Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Şubat '08

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Böyle uslup olur mu?

Böyle uslup olur mu?
 

Blog yazarlarının çok okuyan kişiler olduğunu düşünüyorum. Hepimizin değişik gazetelerde okuduğumuz köşe yazarları muhakkak vardır. Genelde bizim paralelimizde düşünen yazarları okurken, bizim gibi düşünmeyen yazarları pek okumayız. Zaman içersinde ise içerik dışında o yazarların en azından uslup olarak, bilerek veya bilmeyerek etkileri altında kalırız.

Bu platformda da aynı şekilde gerek içerik olarak, gerekse uslup olarak beğendiğimiz kişilerin yazılarını okuruz. Zaman zaman da bizim düşüncelerimize ters düşen yazılarla da karşılaşmamız doğaldır. Bu yazılara da mümkün olduğu kadar nezaket kuralları içersinde yorum yapmaya çalıştığımız gibi, bazen de sert yorumlarda bulunuyoruz. Yorumumuza karşı cevap da aynı sertlikte gelince, bu defa ikinci bir yorum yaptığımız da oluyor. Bazen bu yorum ve cevaplar karşılıklı tartışma şeklinde uzayıp gidiyor.

Burada tekrar değinmek istediğim konu uslup meselesi. Rahatsızlığım dolayısiyle hastanede yatarken değişik gazeteler ve onların köşe yazarlarının yazılarını okurken, bir yazarın uslubunu çok yadırgadım. Herhangi bir blog yazarı burada o uslupla yazı yazarsa kesinlikle editörlerin onayından geçmeyeceğini düşündüm.

Milliyet Blogda gerektiğinde Başbakan da dahil olmak üzere bir çok kişiyi eleştiriyoruz. Ben de bu yazımda bir köşe yazarının yazmış olduğu bir yazının uslup açısından eleştirilmesinin ve milliyet blog yazarlarına kötü örnek olmaması açısından, o yazıdan alıntılar yaparak bir eleştiride bulunacağım.

Sözü ettiğim yazar, televizyondan da tanıdığım Engin Ardıç, 30 Ocak 2008 tarihli Akşam gazetesinde “Ahmaklar için özel yazı” başlıklı yazısında, adını bilmediğim Vatan gazetesinde çalışan bir yazara cevap veriyor. Yazıdan alıntılar ise şöyle:

Alçaklara ve ahmaklara tarih, sosyoloji, psikoloji falan öğretmeye çalıştım, boyumun ölçüsünü aldım.

Ritüel terimini açıklamaya çalışıyorum, Vatan Gazetesi’nde çalışan mektep medrese görmemiş bir öküz, “Anıtkabir ziyaretiyle satanistlerin kedi kesmesini aynı kefeye koydu” dedi. Bana oldum olası düşmanlık güden bir “internet iti” de bunun üzerine balıklama atladı. Anlama dinleme özürlü birtakım zavallılar da beni kınamaya koyuldular. Bunlara mı laf anlatacağız, biz de ana baba evladıyız, bize de yazık…Bu kadar pis bir camiada ve böylesine ahmak bir toplumda yazı yazmak mutluluk mu verir sanırsınız?

Yazar yazısının sonunu ise şöyle bağlıyor.

Bak hemşerim, son defa söylüyorum: Gazeteci olarak benim görevim, gerçekleri yazmaktır. Bu gerçeklerin senin hoşuna gitmesi ya da gitmemesi, kimin işine yaradığı ya da yaramadığı beni ilgilendirmez.

Bu tutumun senin görüşüne uymuyorsa, görüşüne koyayım.

Bu yazıyı yazma gerekçeleri tamamen haklı olsa bile bir köşe yazarının böyle bir uslup kullanmasını ben şahsen yadırgadım.

Siz ne dersiniz?

 
Toplam blog
: 974
: 3444
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

2017 Basın özgürlük endeksine göre 180 ülkeden 155. sırada olan ülkemizde yemek tarifleri  ve tel..