Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Aralık '07

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Bölünen aileler ve Avrupa

Bölünen aileler ve Avrupa
 

3 Aralık 2007

Geçen yıl Lütfi Kırdar Kongre salonunda İnsan Kaynakları zirvesinde İsveçli konuşmacı Dr. Kjell A. Nordstrim’in bazı görüşleri bende hem heyecan uyandırdı hem karamsarlık verdi. Birkaç yıl Avrupa'da bulunduğum için ifadeler herhalde bana daha cazip geldi.

Konuşmacı şöyle başladı: “Biz insanın yaşamını çok değiştirdik.” "Nasıl yani, insanlar artık farklı bir yaşam tarzına mı kavuştu?" diye içimden sorular kurgularken şu açıklamaları yaptı.

”Avrupa’da aileler dağılmaya başladı, yani tek kişiden oluşan aileler şeklinde yaşıyorlar. Hatta benim ülkemin başkenti Stokolm’de (nüfusu 2 milyon) % 66’sı tek kişiden oluşan aileler, evlerde tek kişi var. Bu oran Londra % 44, New York % 36, Amsterdam % 50, Arjantin % 29’dur.

Tek kişilik aileler oluşunca, arabalar küçüldü -evler küçüldü - bilgisayarlar değişti - dışarıda yemek ve tek eğlenmek zorunlu oldu bunun sonucunda toplumda yeni bir kültür oluştu. Avrupa’da (28 üye ülke) 25 yıl önce en yüksek doğum oranı İtalya ve İspanya’da idi. İsveç şu anda doğum oranı en yüksek olan oldu, İtalya’yı geçti ama aile yok çocuk var. Sarhoş denizciler gibi kimin çocuğu var belli değil. İnsanların % 70’i kentlerde yaşıyor. Avusturya Viyana’dan ibaret gerisi çöplüktür. Artık küresellik yok oluyor, bölgeselleşme ve farklılaşma var.”

Buraya kadar anlatılanlar dehşet yani, ümit bağladığımız Avrupa sancılı bir sürece giriyor. Sadece doğum oranlarının azalması ve yaşlanma değil aynı zamanda insanların tek yaşamaya yöneldiği ailesiz bireysel yaşam tarzından bahsediyorum.

Hiç zannetmiyorum ki, Türk kültüründe yetişen birinin “İyi olur. Ben de ailemden uzak tek başıma bir dairede yaşamak isterdim.” desin. Bize şimdilik çok uzak bir yaşam tarzı gibi geliyor ama ümit bağladığımız batının geldiği nokta bu.

Konuşmacının beni heyecanlandıran ve sevindiren konuşması ise şu oldu: “ABD neden Avrupa’dan önde gidiyor?" Devlet yapılanmasında eski yunan ve Osmanlı sistemi var o yüzden.

ABD zengin bir ülkedir. Refah düzeyi yüksek üniversiteler iyi, en zenginler orada tüm Oscar ödülleri orada.

ABD, Avrupa’dan nasıl farklı? Ben İsveçliyim krallık–monarşi ile yönetilen ulus devlete sahibim. Fransa’da cumhuriyet ile yönetilen ulus devlet, oysaki ABD değil o federasyon yani bir fikir devleti, ulusa dayalı bir ülke değil. Bir kuruma katılmak gibi, Amerikalı olabilirsiniz. Avusturyalı biri ABD’de vali olabiliyor. Fransa’da, İsveç’te parlamentoya giremezsiniz. İsveçli olmak için 3 nesil orada olmalısınız. ABD’de bunu çok kolay başarabiliyorsunuz.

En iyi finans profesörleri ABD’ye gider. Top model ABD’ye gider. İyileri çekebiliyor, kıskanmıyor fırsatı paylaşıyor.”

Biz bunu daha kolay başara biliyoruz. Avrupa’da şu anda çözüm departmanları adı altında yöneticiler çalışmaya başladı. Maksat farklı ülkelerden gelen çalışanların kültür ve anlayış çatışmalarını çözmek ve iş verimini düşürmemektir.

Ama sanırım ülkemizde de bazı yerlere gelmek için ayrıcalıklı sınıftan olma şartı aranmaktadır. Çok iyi de olsa profesör olamayanlar, rektör olamayanlar, bilimsel çalışmaları çalınanlar veya dikkate alınmayanlar var. Bununla beraber bu tarz uygulamaları azaltmaya çalışan bir anlayış ta var artık. Bu duruma ise seviniyorum. Bizde ABD gibi sadece ürünü, eseri, çalışanı gördüğümüzde gizli niyetler şüphesi ve korkusundan kurtulduğumuzda Avrupa’yı bile hayran bırakan gelişmeler yaşayacağımıza inanıyorum.

Sevdikleriniz ve ailenizle mutlu bir yaşam dileğiyle

Muammer MURAT

İnsan Kaynakları Yönetim Danışmanı

 
Toplam blog
: 163
: 4552
Kayıt tarihi
: 03.09.07
 
 

1965 yılında Erzincan'da doğdu, İzmir'de yüksek eğitim alıp, devlet memuru oldu. 5 yıl süreyle bi..