Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Kasım '12

 
Kategori
Siyaset
 

Bööle mi gidecen ecdadının gittiği yerlere?

Sinema filmleri, şimdiki moda ile televizyon dizileri, ya senaristlerin hayallerinden ya da yazılı eserlerin uygulanması ile hayat bulur.

Gerek sinema, gerekse TV dizilerinin ömrü, izleyicinin ilgisi ile orantılıdır.

Yanlış düşünüyor olmayayım ama bazı sinema ya da TV dizileri var ki, olayların, hayallerle karıştırılması sonucu ortaya çıkıyor.

Örneğin “Kurtlar Vadisi” gibi…

Hiç kuşkusuz bunlardan biri de “Muhteşem Yüzyıl” isimli TV dizisi.

Kültür Bakanlığının açıklamasına göre bu dizi,  Anadolu, Balkanlar ve Arap coğrafyasında 150 milyon kişi tarafından ilgi ile izleniyor muş!...

Zaten dizinin her bölümünün başında da “Esinlenilmiştir” deniliyor ve “Gerçekle” bire bir uygun olmadığının altı çiziliyor, aynı “Kurtlar Vadisi” dizisinde olduğu gibi…

Dizilerde insanlar bazen ya kendilerini görmeye çalışırlar ya da çevrelerini. Belki o zaman daha da ilginç gelir kendilerine. Ama “Muhteşem Yüzyıl” dizisinde ne buluruz kendimize veya çevremizle ilgili?

Bulabileceğimiz tek şey belki, dizi içinde izlediğimiz “Saray entrikaları” olabilir. Aynı türden entrikaları zamanımızda da görüyor olabiliriz…

Sonuç olarak bu dizi, kurmaca, düzmece ve “Esinlenerek” senaryolaştırılmış, gerçekle hiç ilgisi olmayan bir dizi. Ne var ki 150 milyon kişi de bunu izlediği gibi bir gerçekle karşı karşıyayız.

Gelelim işin “Komik” tarafına…

Sayın Başbakanımız bu diziye kafayı takmış, sanki üzerine vazife…

Şöyle diyor Sayın Başbakan bu dizi ile ilgi: “Ecdadımızın at sırtında gittiği her yere biz de gideriz, her yerle biz de ilgileniriz. Ama bunlar televizyon ekranındaki ecdadımızı zannediyorum o ‘Muhteşem Yüzyıl’ belgeselindeki gibi tanıyor. Bizim öyle bir ecdadımız yok. Biz öyle bir Kanuni tanımadık. Onun ömrünün 30 yılı at sırtında geçti. Sarayda, o gördüğünüz dizilerdeki gibi geçmedi.”

Oysa bir başka kanalda “Harem” adlı dizi ile “Muhteşem Yüzyıl” dizisi “Ancak bu kadar güzel ‘Ti’ ye alınabilir” gibisinden yorumlanıyor.

İzleyenler, bu dizilerde hiçbir zaman tarih dersi de almıyor. Sayın Başbakan, bu dizilerde “Tarih” arıyorsa, yanılıyor. Bunlar kurmaca, düzmece ve esinlenme sonucu ortaya çıkan “eğlencelik” şeyler…

“Muhteşem Yüzyıl” dizisinde “Entrikaları” izlerken “Harem” dizisinde gülmeye çalışarak, yarattığınız olumsuz dünyada biraz olsun rahatlamaya çalışıyorlar, hepsi bu…

Sayın Başbakan bu dizi o kadar ciddiye almış ki, “Ecdadı” ve “Dedesi” olduğunu söylediği Osmanlı Padişahlarına olan özentisini bir kez daha ortaya koyuyor ve  “Ecdadımızın at sırtında gittiği her yere biz de gideriz, her yerle biz de ilgileniriz” diyor…

E tabi benim de aklıma 30 Temmuz 2003 tarihi geliyor…

Sayın Başbakan At üstünde” bırakın ecdadının gittiği yerlere gitmeyi, “At’ın üstünde” bile duramamıştı… Daha “At’ın üstünde” bile duramazken acaba At’ın üstünde” nasıl gidecek ki?

Ha…

İşin daha komik yanı, Sayın Başbakanın “…yargıyı gereğini yapmak üzere göreve davet…” etmesi ve yargıya yine talimat vermeye kalkması…

Hani “Suç duyurusunda bulunuyorum” dese amenna… Doğrudan ve saman altında “Talimat” düzeyinde ifade kullanıyor.

Sayın Başbakan…

Bırak, “At’ın üstünde” ülke fethetme sevdasından vazgeç… Devlet size tepe tepe kullansın diye “Özel uçaklar” tahsis etmiş, onlarla idare ediver gari…

XXX 

“Patriot”ların teltiğinde kimin banağı olduğu açıklandı…

Sormuştum “Patroit savunma sisteminin teltiğinde kimin banağı var” diye.

Genelkurmay Başkanlığı açıkladı. Açıklamanın 5. Maddesi şöyle:“İntikal ettirilecek Hava ve Füze Savunma Sistemlerinin Türk Hava Savunma Sistemleriyle entegre edilmesi, komuta kontrolü ve angajman kurallarına ilişkin çalışmalar NATO çerçevesinde sürdürülmektedir.”

Tercüme ediyorum…

“ Vallahi de billahi de TSK olarak bizim banağımız yok…”

Gerçekleri açıkladıkları için teşekkür ederim…

27 KASIM 2012

İBRAHİM PEKBAY

 

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..