Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mart '10

 
Kategori
Yolculuk
 

Böyle de başlamak var yaşama !

Böyle de başlamak var yaşama !
 

 

Yıl 2002'ydi. Volvo yeni bir fabrika açar da gidip ziyaret etmez miyim! Aslında birkaç yıl olmuştu açılalı; ama ancak fırsat bulabilmiştim. Yolculuk dünyanın 11. büyük ekonomisi, Türkiye'nin 3 misli büyüklüğündeki, 110 milyon nüfuslu Meksika'yaydı. Tultitlán Mexico City'i ziyaret edecektim. Güncel bir seyahat olmadığı için sizlere uzun uzun Mexico City'den insan manzaralarını değil, yolculuğun sonunu anlatacağım. Ama şu kadarını söyleyeyim ki Mexico City'nin de İstanbul'dan bir farkı yok. 18 milyonluk metropolde trafik arap saçı. Tam bir tosbağa (VW Beetle) cenneti. Yeşil-beyaz 73 model VW 1303S Big'ler hala taxi olarak kullanılıyor. Bugüne dek hiç uçak kaçırmamış ben havaalanına yine metroyla gitmeyi tercih ettim. 2 günlüğüne Los Angeles'a geçecek, oradan da Singapur'a ve sonra Türkiye'ye dönecektim.

Mexico City-Los Angeles uçuş süresi 4 saatti. Bunun anlamı; indikten 2 saat sonra katılacağım toplantıya hazırlanmam için yeterli bir süreydi. Yemeğimi yemiş, şarabımı yudumluyordum ki birden arkalardan korkunç bir kadın çığlığı geldi! Bunun nasıl bir duygu olduğunu bilemezsiniz. Mesela uçak içi sohbetlerde kazalar konuşulmaz, sabotaj ve kaçırmayla ilgili cümleler de kurulmaz. Yolcuları tedirgin edecek tonda yapılan böyle konuşmalara izin verilmez. Arkadan gelen çığlık acaba kadının gördüğü bir duman, alev, kopan bir flap ya da motorda yangından mı kaynaklanıyordu! Arkamı dönüp bakmadan önce uçağı dinledim. B737-800'de hiçbir anormallik yoktu. Arkama döndüğümde onlarca kafanın çığlığın geldiği yöne baktığını ve hosteslerin de o bölümde toplandığını gördüm. Kadının irili-ufaklı çığlıkları devam ediyordu; ama kendi görünmüyordu. Herkes donup kalmış, kimse yerinden kalkmıyordu. Hosteslerden biri hızla yanımdan geçerek uçağın ön kısmında kayboldu. Az sonra da anons gelmekte gecikmedi.

"Bayanlar, baylar!! Az önce duyduğunuz çığlığın nedenini merak ediyorsunuzdur. Öncelikle, seyir güvenliği açısından bir tehlike olmadığını belirtmek isteriz ancak bizimle uçan ve doğum yapmak üzere olan bir yolcumuz var. Aramızda doktor ve hemşire varsa 29. sıraya gelmesini rica ederiz."

30.000 feet'te doğum bir kadın için ne olağanüstü bir deneyimdi ve doğacak çocuk için de hayatı boyunca anlatabileceği ne sıra dışı bir hikaye olacaktı.

Mexico City'den ayrılalı 2 saatten fazla olmuştu. Aslında 8 aylıktan sonra birçok havayolu şirketi hamile bayanların uçuşuna izin vermemektedir. Çünkü uçuş personeli doğum yaptırma konusunda eğitimli değildir. Tromboz tehlikesi hamilelerde daha büyüktür ve hava ulaşımı premature doğumlara neden olabilmektedir. Hatırlayın, bizim sosyetik ve özenti hatunlarımız bebekleri Amerikan vatandaşı olabilsin diye 2 ay önceden Amerika yollarına düşmektedir.

Az sonra tekrar arkaya baktığımda, insanların yer değiştirdiğini ve bazı sivillerin de kadının başında olduğunu gördüm. Demek ki aranan doktor(lar) bulunmuştu. Bu arada kaptan anons yaparak acil durum nedeniyle Hermosillo Havalimanı'na iniş yapacaklarını ve hamile kadını bıraktıktan sonra tekrar Los Angeles'a devam edeceklerini bildirdi. Bu, en azından 1.5 saatlik vakit kaybıydı ve LAX'de beni bekleyenlere haber vermeliydim. İnince ararım diye düşündüm.

Alçalmaya başlamıştık ki arkadan gelen ingaaaa sesi önce kısa süreli bir sessizliğe ve sonrasında da müthiş bir alkış tufanına neden oldu. Yolcu sayımız bir kişi artmıştı. O an ne düşündüğüme inanamazsınız:) Hayata yeni başlayan bebeğin soluduğu ilk hava, basıncı ayarlanmış, şartlandırılmış kabin havasıydı!

Kaptan da az sonra anons yaparak uçakta kaçak bir yolcu olduğunu bildirdi:)

Uçak indikten sonra sağlık görevlileri gelip kadını ve bebeğini sedyeyle aldılar. Kadın Meksikalıydı ve yüzünde hiç de mutlu bir ifade yoktu. Belki de çocuğunu ABD'de doğurma planları vardı.

İki saat gecikmeyle indiğim Los Angeles'ta bekleyen iş arkadaşlarıma, "doğumumuz vardı, geç kaldım. Kusura bakmayın" deyince hep beraber gülüştük. 

 
Toplam blog
: 462
: 1159
Kayıt tarihi
: 07.03.09
 
 

Ne güzel bloglar yazdık, ne muhteşem dostluklar kurduk; onlar kaldı baki... ..