- Kategori
- Şiir
Boynunda Musa'nın Taşı
Yesari Abdal
Şiirini yazan bir işçiyim
Ya da deliliğin gizli mesleğini
Talim eden bir derviş
Aşk gibi yıldızlara sarılan
Ya da ruhu tanrıya çıkacak
Kadar kanatlı bir pervane
İlk günah nerede
İsyan etmesek
Kanımız donacak
Ölümün ömrü uzacak
Pişmanlığın göğünde
En alçağa indik yoksa
Ol demdik Ademoğlu
Ol demde Cemalullahı gördük
Başlangıçta böyle bir ad yoktu
Adını talim eyleyip
Virdimiz ettik
Eşitlen sesle sessizlik dedik
Başkalarının teninde anladık
Uyandık
Kamunun ve tamunun yasalarını
Öğrendik
Linç kardeşlerini
Habil ile Kabili
Kabul eyledik ahdi vefayı
İkrar verdik
Öl dönme öl verme dedi bir Veli
Kendi urganına tırmanan
Aynı ağacın dalları bile
Birbirine korkudan benzemiyor
Oysa bugün
Gözdemize yazılayan
Esrarın iliğinin kopçasıydı
Taşların tarihine bak
Sana neyi söyler
Tenindeki zehir duruyor mu
Yediğin elmanın
Zaman kendinden akarken
Bütün gücüyle
Kavli karar eyle
Gelme gelme
Dönme dönme
El gövdede kaşınan yeri bilir
Dert sende derman ellerinde
Dar-ı Mansur'da
Boynunda Musa'nın taşı
Boyun bük
Edep et
Hamuş eyle
İlhamı bekle
Sabret
Şükret
Seyreyle
Yesari Abdal
Bir edna kuldur
Kanberi
Deli Derviş evladı deli
Küntü kenzi söyleşen
Bir kemteri
Unutmaz verdiği sözü
Dönmez yolundan boynunda urgan
Bir Kalenderi
Tarık-i Nazenin'de Bektaşidir Bektaşi
Mehmet Özgür Ersan (Yesari Abdal) 23.11.2017 Maltepe