Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Sonsuzluk (Osman Özeker)

http://blog.milliyet.com.tr/yasev

24 Temmuz '08

 
Kategori
Siyaset
 

Bozcaada, Gökçeada ve azınlıklar

Bugün 24 Temmuz 2008. Lozan Antlaşmasının imzalanışının 85. yılı.

Bugün Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk Milletiyle birlikte verdiği “Kayıtsız şartsız bağımsızlık talebimizin” onaylandığı ve tüm dünyanın da bu talebi kabuletmek zorunda kaldığı gün.

Aradan 85 yıl geçti. Dün bizi silahla, işgalle yok edemeyen güçler, bugün yine boş durmuyor, bir türlü içlerine sindiremedikleri ”Lozan’ı” çeşitli entrikalarla delmeye çalışıyorlar.

AB’ ye girmeye çalışan Türkiye’ye akıl almaz dayatmalar, akıl almaz yaptırımlar uygulamaya çalışan Avrupalı dostlarımızın! İstek ve taleplerinin sonu bir türlü gelmemektedir.

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) geçtiğimiz haziran ayının son haftasında: “Bozcaada ve Gökçeada’da yaşayan Rum Azınlıklarla ilgili" bir karar alarak Türkiye’ye yine bir takım dayatmalarda bulunma yolunu seçmişlerdir.

AKPM’ de alınan kararla:"Bozcaada ve Gökçeada’da yaşayan Rum azınlıkların mülkiyet haklarının garanti altına alınması, 20. yüzyılın ikinci yarısında adaları terk eden Rumların geri dönüşünün sağlanması, Rum çocukları için okul açılması, el konulan gayrimenkullerinin iadesi, kiliselerin yeniden onarılması, Rum azınlığına malları iade edilemiyor ise tazminat ödenmesi” istenmektedir.

AKPM tarafındanalınan bu karar, bugüne kadar basın ve medyamızda yeteri kadar yer almamış, hükümet yetkilililerinden de ciddi bir “karşı duruş, itiraz” sesi duyulmamış, sadece Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin açıklaması gelmiştir.

Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada: “Gökçeada ve Bozcaada ile ilgili AKPM tarafından alınan kararın sadece ön yargıya dayandığı, Lozan Barış Antlaşmasıyla Türkiye ile Yunanistan arasında düzenlenen mukabiliyet ilkesine göre hareket edildiğini”bu hususun ise göz ardı edildiğini belirtmiştir.

AKPM tarafından alınan ve Türkiye’ye dayatılan bu karara karşın Gökçeada ve Bozcaada’daki gerçek durum nedir?

Bugün 85. yılını kutladığımız Lozan Antlaşmasının “Azınlıklarla” ilgili maddesinde:

“Yeni Türkiye devletinin içinde yaşayan bütün azınlıklar artık birer Türk vatandaşı sayılacak, Doğu Trakya’da yaşayan Türk’lerle, Anadolu’da yaşayan Rumlar MUKABİLİYET esasına göre yer değiştirmelerine karar verilmiştir”. Yine Lozan’da alınan kararla “Batı Trakya’da yaşayan Türklerle, İstanbul’da yaşayan Rumlar bu mübadele dışında tutulmasına” karar verilmiştir.

İşte alınan bu kararlarla Gökçeada ve Bozcaada’da yaşayan birçok Rum azınlık kendi istekleri doğrultusunda adalardan ayrılmış, kimisi Yunanistan’a, kimisi Rusya’ya, kimisi de dünyanın başka yerlerine göç etmiştir. İşin ilginç yanı adalardan ayrılan bu insanlara “mal ve mülklerinin bedeli de” bizzat ödenmiştir.

Bugün bakıldığında bu adalarda toplam 300 e yakın Rum bulunmakta, bunların büyük çoğunluğu da yaşlı insanlardan oluşmaktadır.

Bu yaşlı insanların okulda okuyacak, okul açacak bir tek çocukları dahi bulunmamakta, burada yaşayan Rum kökenli vatandaşlarımızın da böyle bir talebi de yoktur.

AKPM aldığı bu kararla yine Türkiye’yi köşeye sıkıştırmayı, AB yolunda dayatmalarda bulunma yolunu seçmiş, aldığı bu kararla da “Çifte standart” uygulama örneğini bir kez daha göstermiştir.

Lozan Antlaşmasının “Azınlıklarla ilgili” maddesini oynayarak önümüze süren AKPM aynı Lozan Antlaşmasında hakları garanti altına alınan Batı Trakya Türklerinin Yunanistan tarafından yıllardır ihlal edilen haklarıyla ilgili hiçbir karar almaması, sesini dahi çıkarmaması ise “Çifte standardın” ta kendisidir.

Lozan’la garanti altına alınan Batı Trakya’da yaşayan Türk azınlıkların hakları AB üyesi Yunanistan tarafından yeterince uygulanmamakta, burada yaşayan soydaşlarımıza kasıtlı bir şekilde “Müslüman azınlık” denilmekte, oysa Batı Trakya’da yaşayan Türklerin dışında bir tek Müslüman azınlık bulunmamaktadır.

Burada yaşayan Türk azınlığının kendi müftülerini seçememekte, okullarda okutulan ders kitapları bilerek güncellenmemekte, “İnsanlar bir gün aya gidecektir” gibi komik ve hükmü geçmiş ifadeler bulunmaktadır.

Yukarıdaki örneklerde de görüldüğü gibi Yunanistan Lozan Antlaşmasıyla garanti altına alınan Batı Trakya’da yaşayan Türk Azınlığın haklarını bu güne kadar “göz ardı” etmesine rağmen; Ne AB üyelerinden, ne AKPM den bir uyarı, bir tavsiye kararı alınmamış, çifte standart burada açıkça kendini göstermiştir. Girmeye çalıştığımız ve uğruna birçok taviz vermek zorunda kaldığımız AB’nin Türkiye’ye karşı ne kadar “İkiyüzlü ve riyakâr” olduğunu göstermektedir.

Azınlık haklarına Türkiye cephesinden bakıldığında ise; Lozan Antlaşmasına göre ülkemizde “azınlıklar statüsünde” yaşayan, Rum, Ermeni, Yahudi vb. vatandaşlarımızın kendi dillerinde okulları, kiliseleri, kendilerine ait mal ve mülkleri bulunmakta, her Türk vatandaşı gibi eşit haklara sahip bulunmaktadır.

AKPM tarafından Adalarla ilgili alınan bu karar Türkiye’nin onuruyla, istikbaliyle ve bağımsızlığıyla oynamaya yönelik bir karar olup, bu kararın Türk hükümeti tarafından bizzat düzeltilmesi, imkânı varsa Batı Trakya’daki soydaşlarımızın yıllardır Yunanistan tarafından gasp edilen ve uygulanmayan haklarının iadesi için gerekli girişim ve ağırlığın ortaya konması gerekmektedir.

Bugün 85. yılını kutladığımız Lozan Barış Antlaşması’nı bir türlü içine sindiremeyen Avrupalılar her fırsatta “Lozan’ı delme girişimlerine” dün olduğu gibi bugünde, yarında devam edeceklerdir.

Ortadoğu’nun ve dünyanın sayılı güçlü devletlerinden birisi olan Türkiye bu dayatmalara, Lozan’ı delme girişimlerine “AB girme uğruna”göz yummamalı, sessiz kalmamalı, güçlü ve muktedir bir Türkiye gibi davranarak “Lozan’dan doğan ve kanla yazılan” haklarımızı sonuna kadar savunmalıdır.

OsmanÖzeker

 
Toplam blog
: 287
: 3107
Kayıt tarihi
: 11.07.08
 
 

1949 Konya Ereğli doğumlu olup, halen İzmir'de oturmaktayım. A.Ü. Eğitim Fakûltesi mezunuyum  Ata..