Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ekim '12

 
Kategori
Psikoloji
 

Boyalı Kuş

Boyalı Kuş
 

Boyalı Kuş


Bütün hayatım boyunca okuldan nefret ettim. Başarısız ya da uyumsuz değildim. Çevremdekilerin anlayamadığı şekilde her sabah miğde bulantılarıyla uyanır okula gitmemek için, ümitsiz bir hastalığa yakalanmak için dualar ederdim. Bayramları ve tatilleri sevdim allah için bir gün bile okulu özlemişliğim olmadı. Ne okuldaki öğretmenlerim ne de ailem durumu anlamadı işin kolayına kaçarak anlamaya çalışmadılar bile.

Kim dertsiz başına dert almak istesin ki? Alan olmayınca işim daha da zorlaştı tabi. Ortaokula geçtiğim günden itibaren benim için büyük işkenceler de başladı. Saçlarım kızıl, dilim peltek ve en kötüsü ses tonum kimsenin alışık olmadığı kadar yumşaktı. Ergenlik belası daha musallat olmamıştı allahtan ki ilerde ki yaşayacağım işkencelere yavaş yavaş  alışma olanağım oldu. Çevremdeki okul zorbaları için tam bir boyalı kuştum. Görüldüğüm yerde saçımın çekilmesi, konuştuğum anda terbiyesiz küfürlere maruz kalmam, gülüşmeler ve alay edilmeler hafif kalıyor çoğunlukla canımı yakmıyordu da saçlarımdan tutulup kafamın duvara çarpılması ve yürürken çelme takılması giderek dayanılmaz oluyordu.

Her çocuk gibi bu zorbalarla baş edemeyeceğimi biliyordum bir kere çok zayıftım. İşin kötüsü beni farklı olduğuma o kadar inandırmışlardı ki ben bile bu insanlardan olabileceğimi düşünemez haldeydim. Küfür edemiyor, ağlayamıyor, hatta çığlık atamıyordum ki o yaşlardaki çocukların bağırışa bağrışa dolaştığı ve gürültüden sesimin duyulamadığı yıllardı. Kendimi korumak için acizane çözümler buluyordum zil çalar çalmaz koşarak dışarı (oradan tuvalete kapanmak) çıkmak, mümkün olduğu kadar kalabalıktan uzaklaşmamak (gerçi yine kimsenin müdahale ettiği yoktu ya neyse), beni koruyabileceğini düşündüğüm arkadaşlara fazlaca tavizkar davranmak bunlardan bir kaçıydı.

Uzun boylu, iriyarı yaşça hep benden büyük insanlar hala korkulu rüyam desem inanır mısınız. Lise yıllarımda işkencenin dozu cinsel içerik de kazanarak beni iyice hayatımdan bezdirdi. Vücudumun şekil almayışı erkek çocuklar gibi sürekli saçlarımın kısa oluşundan tutun da bir türlü başa çıkamadığım dilimin peltekliği yediğim küfürler ve aşağılanmaları üçe beşe katlıyordu. Ama daha guruluydum bir kere asla ağlamamayı öğrendim. Onların istediği gibi davranmıyor beni itip düşürseler bile yağa kalkıp yürümeye devam ediyordum. Zaman zaman işkencelerine ara verdikleri ya da sevdaya tutulduklarında bu belli başlı zorbalardan kurtuluyordum.

Her okul başlangıcından itibaren gün sayıyor okula gitmeme limitimi son gününe kadar kullanıyordum. Bir çok insanın bunları yaşamadığını görüyordum ve kendi kendime lanet ediyordum. Bazı günler rüyalarıma kabus olarak gelse de çok az iyi anımın olduğu okullara geri dönmek istemem. Geçecek diyordum eninde sonunda okul bitecek.

Nihayet yetişkin olduğumda geçmediğini gördüm. Okuldaki zorbaların da büyüdüğünü işe girdiğini hatta evlenip çor çocuk yaptığını öğrendiğimde her şey için çok geçti. Onlarla yaşamayı öğrenmiş katlanır olmuştum. Kadın ve erkek eşitsizliğini irdelerken feminist çevre edinebildim. Bana kendimi ve bedeni kabul etmemde çok yardımı olan güzel kadınlar tanıdım.

Hala yaralarım var saramadığım ölmedim bu yaralardan ama bakıyorumda ölmekten beter oluşuma katlanamıyorum farklılığa katlanamayanlara. 

 
Toplam blog
: 54
: 533
Kayıt tarihi
: 18.02.12
 
 

Tasarımcıyım grafik çalışırım. ..