Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Temmuz '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Böyle başlamıştı

Böyle başlamıştı
 

SEÇ BAKALIM!


Başım feci döndü, tuvalete çıkamadım, kolumda serumlar ateşim 40 dereceyi vurdu. Hangi doktora gitsek sordukları ilk soru özel sağlık sigortamın olup olmadığı idi. Çok şükür ki vardı ve bir hafta içinde sonuna kadar sömürüldü limitim. Bu dönemde hastanede yatarken baş hekim viziteye çıkacak dediler ve beni bir odaya aldılar. Burası büyük bir odaydı ve içeride benden başka iki kişi daha vardı. İki kişiden birisini hatırlamak için bir sebebim yoktu bu güne kadar, ertesi günü sildim onu hafızamdan. Ama diğer şahıs enteresandı.

Sabah acile gelmiş başı kapalı bir kızdı. Rahatsızlığının ne olduğunu tam anlamamıştım ama galiba vajinal bir sıkıntısı vardı ve hastaneye geldiğinde çok kan kaybetmişti. Onun doktoru geldi ve perdeyi çekip kızı muayene etti. Anası, babası, abisi, ablaları falan da hep oradaydı, endişelilerdi. Konuşmalardan anladığım kadarıyla bu ikinci defa oluyordu ve yaşamsal bir risk söz konusuydu. Doktor ameliyatın şart olduğunu söylüyordu. Ama hasta kız ve aile ameliyat sebebiyle "bekaretin bozulacağını" önceden bildiklerinden hiç o bahse girmek istemiyorlardı. bekaret zarı yerinde ve ölü kızlarını zarı yırtılmış, sağlıklı ve yaşayan kızlarına tercih ettiler ve oradan ayrıldılar. Sonunda ne oldu bilmiyorum, inşallah evlenmiştir o kız da artık o zar parça pinçik olduktan sonra ameliyatını da olmuştur.

Kız ve ailesi toparlanıp giderken baş hekim hazretleri teftiş etti. Ben bir suç işilemiş gibi heyecanlandım. Hastaydım, sebebini bilemiyorlardı. En sonunda deli doktoruna kaldım.

Deli doktoru bir süre görüşmemiz gerektiğini söyledi. Fena bir kadın değildi, sevdim kendisini. Sadece "risk" diyeceğine "riks" demesine bir türlü alışamamıştım. Son seansımızda bana rahat olmamı, biraz riks almamı öğütledi. Riske riks diyen birisini görmeye devam edemezdim. Etmedim de nitekim ama riks almaya da karar verdim. İşin aslı şu ki bir sevgiliye ihtiyacım vardı. Olmasaydı vitrin mankeni kaçıran sapıklardan olabilirdim. Sapıklığa bir adım kala bir gün okul kantininde oturdum. Masada beş kız vardı, ben nazar boncuğuydum. Kızlara baktım tek tek. Daha önce onlara hiç bu şekil bakmamıştım. Daha önce bana bu şekil bakıldığını hiç fark etmemiştim. Hayatımda ilk defa ve sadece o ana mahsus bir özgüven patlaması oldu. O patlamadan bir daha hiç olmadı ve umarım ki olmaz. Alışık değilim çünkü. Dedim ki "ulan kerem sen bunlardan hangisini istesen o senin olur." İşte herşey böyle başladı. Benim bunu fark etmemle başladı. Az sulusundan şaklabanlık yapmaya başladım. Gülmeye başladılar. Eki eki eki sesleri ufaktan ufaktan başlayıp ho ho ho gürülüne ulaştılar. Devam ettim anasını satayım. Bastım gaza. Kızların sayısı pastaya konan sinekler gibi git gide artıyordu. Arada gelen erkeklere yükleniyor, onlarla dalga geçiyordum. O komik, yakışıklı, zeki çocuk da kimdi? Vallahi de ben değildim. Vallahi de değildim arkadaşım. Riks mi alıyordum yani sonunda? Riks nedir?

Riks buyduysa süper bir şeymiş lan. Vallahi de. Tamam peki ama hangi kızı seçmeliyim. Sanki tv yarışmasındayım lan. Vallahi de. Fatoş olmaz, asla ısınamadım o kıza. Burcu daha yeni Burak'tan ayrıldı. Riks alayım ama riks başka, godoşluk başka. Geç. şimdi adını hatırlamadığım birisi vardı, hatta Orkun da beğenmişti onu. Böyle pulp fictiondaki uma thurman gibi bir şeydi. Gözleri çok güzeldi. Ama o da pis sigara içiyordu. Olacak şey değildi yani. onu da geç. Dördüncüsünün ise her daim birden fazla sevgilisi oluyor gibi geliyordu bana. onu da geç. Çok riksli. Kaldık mı beşinciye. Onun da adı Z. Z. de belki de bir yıl önce okulun en güzel kızıyken geçirdiği bir hastalık yüzünden aldığı ilaçlardan ötürü yüzü şişmiş, davul gibi olmuştu. Fakat içlerinde en güzel o gülüyordu. Hastalığına fazla takılmadım.

devamı o kadar travmatik ki yazdım yazdım sildim. şunu diyeyim ama, Z. nin hastalığı zamanla geçti ve güzelleştikçe çekilmez bir kız oldu. kendimi nasıl kurtaracağımı bilemedim. itiraf ediyorum ki tekrar hastalansın da ölsün bile istedim. çünkü başka bir çıkış yolu bilmiyordum. iki yıl sonraki nutella olayına kadar kendimi kurtaramadım. nutella olayını bilmeyen varsa, bilmeyen kalmasın istediğimden işte yazı. baayyy...

terket beni sevgilim

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=32407


K.
 
Toplam blog
: 295
: 733
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Bugün ölseniz mesela, ya da hafifletelim biraz hadi, bu giriş çok karamsar oldu. Bugün ortadan kay..