.”

(Suut Kemal Yetkin, Günlerin Götürdüğü,Canım Kitap)

Bölümcenin ilk tümcesi giriş tümcesidir. Bu tümceden önce dile getirilmiş bir düşünce olabilir mi? Eğer bu soruya yanıt alabiliyorsak, bu bölümceden önce bölümce var demektir. İlk tümceden önce başka neden söz edilmiş olabilir? Konu kitap olduğuna göre kitaplardan söz edilmiş olabilir. O halde düzyazının ilk bölümcesi olamaz. Bu nedenle gelişme bölümcesidir diyebiliriz. İçerik olarak bir düşünce bölümcesidir. Çünkü kitapla ilgili düşüncelerini kanıtlama gereği duymadan okura iletmektedir.

Örnek:2

“Bilindiği gibi, anadili öğretiminin bütün aşamaları için saptanan amaçlar, genel olarak, bireylere anlama ve anlatmayla ilgili dilsel beceri
ve alışkanlıkların kazandırılmasına yöneliktir. Bu becerilerin kazandırılması ise ‘dinleme, konuşma, okuma ve yazma’ gibi dört ana etkinliğe dayanır. Dil becerileri, anılan bu dört etkinlik alanının birbirini bütünleyen ilişkileri içinde edinilir.”

( Dr. Sedat Sever, Türkçe Öğretimde Tam Öğrenme, Önsöz )

Bölümcede konu “anadili eğitimi”, konu ile ilgili varılan anadüşünce ise “anlama, anlatma becerilerini kazandırmak” tır. Yardımcı düşünceler, “konuşma, dinleme, okuma, yazma” etkinliklerine yer verilmesi gerektiği..

Gelişme bölümcesi olan örnek metinlerde de giriş, gelişme, sonuç tümceleri bulunmaktadır.Sırasıyla konu, yardımcı düşünce, anadüşünce aranabilir. Bölümcenin son tümcesinden kimi kez - tümevarım yöntemi uygulanmamışsa - anadüşünce çıkarılmayabilir. Bu durumda tüm bölümceyi taramak gerekir.

.Sonuç Bölümcesi

“Dünya değişiyor dostlarım. Günün birinde güz mevsiminde esmer lekeler göremeyeceksiniz.Günün birinde yol kenarlarında toprak anamızın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz. Bizim için değil,ama çocuklar sizin için kötü olacak. Biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük. Sizin için kötü olacak. Benden hikayesi..”

( Sait Faik Abasıyanık, Son Kuşlar)

Bu, düzyazının sonuç bölümcesidir. Bundan önce bölümceler bulunmaktadır. Ancak son bölümcedir.Yani bundan sonra bölümce bulunmamaktadır.Bölümcede tümevarım yöntemi uygulanmıştır.Önce ayrıntılardan başlanarak genele varılmaktadır.Doğada olan olumsuz değişiklikler sıralanarak nasıl bir sonuçla karşılaşacağımız genel yargısına varılmaktadır.Doğadaki bu olumsuz değişiklik karşısında bizlere görev veriyor yazar.Kısaca, doğayı koruyup kollamada duyarlı olmalıyız diyor.

.Gelişme Bölümcesi

“Çeviri, genellikle sanıldığından çok daha karmaşık, açıklanması güç bir olgudur. Bu nedenle, dilden dile kuru bir bilgi aktarımı olarak nitelenmesi yanlış, en azından yetersiz olur. Hangi bilginin, hangi amaçla, hangi dilden, hangi dile, kimin için aktarıldığını düşünmek bile konunun çok yönlülüğünü belirtmeye yeter.

( Sınav Dergisi 1998, sayı 9, s.6)

Bölümcede tümdengelim yöntemine uyulmuştur.Bölümcenin giriş tümcesi anadüşünceyi vermektedir.Sonra, bu yargı diğer tümcelerle -yardımcı düşünceler- desteklenmiştir.Yazının konusu -çeviri- ilk tümcede saklıdır.

Bölümceleri tek metin olarak ele alıp “ giriş, gelişme,sonuç” olarak değerlendirmeliyiz.

.Giriş Bölümcesi

“Canlılar evreninde YORUMUN dilden daha kapsamlı olduğu söylenebilir.Dilsel iletişimin olmadığı yerde de vardır yorum. Her canlı,yaşamını sürdürebilmek için birtakım göstergeleri yorumlar, doğadaki yeri ile işlevini böylece belirler. Kuşlar göç aylarının geldiğini doğadaki birtakım değişmelerden anlarlar, arılar bol çiçekli tarlaların yönünü bir esintiden çıkarabilirler,yırtıcı bir hayvan avının izini sürerek bulur.Her canlı, kendi gereksinmeleri ile yaşantısına göre yorumlar dünyayı.”
(Sınav Dergisi 1998,sayı 7,s.3)

Bölümce, düzyazının giriş bölümcesidir. Paragrafta ele alınan,üzerinde durulan yorum yazının konusudur. Konuyla ilgili kavratılmak istenen düşünceyi -anadüşünce- yazının sonuç tümcesinde bulmaktayız.Çünkü tümevarım yöntemi uygulanmıştır.Yazının giriş ve sonuç tümcesi arasında yer alan gelişme tümcelerinde yazının yardımcı düşünceleri yer almaktadır.

.Gelişme Bölümcesi

“Çağdaş Türk şiirinin bütün dönemlerini kapsayan ortak özelliklerinin başında dil gelir. Bu şiirlerin dili konuşulan Türkçedir. Arada aşırılığa kaçanlar, konuşulan Türkçeden zorlama bir Türkçeye ya da Divan edebiyatının inceliklerine kapılarak Osmanlıcaya yönelenler olmuştur; ama bunlar tekil örneklerdir. Genellikle doğal gelişmesi içinde arınan, güzellikleri gittikçe daha açıklıkla ortaya çıkan konuşma dilimiz işlenmiştir.”
(Sınav Dergisi,1998,sayı 9, s.1)

Bölümceden daha önce yer alan bir bölümce bulunmakta mıdır? Bunu anlamanın yöntemi bölümcenin ilk tümcesini okuyarak çıkarabiliriz. İlk tümcede “ortak özellikler” geçmektedir.Bunlar daha önce söz konusu edilmeli.Bu nedenle bölümce düzyazının gelişme bölümünde yer almaktadır diyebiliriz.Bu bir gelişme bölümü bölümcesidir.

Bölümcemiz gelişme paragrafı da olsa kendi içinde giriş, gelişme, sonuç tümceleri bulunmaktadır.Bu tümcelerin özelliklerini bildiğimizden bu böümcede de konu, anadüşünce, yardımcı düşünceler bulunabilir.Bölümcede yer alan ana düşünceyi bulunuz.Yardımcı düşünceler de diğer tümceler de saklıdır.

Bu bölümcede “konuşma dili” üzerinde durulmaktadır. Peki, konuşma diliyle ilgili nasıl bir yargıya varılmıştır? “Şiirde konuşma dilinden yararlanmalıyız.” Yargısı bölümcede işlenen anadüşüncedir. Anadüşünceyi destekleyen yardımcı düşünceler de bulunmaktadır: “Yapay dille yazılan şiirlerin kalıcı olmayacağı; şiir dille beslenerek benliğine kavuşur; çağdaş şiirimiz Divan şiirinin inceliklerinden yararlanabilir; Osmanlıca bir dönem şiir dilimizi etkilemiştir.”

.Geçiş Bölümcesi

“Bundan birkaç hafta evvel, gene bu sütunlarda çıkan bir yazımda, Tanzimat’tan beri fikir ve sanat sahalarında başlayıp da tam düzene koyamadığımız, hatta vazgeçtiğimiz bazı işlerden bahsetmiş; sonunda bunların rasgele, satıhtan toplanmış misaller olduğunu, hakikatte bu devamsızlığın bütün hayatımızda hüküm sürdüğünü ve altında da bir zihniyet ve iç insan buhranının çatıştığını söylemiştim.”

(Ahmet Hamdi Tanpınar, Yaşadığım Gibi, İstanbul, 1970)

Bu bölümce daha önce yayımlanan bir yazıdan söz etmektedir.Yayımlanan yazının o bölümünün içeriğini vermektedir. Bu nedenle bir geçiş bölümcesidir. Bu özel durumdan sonra yazının giriş bölümcesini görelim:

.Giriş Bölümcesi

“Bizi sadece yaptığımız işlerden değil, onların hız aldıkları prensiplerden de şüphe ettiren, mühim ve hayati meselelerimiz yerine bir şaka denebilecek kadar hafif şeylerle uğraştıran, yahut bu mühim ve hayati meselelerin mahiyetini değiştirip bir şaka haline getiren bu buhranın sebebi, bir medeniyetten öbürüne geçmemizin getirdiği ikiliktir.”
(Ahmet Hamdi Tanpınar,Yaşadığım Gibi, İstanbul, 1970)

Turkay Korkmaz'ın fotoğrafı.
Turkay Korkmaz'ın fotoğrafı.
 
 
Toplam blog
: 1064
: 732
Kayıt tarihi
: 24.03.12
 
 

Türkay KORKMAZ, umuda yolculuğu ertelemez. Mermeri delenin damlanın sürekliliği olduğunu bilir. Y..