Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Nisan '07

 
Kategori
Edebiyat
 

Boris Vian

Boris Vian
 

Okuma açısından ne kadar fakir olduğumuz tartışılmaz. Kitap okumak için nazlanan bir toplumuz. Vakit buldukça okumalıyız. Bizi biz yapacak değerler ancak bu şekilde biçimlenecek. Güzel yazı yazmanın yolu bile okumadan geçiyor. Aslında bunu hepimiz biliyoruz. Sizi sıkmadan üniversite yıllarımda beni çok etkileyen bir yazardan bahsedeceğim : Boris Vian. Boris Vian’ın baş yapıtı "Günlerin Köpüğü" dür.. Çok etkilendiğim bu kitaptan birkaç alıntı yapmak istiyorum :

"Hemen hemen 4 metreyle 5 metre boyutlarında olan oda, ince uzun iki açıklık sayesinde Louis Armstrong caddesine bakıyordu. İki yanda sırlanmış aynalar kayıyor ve dışarının bahar kokularına rastlandığında onları hemen içeri almaya yarıyordu. Karşı tarafta meşe ağacından bir masa odanın köşelerinden birini kaplıyordu. Birbiriyle dik açı oluşturan iki sıra masanın iki kenarında duruyor ve mavi maroken yastıklarıyla bir örnek iskemleler öteki iki kenarı süslüyordu. Odanın döşemesinde bunlardan başka plaklık olarak kullanılan yerden bitme bir dolap, çok güçlü bir pikap ve bir de tam karşısında, içinde tabak, bardak ve sapan gibi uygar kişilerin evinde yemek yemek için kullanılan ne kadar araç varsa onların durduğu bir dolap vardı."

"Yeni aşcın mı ?

Evet dedi Colin, Halamda çalışıyordu, eski aşçımla bir kilo Belçika kahvesi vererek takas ettim."

"..... birkaç güneş damlası atıverdi çakmağına..."

"Her notanın karşısına ya bir içki, ya bir likör ya da bir baharat getirdim. ‘Forte’ lerin karşısına çırpılmış yumurta, ‘Piano’ ların karşısına da buz konuyor. Soda için ince portede bir ‘trille’ gerek. Ölçekler de uzunluklara bağlı : Dörtlü kroşeye 1 / 16 ölçek, siyaha bir ölçek, yuvarlağa da 4 ölçek. Ağır parçalar çalındığında kokteyl gereksizce fazla olmasın diye bir ayarlama mekanizması harekete geçip ölçeklerin artması yerine alkol yoğunluğunun fazlalaşmasını sağlıyor. Parçanın uzunluğuna göre, istenirse, ölçünün değerini değiştirerek başka bir yan ayarla en küçük armonilere kadar inebilen bir içki elde edilebiliyor. Black & Tan Fantasy den başlayarak öyle bir karışım elde ettim ki aklın durur."

"Mis gibi portoyla ada sucuğunun hazırlanışını sordu Colin :

Şöyle dedi Nicholas. Bir sucuk alıp çığlıklarına aldırmadan derisini yüzün. Bu deriyi ne yapıp, yapıp dikkatle saklayın. Sucuğu ise kıyılmış ve oldukça sıcak tereyağında hızla öldürülmüş istakoz bacaklarıyla yoğurun. Hafif bir tencereye koyup buz üstüne düşürün. Ateşi açın ve bu açıklığa demlenmiş pirinç dilimlerini zevkli bir şekilde yerleştirin. Sucuktan acıklı bir ses gelince çabucak ateşten çekin. Ve çok iyi cins porto şarabı ile kaplayın. Platin bir kaşık alıp hırpalamadan karıştırın. Servis zamanı gelince bir çeyrek taze süt ve bir paket lityum oksit tuzunu birleştirip tülbentten geçirin. Garnitürünü pirinçle yapın, tabaklara dağıtın ve hiç ortaklıklarda görünmeyin."

 
Toplam blog
: 487
: 1730
Kayıt tarihi
: 01.04.07
 
 

1965 İstanbul doğumluyum. İTÜ Elektrik mühendisliğinden mezun oldum. Özel sektörde Kalite Bölümünde..