Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mart '19

 
Kategori
İlişkiler
 

Boşanma Bazen Gereklidir

Dinler, gelenekler ve devletler aile ve sosyal yapının bozulmaması adına boşanmaya sıcak bakmazlar. Ailenin parçalanması sosyal yapının da çözülmesi demektir. Ailenin parçalanması çocukların psikolojisi ve geleceği adına sağlıklı ciddi sorunlar beraberliğinden getirmektedir. Ailesiz çocukların topluma ve devlete hem yüktür hem de sosyal yapıya zarar vermesi nedeniyle boşanma istenmeyen sosyal bir olgudur.

Dinler ve sosyal yapı açısından haklı durumları bir kenara bırakarak ve bireysel cesaretimizi toplayarak boşanmanın bazen gerekli ve zorunlu bir durum olduğuna değinelim.

Kadın ve erkeğin evliliği devam ettirme adına kendilerine ve karşısındakine zulüm etmesine gerek yoktur. Evliliği devam ettirmenin bütün yolları tıkanmışsa evliliği sırf toplumun ve devletin gönlünü hoş etme adına devam ettirmenin bir anlamı ve gerekliliği yoktur. Her yol denenmiş ve bir yere varılamamışsa iki tarafın ruh sağlılığı ve geleceği adına boşanmak bir zorunluluktur. Aynı çatı altında sürekli yaşanan huzursuzlukların, tartışmaların ve giderek artan öfke ve kin nöbetlerinin iki tarafı mutlu etmeyeceği gibi beraberlik adına bütün köprülerin yıkıldığının göstergesidir. Aynı çatı altında iki yabancı hatta iki düşmana dönüşen kadın ve erkeğin evliliği ne adına yürüttüklerinin izahı yoktur. Mutsuz iki insanın bir arada olmasını istemek hem haksızlıktır hem de zulümdür. Ayrılık kararlarına saygı duymak ve iki insanın kendilerine daha iyi bir hayat ve düzen kurmalarına yol açmak gerekir. Belki düzelir diye yapılan baskıların sonuç vermediğini fark etmeyen, bir türlü görmek istemeyen ve laftan anlamayan aracıları ve akraba dostları bir kenara iterek kadın ve erkek kendileri için en iyi kararı vermelidir. Harici seslere kulaklar tıkanmalıdır. Kadın ve erkek kimsenin etkisi altında kalmadan kendi iradeleriyle beraberlik ya da ayrılma kararı vermelidir. Aynı çatıyı paylaşan kadın ve erkektir. Dolaysıyla kararı da onlar adına başkaları vermemelidir.

Aracıların iyi niyeti tartışılmazdır. Ancak her zaman iyi niyet doğru anlamına gelmemektedir. Kimse bir ailenin düzeninin bozulmasını istemez. Ancak zoraki birlikteliklerin yıkıcı sonuçlarını çoğumuz üzülerek tanık oluyoruz. Tanık olduklarımız tükenip bitmeyen tartışmalar, şiddet ve ölümlerdir…

Boşanmalar önünde en önemli engellerden biri de çocuklardır. Boşanmaların kurbanı olarak nitelendirilen çocukların dünyanın kararması hep gündem edilir. Ancak birbirini istemeyen kadın ve erkeğin evin içinde yarattığı kaos içinde çocuklar çok mu mutlu ve psikolojileri sağlıklıdır. Aksine ev içinde yaşanan fiziki ve psikolojik şiddette çocuklar daha fazla zarar görmektedir. Çocuklar bu olumsuz etkilerin izlerini hayatları boyunca taşımak zorunda kalmaktadırlar. Hangi çocuk evin içinde tanık olduğu şiddeti unutur ve bunun devamlılığını ister. Bazen boşanmak çocukların ruh sağlığı için gereklidir. Ve çocukları bu zulümden kurtarmak gerekir. Anne babanın ayrı olması çocuk için daha iyi gelebilir. Çocuk sıcak ve huzurlu bir aile ortamı ister. Kendini böyle bir ortamda güvende hisseder; sevgi ihtiyacını giderir. Aksi durumda anne babanın yanında çocuk sevgiden yoksun büyümekte ve içi kin nefretle dolmaktadır. Görüldüğü gibi çocukları ileri sürerek boşanmaya engel olmak çocuklar için çokta iyi bir karar olmamaktadır.

Boşanma gündeme gelmişse ve bütün yollar tıkanmışsa boşanma sürecini uzatmamak gerekir. Ki iki tarafta çok geç olmadan kendi düzenlerini kurabilsinler. Gecikmiş boşanmalar çoğu zaman özellikle kadının kendine yeni bir hayat kurmasını zorlaştırabilmektedir.

Boşanma kinle değil, saygı ile bitmesine özen gösterilmelidir ki çocuklar için ilerde sorun oluşturmasın. Sonuçta bir taraf çocuğun annesi ve babasıdır. Saygı olduğunda ne kadın ne erkek çocuğu kendine çekmek için karşı tarafı karalamayacaktır. Rastladığımız çoğu vaka ya kadın eski eşini ya erkek eski eşini çocuğa kötülemektedir. Olan çocuğa olmaktadır. Kadın ve erkek sadece içlerinde birikmiş kini ve nefreti kusmuş olmaktadır. Bu çocuğu karşı taraftan soğutma ve uzak tutma çabası sadece çocuğa zarar vermektedir. Çocuğu kazanma adına ya da karşı taraftan intikam alma çabası çoğu anne baba maalesef görülmektedir. Boşanmayı ya da boşanmamayı dert edenlerin bu meseleyi dert etmeleri gerekmektedir. Kadın annelik, baba babalık adına çocuğu kendi menfaatlerine kurban etmeyi bırakmalıdırlar. Çocuğu geleceği buna bağlıdır. Çocuk büyüklerin günahının cezasını çekmemelidir.

Boşanma bir zorunluluk değil, bir tercihtir. Bu tercih de yaşananlarla verilmiştir.

osmantatli@gmail.com

Osman Tatlı

 
Toplam blog
: 90
: 382
Kayıt tarihi
: 02.08.14
 
 

2004 yılında İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. Üniversite yılla..