Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Aralık '10

 
Kategori
Siyaset
 

Bölünmenin adı “demokratik özerklik”

Bölünmenin adı “demokratik özerklik”
 

İleri demokrasinin öz savunma gücü!


Demokrasi gelişiyormuş, yerelleşiyormuş, yerleşiyormuş…

Zaten dünya da “adem-i merkeziyet”çiliğe gidiyormuş… Çünkü büyüyen nüfusun karmaşık problemleri ve ihtiyaçları tek merkezden çözülemez, ihtiyaçları karşılanamazmış…

İyi…

O zaman, neden sadece Diyarbakır belediyesinin yetkilerinin artırılması konuşuluyor? Neden İzmir, Edirne, Antalya belediyelerinin yetkilerinin artırılması hiç gündeme gelmiyor? Hatta bu belediyelerin yetkileri kısıtlanıyor, kaynak yokluğundan iş yapamaz hale getiriliyor?

Öte yandan, “özerklik” neden Güneydoğu ile sınırlı tutuluyor? Neden Trakya, Akdeniz, Karadeniz bölgelerinin de “özerklik hakkı” hiç konuşulmuyor?

x x x

“Demokratik özerklik” pek güzel bir şeymiş! Asla bölünme manasına gelmiyormuş…

Gözümüzün içine baka baka kim söylüyor bunları?

Her gün ekranlarda boy gösteren “kanaat önderleri!”

Hatta “demokratik özerklik” sayesinde Cumhuriyet daha da güçlenir, Kürtler daha da sadık vatandaşlar olur, diyen lafebeleri bile var…

Bak sen!

Ayrı meclis olacak…

Ayrı “öz savunma gücü” olacak…

Ayrı bir ekonomi ve vergi sistemi olacak…

Ayrı dilde eğitim yapılacak…

Ayrı Anayasa ve yasaları olacak…

Sınırlarını çizecekler…

Eh artık ayrı bir bayrak da olacak…

Ama bunun adı bölünme olmayacak!

Ya ne olacak?

“Bütünleşme!”

“Demokratikleşme”

“Adem-i merkeziyetçilik!”

Elbette “ileri demokrasi!”

x x x

Bilmiyoruz ama galiba iyi bir şey, diyenler vardı…

Neyi “Açılım”ı…

Al sana “açılım!”

Budur açılım! Olanlar güzel şeylerse güzellikten, tatlılıktan yenmiyor…

Onun için “hazmettire hazmettire” yutturuyorlar!

x x x

ÜNİVERSİTELERDE NEDEN YOKLAR?

Bu pek demokrat yiğitlerin demokratlığı Batı’da neden hiç nüksetmiyor?

Öğrenciler yürürken, eylem yaparken, seslerini azıcık yükseltirken bunların akıllarına hiç demokrasi gelmiyor…

Haklarını arayan işçi ve öğrencilerin kafalarına coplar inerken…

Protestocuların gözlerine biber gazı sıkılırken…

İşçiler göle atılırken…

Öğrenciler yerlerde tekme-tokat sürüklenirken…

Bu bey ve hanımlar aklına hiiiiç “ileri demokrasi”den bahsetmiyorlar… Orantısız güç kullanımına, vahşice uygulamalara karşı; “Yahu ne yapıyorsunuz? Memlekette demokrasi var… İşçiler, öğrenciler demokratik haklarını kullanıyorlar!” diye hiiiiç seslerini yükseltmiyorlar…

Ne yapıyorlar?

Ya kafalarını kuma gömüyorlar, görmezliğe geliyorlar, suskun kalıyorlar…

Veya hak arayan işçi ve öğrenciyi suçlayarak işin içinde çıkıyorlar.

Bu bayların, bayanların “demokrasi” anlayışı budur!

x x x

ÜSTATLARDAN

ALTI KAVAL

Maksat koltuk mudur, neydi bahane?

Şu demokrasiden sana bana ne?

Düşünüp dururum filozofhane:

Kalmadı yenecek başka bir nane,

Hep eski mavaldır, eski terana,

Alt tarafı kaval üstü şişhane!

Aziz NESİN

 
Toplam blog
: 1412
: 1241
Kayıt tarihi
: 04.06.10
 
 

Ücret karşılığı hiçbir yerde çalışmıyorum. Sandıklı'da doğdum. Kuleli Askerî Lisesi, Kara Harp Okul..