Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Temmuz '11

 
Kategori
Kültür Turizmi
 

Bozcaada, Tarih ve Şarap

Bozcaada, Tarih ve Şarap
 

Hafta sonları zor geçen bir haftanın, iş yoğunluğunun, günlük hayat karmaşasının ödülüdür aslında. Yaşamak istediklerimizi uygulamaya geçirmemiz ise; zaman kavramı ile değil bu zamana sığdırdıklarımızla ölçülür. Bozcaada konumu, tarihi, görselliği ve mekanlarıyla gitmek istediğim yerlerden biriydi. Tavsiye edebileceğim ve görülmesi gereken güzelliklere sahip bir ada.  

Geyikli den feribot ile geçerek tamamlanan yolculuk, Bozcaada’ya ayak bastığınızda Ceneviz Kalesi ile başlıyor. Sahil boyunca uzanan balık restaurantları, renklendirilmiş masa ve sandalyeleri, bembeyaz boyalı eski Rum evlerinin dış cephelerini saran sarmaşıklar ve renk renk çiçekler deniz manzarasıyla birleştiğinde, Türkiye’de yaşıyor olmanın ayrıcalıklarını hatırlatıyor. Heredot “Tanrı insanlar uzun ömürlü olsun diye Bozcaada’yı yaratmış” diyerek ada ile alakalı en geçerli anlatımı bir cümle içerisine sığdırmış.  

Mitolojik hikayelerle unutulmazlık kılan anlatımlar, ayrıca bölgeyi masal diyarı tadında yaşamanıza neden oluyor. Tarih boyunca birkaç isime sahip olan ada; Tenedos adını denizler tanrısı Poseidon’un torunu Tenes’den alan Heredot’a göre 4000 yıllık bir yerleşim merkezi olan , mitolijide olduğu kadar tarihin her devrinde önemli roller oynamış, farklı uygarlıkların kültürüne şahit olmuştur. Değişik isimlerden sonra ‘boz renkli’ anlamını taşıyan ‘Bozcaada’ adını almıştır.  

Arnavut kaldırımlı dar sokaklara sahip kasaba dışında bağ evleri bulunmakta. Rüzgarlı bir havaya sahip olması nedeniyle soğuk olan deniz, Ege’nin en temiz sularına sahip. Ayazma plajı halkın ve dışarıdan gelen Turistlerin odak noktası. Bağ evleri ve üzümler görsel alanda göz doldururken, şarap üretimi ve üretimin yapıldığı yerlerdeki mahzenler güzel olan her şeyin büyük emeklere dayandığının ispatı gibi. Talay Şarapçılık yıllara dayanan üretim ve satış mağazasıyla serbest zamanlarınızda alışveriş yapabileceğiniz bir yer.  

Rüzgar gülleri ise gidip yakından görmeniz gereken güzellikte. 82.000 ağaca eşdeğer oksijen tasarrufu sağlıyor. Yani 17 türbin 1.400.000 ağaçlık bir ormanı kurtarmış oluyor. Türbinlerin sadece bir tanesi adanın enerji ihtiyacını karşılamaya yetiyor. İlham kaynağı olarak bilinen 17 adet rüzgar gülü yanlarına gittiğinizde ihtişamıyla farklı duygular yaşatıyor. Belki de Feridun Düzağaç’ın ‘Nadas’ şarkısını rüzgar güllerinin altında yazdığını sizlerde duymuşsunuzdur. Ada tarihi ve çok şirin dekore edilmiş yapı – restaurantlarıyla insana yerleşip oradan bir parça olma arzusu veriyor.  

Tarihi açıdan merak uyandıran bu ada kesinlikle görülmesi, konaklanması, denizinden yararlanılması gereken bir yer. Alışveriş alanlarında el işçiliklerine de sık sık tanık olacaksınız. Gitmişken rüzgar gülleri altında günbatımını izlemek ise ayrı bir unutulmazlık kılıyor.  

 

09.07.2011  

Bozcaada  

 
Toplam blog
: 670
: 1923
Kayıt tarihi
: 19.12.10
 
 

İstanbul doğumlu. Kuantum Yaşam Koçu. EFT, NLP, ETKİLİ İLETİŞİM, BEDEN DİLİ gibi bir çok konuda e..