Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Nisan '20

 
Kategori
Hukuk
 

Boşanmada Tanıma ve Tenfiz

Her ülkenin kendisine ait egemenlik yetkisi ve bu yetkinin sonucu olarak da kendine ait bir hukuk sistemi bulunmaktadır. Bu sebeple yabancı mahkemeler tarafından verilmiş ve kesinleşmiş ilamlar, Türk Hukuku bakımından doğrudan bağlayıcı olmaz. Yabancı mahkemeler tarafından verilen kararın Türk hukukunda bağlayıcı olabilmesi için, verilen bu kararın Türkiye’de açılacak dava ile tanınması veya tenfiz edilmesi gerekir.

Tanıma davası ile tenfiz davası, çoğu zaman birlikte anılmalarına rağmen nitelikleri itibariyle birbirinden farklıdır. Nitekim tenfiz davaları, yabancı mahkemelerden verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi için açılır. Tanıma davaları ise yabancı mahkeme kararlarının kesin hüküm kuvvetinin, icra kabiliyetinden bağımsız olarak uygulanabilmesi için açılır. Bu kapsamda yabancı mahkeme tarafından verilen boşanma kararının Türk hukukunda geçerli olması için, sadece tanıma davası açılması yeterlidir. Ancak yabancı mahkeme tarafından boşanma kararıyla birlikte verilen velayet, şahsi ilişki, nafaka veya tazminat kararlarının Türkiye’de icra marifetiyle yerine getirilebilmesi için tenfiz davası açılması gerekir.

 

1. Tanıma ve Tenfiz Davaları Nasıl Açılır?

Tanıma ve tenfiz davaları açılırken, sunulacak dava dilekçesinde tarafların ad, soyad ve adreslerinin bilgileri, tenfiz konusu hükmün hangi devlet mahkemesinden verilmiş olduğu ve mahkemenin adı ile ilâmın tarih ve numarası ve hükmün özetinin bulunması gerekir.

Ayrıca bu davalarda dava dilekçesine şu evrakların da eklenmesi gerekir;

- Yabancı mahkeme ilâmının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilâmı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesi,

- İlâmın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesi.

Yabancı mahkeme kararının onandığına ve kesinleştiğine yönelik onama Lahey Sözleşmesi’ne taraf olan ülkeler tarafından Apostil şerhi ile sağlanır. Lahey sözleşmesine taraf olup da Apostil Şerhi barındırmayan yabancı mahkeme ilamları veya kesinleşme şerhleri için, tanıma veya tenfiz kararı verilmesi mümkün değildir. Açılan davalarda apostil şerhinin eksik olması halinde, apostil şerhinin tamamlanması için Mahkemece taraflara süre verilir.

 

2. Tanıma ve Tenfiz Kararı Verilmesinin Şartları Nelerdir?

Yabancı mahkeme ilamlarının tanınması veya tenfiz edilmesi için şu şartların gerçekleşmesi gerekir;

- Kesinleşmiş yabancı bir mahkeme kararı olmalıdır.Bu kapsamda yabancı bir devletin sadece nüfus kayıtlarındaki bir evrakın tanınması veya tenfiz edilmesi mümkün değildir. Yine benzer şekilde henüz kesinleşmemiş bir ilamın da tanınması veya tenfiz edilmesi mümkün değildir. Yabancı mahkeme kararının kesinleştiğinin anlaşılması için Apostil şerhi yeterlidir.

- Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması gerekir.Yargıtay içtihatlarına göre yabancı mahkemede her iki tarafın da aynı avukat tarafından temsil edilmesi, taraflardan birinin gıyabında boşanma kararı verilmesi, tarafların vazgeçemeyeceği haklardan vazgeçmesi sonrasında hüküm kurulması kamu düzenine açıkça aykırıdır. Ancak kararın gerekçesiz olması, velayetin veya şahsi ilişkinin düzenlenmemiş olması, Türk vatandaşı olan taraflara Türk hukukunun uygulanmaması veya Türk hukukunun yanlış uygulanması kamu düzenine açık aykırılık olarak değerlendirilmemektedir.

- Türkiye Cumhuriyeti ile ilâmın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilâmların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiilî uygulamanın bulunması gerekir.

- İlâmın, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilâmın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı hâlde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmaması gerekir.

- O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması gerekir.

 

3. Tanıma ve Tenfiz Davasında Yargılama Nasıl Yapılır?

Tanıma ve tenfiz davaları, usulüne uygun olarak açılacak dava sonrasında evraklar üzerinden ilerleyen, usule ilişkin incelemelerin ön planda tutulduğu bir çeşit tespit davasıdır. Bu davalarda hakim, yabancı mahkeme tarafından verilmiş boşanma kararının esası hakkında bir değerlendirme ve bu konular üzerinden yeni bir yargılama yapmamaktadır. Bu davalarda sadece yabancı mahkeme ilamında yukarıda belirttiğimiz şartların olup olmadığı denetlenmektedir.

Bu davalarda dava dilekçesi ile birlikte tensip zaptı ve duruşma gününün karşı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi gerekir. Bu sebeple tanıma ve tenfiz davalarının hasımsız olarak açılması mümkün değildir.

Tanıma ve tenfiz davaları, basit yargılama usulüne tabi olduğu için adli tatilde dahi bu davaların görülmesi mümkündür. Ancak bu davalarda taraflar duruşmaya katılmadan ve dosya üzerinden karar verilmesi mümkün değildir. Tanıma ve tenfiz davası için, eşlerden birinin Türkiye’deki aile mahkemelerine başvurması yeterlidir. Ancak davanın hızlı şekilde sonuçlanabilmesi için her iki tarafın başvurmasında fayda vardır. Tanıma ve tenfiz davalarına tarafların bizzat katılması gerekmemektedir.

 

4. Tanıma ve Tenfiz Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme Nasıl Belirlenir?

Yabancı mahkemeler tarafından boşanma, ayrılık, nafaka, velayet ve mal paylaşımına ilişkin olarak verilen ilamların Türkiye’de tanınması ve tenfiz edilmesi istemli açılacak davalarda aile mahkemesi görevlidir. Aile Mahkemesinin olmadığı yerlerde ise bu davalara aile mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemeleri tarafından bakılır.

Tanıma ve tenfiz davalarında yetkili mahkeme ise bu kararlar kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye'deki yerleşim yeri, yoksa sakin olduğu yer mahkemesi, Türkiye'de yerleşim yeri veya sakin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden biri olarak belirlenmiştir. Ancak bu yetki kuralları kesin nitelikte değildir.

Sağlıklı Günler

Avukat Yaşar ÖKSÜZ

avyasaroksuz@gmail.com

0212 708 42 44

 
Toplam blog
: 80
: 35
Kayıt tarihi
: 07.08.19
 
 

  İlk ve Orta öğretimini Amasya'da tamamlayan Avukat Yaşar ÖKSÜZ, 2012 yılında İstanbul Üni..