Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Nisan '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Börekçinin girişine konan boy aynasının yaşattığı travma

Börekçinin girişine konan boy aynasının yaşattığı travma
 

.


Ticari işletme sahipleri kârlarını en çoklaştırmak için ellerinden ne gelirse yaparlar. Bu ise kapitalist sistemin doğasından kaynaklanmaktadır.

Müşteri gelecek ve satışa sunulmuş olan mal ya da hizmetten satın alacaktır ki, işletme sahibi para kazanabilsin.

Öyle ki, bu ürünler, alıcıların beynindeki tüketim merkezini ne kadar çok tahrik ederse, satıcılar da o ölçüde amaçlarına ulaşmış olacaklardır.

Peki bu tablo içerisinde, bir ticari işletmenin, bir mağazanın dekoru ne kadar önemlidir?

Ya da bir mağazaya girdiğinizde dekorda ilk neye dikkat edersiniz?

Bir börek salonu için düşünecek olursak…

Levent- Sanayi Mahallesinin girişinde bir börek salonu açıldı.

Yeni.

Tertemiz. Hijyen mi hijyen.

Bizler ki iş arkadaşları olarak kilo sorunumuz olmasına rağmen sabahları bir poğaça almadan edemiyoruz.

Ofise girmeden önce caddeye yayılmış olan o eşsiz sıcak ve taze börek kokusu insanın aklını başından alıp götürmeye yetiyor çünkü.

Önünden geçiyoruz dayanamayıp içeri dalıyoruz.

Ama ya dekor?

Hamur işi satan bu dükkâna her sabah giriyorum ve girişte sizi koskocaman bir ne karşılıyor dersiniz?

Ayna.

Evet koskocaman bir boy aynası !

Ne amaçla oraya konulduğu hakkında hiçbir fikrim yok.

Hâni orası bir elbise mağazası olsa anlayacağım. Çünkü insan yeni bir elbiseyi ilk kez denediğinde, üzerinde nasıl durduğunu görmek için aynaya bakar.

Ve hatta psikolojik bir olaydır; yeni bir şey giydiğinizde, siz farkında olmadan gözleriniz bir aynayı zaten arar.

Eh ama bir börek salonunda insan hiç de böyle bir ihtiyaç duymuyor !

Tekstil ürünleri satan bir mağazada olmazsa olmaz bir koşul olan ayna, bir börek salonunda çekilmez bir hâl alabiliyor.

Hem de bir iş gününe başlamadan, henüz daha ofise varmadan önce…

O da yetmiyor, ayna sağda solda olsa, ‘uzatma bu kadar bakmadan geç’ dersiniz.

Ama öyle bir şansımız da yok.

Ayağını içeri attığın anda karşındaki aynada kocaman birisini (!) görüyorsun. İnsanın kendisiyle boy aynasında yüzleşmesi her zaman cazip olmayabiliyor yâni.

Alacağın varsa da almıyorsun, ya da az alıyorsun. Sonra yesen de yediğinden bir şey anlamıyorsun.

Bazen moralin bile bozulabiliyor.

Allah’tan bu ölçüde bir kilo sorunum (!) yok.

İşte bir dekor olarak ayna, doğru yerde kullanılmazsa müşteriler üzerinde bu boyutta etkiler bırakabilmektedir.

Sanırım hamur işi satan abi şu dekor meselesini bir daha düşünmek zorunda kalacak.

Sabrın sonu ile

 
Toplam blog
: 269
: 1885
Kayıt tarihi
: 08.01.07
 
 

Kabataş Erkek Lisesi Matematik (1992) Marmara Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Mak..