Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Kasım '08

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Boş durmak yoktu ya şimdi

Boş durmak yoktu ya şimdi
 

Çok değil efendim.
Daha geçen yıldı.
Şunun şurasında aradan bir yıl bile geçmedi.
Siparişler birikti.
“Haydi zorunlu mesaiye” deniyordu.
Özellikle otomotiv sektörü, bol keseden dağıtılan krediler sonrasında, işçilerin tepesine çullanmıştı.
“Boş durmak yok.”
“Şimdi çalışma zamanıdır.”
“Siparişler birikti.”
İşçiler yaka silkiyordu.

Bu sene ne oldu?
Hemen sayalım.
Ücretli ve ücretsiz zorunlu izin uygulaması başladı.
Vardiya sayıları düşürüldü.
İşten atmalar hız kazandı.
Otomotiv devleri, üretime belirli bir süreliğine ara verdiler.
Renault, Ford, Toyota.
Kuşkusuz otomotiv sektöründe üretimin durması demek, diğer taraftan yan sanayinin de durması demek oluyor.
Küçük sanayi sitelerinde yaprak kıpırdamıyor.

Ne yaman çelişki.
Kapitalizmin iğreti yüzü de diyebiliriz buna.
Önce “siparişler yoğunlaştı” deyip işçiyi haftanın 7 günü 12 saat çalışmaya zorluyorlar.
İşçi yaka silkiyor.
Kulak kabartan olmuyor.
Şimdi ise sipariş yok.
Çalışma da yok diyorlar.
Ücretler kesiliyor.
Mesailer kalkıyor.
Vardiya sayısı düşürülüyor.
Ve son kertede işçiler, işsizlikle karşı karşıya kalıyor.

Son günlerde feci düzeyde işten atmalar başladı.
Önümüzdeki günlerde daha da bir yoğunluk kazanacak işten atmalar.
Tazminatlar ödenmiyor.
Kaldı ki hak edilmiş ücretleri dahi işveren ödemekten kaçıyor.

Patronlar ne diyor?
“Krizden dolayı feci zarar ettik, işçilerden fedekârlık istiyoruz.”
En kötü şartlarda işçileri çalıştırmaktan imtina etmiyorlar.
En ağır koşullarda çalışmayı dayatıyorlar.
Ve yetmiyor, halen işçiden, emekçiden fedekârlık isteniyor.

Aslında işverenlerin defterlerini açıp bakmak gerekiyor.
Hatta ve hatta defterlerini açıp bir göstertmeleri lazım işverenlerin.
Ekonomik kriz kimin için ne ifade ediyor?
Bakalım.
Yeri geldiğinde fedakârlık isteyen işverenler, işçiyi gözünü kırpmadan kapının önüne koyarak açlıkla burun buruna kalmasına neden olabiliyor.

Ve bu süreçte devlet ne yapıyor?
Halktan topladığı vergileri iflas eden şirketleri kurtarmak için kullanıyor.
Krizin sorumlusu olan anarşik rekabeti körükleyen sermayedarlarken, bedelini ödeyenler emekçiler oluyor.
Oysa devlet krizden en feci düzeyde mağdur olan emekçi yığınların taleplerini dikkat almalıdır diyoruz.
Ama devlet, sermaye devleti olduğu için emekçilerin yaşam hakkı pek de önem arz etmiyor.

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..