Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Mart '09

 
Kategori
Borsa
 

Borsanın tehlikesi

Borsanın tehlikesi
 

İMK Borsası


M.K. BORSALARI KAPATILMALIDIR

Menkul Kıymet Borsaları Dünya Genelinde Tümüyle Kapatılmalıdır.

Kapitalist ekonomik sistemin kara deliği olan MK Borsaları, ekonomiyi korkulu ortamda buz üzerinde gezindirmekten kurtarmak için kapatılmalıdır. Bunun yerine daha makul ve mantıklı bir sistem getirilmelidir.

Birçok ekonomist uzman veya birçok borsacı bana gülecektir ama maalesef ben kapatılmalıdır diyorum. Neden? Çünkü borsalar olmasaydı ekonomik krizler söz konusu olamazdı. ABD’de batan bir banka yüzünden veya avrupanın her hangi bir ülkesinde batan bir banka yüzünden Orta Doğu’da ki bir ülke ekonomisi sarsılmazdı.

Ne işe yarar bu borsa, önce ona bakalım:

Bir şirket kendini borsada halka açar. İsteyen vatandaş gelip bu şirketten istediği miktarda hisse satın alır. Şirket, bu hissedarlara yıl sonunda, yapmış olduğu kârdan pay dağıtır. Yani o şirketten hisse alanlar o şirketin hissesi kadar ortağıdırlar ( Hissedarıdır). Buraya kadar güzel görünüyor. Buna ben de katılıyorum. Asıl sorun bundan sonra başlıyor. Ama her nimetin bir külfeti de vardır.


Hisse senetlerinin değerlerinin düşmesi-çıkması ile de kısa zamanda büyük karlar elde edilebiliyor. Birileri zarar ederken, elbette birileri de kar edecektir. birileri batacak, birileri çıkacak. Borsa bile bile maniple ediliyor. İşte tehlike buradadır. haksız kazanç söz konusu. en kötüsü devletin zarar etmesi.

Hisselerin inmesi-çıkması kötü niyetli kişiler tarafından maniple edilebiliyor veya bir tehlike sezildiğinde hisse senetlerinin değerleri değişiyor. Döviz, TL ile müsabakaya giriyor. Sebep, güvensizlik. Dövizin ya da altının yükseleceği sinyalini alan hissesini düşük fiyata satıp dövize, altına gidiyor.

Veya bir üst düzey bürokratın ya da siyasetçinin ağzından ekonomi ile ilgili çıkan en küçük bir ifade sonucu hisse sentleri, döviz veya altın bir anda çalkanmaya başlıyor; denizin dalgalanması gibi.

İşte geçmişte gördük, Türkiye milyarlarca dolar zarara girdi, anayasa kitabı atıldı diye. Türkiye ekonomik krislerden krizlere girdi. İnsanlar işsiz kaldı. O yaralar hâlâ tam olarak sarılabilmiş değil. Buna “korku ekonomisi” denmez de ya ne denir?

Ne var yani, bir kitap, masanın bir ucundan öteki ucuna atılınca? Çocuklar evde birbirlerine kızdıklarmı kitaplar duvarlarda dolaşıyor ama hiç sorun olmuyor. Kitaplar zarar görüyor o kadar. Siyasette bir tehlike ve bir güvensizlik duyulduğunda ortalık karışıyor.

Bir ara İMKB'de 13 kişi yakalanmıştı. Bunlardan sanırım 7 tanesi hapse atıldı. Neden? Çünkü borsayı maniple denilen yalan haberlerle dalgalandırarak büyük paralar kazanıyorlardı ve kazandırıyorlardı!

Bir şirket batıyor ve o şirkette çalışan binlerce insan işsiz kalıyordu. Devletin kasasındaki para değer yitirir. Bu para aynı zamanda milletin cebindeki paradır da. Yani hem devlet, hem millet ve hem de şirketler zarar ederler bir küçük kelime ile.

Peki, batan devlet ve şirketlerse kazanan kim? Borsada büyük parası olan borsa tilkileri.!!

Görüyorum, döviz ile ticaret yapanların gözü dakikalık olarak borsada. Her dakika döviz inip çıkıyor, oynuyor. Paranızın güveni yok.

Ben buna “korku ekonomisi” diyorum. Bu sistemde devletin ekonomisi görüldüğü gibi, bir pamuk ipliğine bağlıdır. Vicdanlara kalmış bir ekonomi.

Tamamıyla insafa kalmış bir sistem. Biri diğerinin kulağına küçük bir fısıltı yapsa battı bir şirket, çıktı bir başka şirket.

Rekabet kurulu üyesi olan bir ekonomistin ifadelerine göre bugünkü krizi aşmanın anahtarı, “hukuk, ahlak ve sorumluluk temeline bağlıdır”.

Şimdi, tüm okurlarıma bir soru sorayım: Tatil günleri borsanın inip-çıktığını duyan var mı? Veya dövizin dalgalandığını duyan var mı? Hatta son yıllarda devlet önemli bir kararı açıklarken cuma günü borsa kapandıktan sonra açıklıyor. Neden? Çünkü borsa kapalı, borsadaki değerler arasında bir çalkantı olamıyor haliyle. Tabi borsacılar bunu iyi bilir.

Demek ki, borsa denilen, ekonominin deprem merkezi olan bu kara delik kapalı olsa dakikada bir döviz fırlamaz, şirketler batmaz ve insanlar işsiz kalmazlar ve devletin ekonomisi zarar görmez, ve enflasyon denilen meret yüksek olmaz.

Borsa tilkileri insanların emeğiyle bahis oynanıyor. Biri kazanıyor diğeri kaybediyor. Aynen kumar gibi.

Başbakan; “kriz Türkiye’yi teğet geçiyor” derken yalanla ekonomiyi koruyordu. Eğer “kriz Türkiye’ye doğru geliyor, büyük tehlike var” diyecek olsa, doğruyu söylese, borsa allak bullak olacak ve yine eskiden olduğu gibi, ekonomide kapanması zor derin yaralar açılacaktı.

Bakınız, 2005’te Sn. Başbakan’a İstanbul’da, evinde uzaktan kurşun atılmış. Atan kişi yakalanmıştı. Ama onu hiç kimseye duyurmadılar. -Şimdi internetten okuyoruz. Neden? Çünkü bunu basına duyursalardı borsa dibe vuracak ve döviz yükselince, devlet de zarar uğrayacaktı. Siyasi istikrarın olmadıoğı düşünülerek ekonomi allak-bullak olacaktı.

Evet, Başbakan yalan söylüyor ama bu yalan bence meşru bir yalan. Türkiye’yi ekonomik olarak büyük felaketten koruyor ve gerekli önlemleri de almaya çalışıyordu. Ne kadar başarılı olunur bunu zaman ve uygulama sonucu veriler gösterecektir.

Eğer ekonomi, borsa denilen korku ekonomisiyle yürütülüyor olmasaydı böyle bir yalana gerek kalmazdı. Ekonomi de tehlikede olmazdı.

ABD’de bankalar battıysa benim fabrikatörüm neden işçi çıkartıyor? Ne alakası var? Çünkü korku ekonomisi var. dünya parası olan meret para DOLAR. Dolar inip-çıkacak. İşçiye ödeyeceği parayla borsaya yatırım yapıyor, döviz alıp yastık altı yapınca akşamdan sabaha daha çok kazanıyor. Dünyanın öteki ucuna gidip mal satacağına akşamdan sabaha emeksiz milyarlarca dolar kazanıyor. Onun derdi işçi değil ki; PARA...DİNİ DE PARA İMANI DA PARA...

İşte İran! Onun böyle bir derdi varmı?. Borsası yok. Çünkü İran’da korkulu ekonomik sistem yoktur.

Bizim gençliğimizde, akşamdan sabaha, ekonomide herhangi bir çalkantı söz konusu değildi. Bildiğimiz gelişmiş ülkeler borsaları sayesinde mi geliştiler? Hayır!

Borsalar aynı zamanda da stratejik yerlerdir. Ekonomik savaş meydanı!  Bir ülke, casuslar aracılığıyla düşman ülkenin borsasını maniple etse ve bir de savaş çığırtkanlığı yaparak sınırdan iki mermi atılsa ekonomide büyük yaralar açılır. Bu sebeple savaş zamanları borsa kapatılır.

İşte Türkiye’nin daha önceki 2001 yılı krizinde, bir de bu ülkeye savaş açılsaydı ne olurdu dersiniz?

Evet, borsalar kapatılmalıdır. Hisse senedi almak isteyenler gitsin şirketlerden alsın, bankalrdan isme alsın ve satsın. Borsacılık, büyük resmi bir kumar oyunu. Çalışanların emeğiyle oynanan bir kumar.

İŞTE BİR BELGE:  http://www.milliyet.com.tr/default.aspx?aType=HaberDetay&ArticleID=1078741

 
Toplam blog
: 358
: 1023
Kayıt tarihi
: 03.09.08
 
 

  Ne elimde garantim var ikinci bir soluğu almaya Ne aklım erer dünyayı yıkıp ta yeniden ya..