Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ekim '11

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Bozcaada'ya kaçış

Bir haftadır planlıyoruz bu kacısı. Gene işten, hayatın boş gailelerinin içine sıkışmış insanlardan, Türkiye gerceklerinden bunalmış ("ben","o" ve "diger o") kaçışa yer arıyorduk.

Ve tabi ki bulmamız hiç de uzun sürmedi. En sevdigimiz adaya gitmeye karar verdik.(Bozcaada’ya)
Nedense ada hep bir kacış yeriydi üçümüz için de. Adada ne zaman kavramı vardı, ne bir yerlere koşuşturan insanlar, ne şehrin boğucu gürültü kirliligi, ne şehir magandaları..
Telefonunuzuda kapadınız mı size kimse ulaşamıyor. Ne iş icin ne de lüzumlu luzümsüz dert paylaşımları icin.
 
Sabahın köründe kalkıp yola gitmeyi hiç sevmem ama  ne yazık ki günü kaybetmemek için ilk vapuru yakalamamız gerekiyordu ve 2 de kalkmak zorundaydık ki 3 de yola cıkıp 9 daki feribota yetişelim.
Yolda gerçi, bende şöförlük zayıf oldugundan Lapseki feribotuna kadar uyudum ben."O" ve "diger o" sagolsun. Gözlerimi açtıgımda Lapseki deydik.
Bu 3 lünün genel bir makus talihi vardır. Sonbahar  ya da bahar gibi havanın ne olacağı belli olmayan 2 mevsimde böyle bir kaçış ayarladıklarında yola çıkmamaları için hava durumu elinden geleni ardına koymaz. Ya yağmur ya kar yağar ya da fırtına cıkar yolda.
Hepsi iclerinden gizli gizli acaba gerimi dönsek, yola çıkmakla hata mı ettik gibi fikirlerle cebelleşirken yanındakinin gözüne bakar. Sonra da bir ben böyle düşünüyorum diyip kimse sesini çıkartmaz.
Ve çeşitli maceralar sonunda gidilecek yere vardıklarında kendilerini o dehşet içinde bırakan hava birden süt liman olur. Bu yolculugumuzda aynen böyle oldu.
Ayagımızı Adaya attıgımız anda güneş ortaya çıktı, bulutlar dağıldı ve ada bize kollarını açtı sanki hoşgeldiniz der gibi..
Lodos oldugunda adaya gitmek mümkün olmadıgından (ve 1 kac kere de gidemedigimizden bu bize ders oldu) yer işini şansa bıraktık. Aklımızda Ege otel vardı. Adanın eski okulunu otele dönüstürmüşlerdi. Çok sevimli ve adayla gercekten bütünleşmiş temiz bir otel burası.
Tek sorunu bence sahibinin disiplinli ve sinirli bir öğretmen gibi davranması. Bir an önce odanızı secmenizi, fazla talepte bulunmamanızı ve tabi ki otel kurallarına özellikle uyulması hissi veriyor insana.
Resepsiyonda ki  fırça yemiş öğrenci modundan, otele girdiğinizde oda kapılarında en sevdiginiz şairlerin adlarını ve şiirlerini görünce gene huzuru bulmus insan moduna geri dönüyorsunuz.
Ben ve “o” Oscar Wilde da kaldık. 30 numaralı odada. Minik bir terası vardı adayı gören.”Diger o” da Hasan Hüseyin Korkmazgil ‘e misafir oldu.
Bu minik otelin bir güzel olayı da tek kişilik odasının bulunması. Hem de bir kac tane. Yani yanında oda arkadaşı olmayanlar tek kisilik ödeme yapabiliyor. Harika bir sey ama ben gene de yanınıza bir arkadaş bulun derim.
Esyalarımızı odalara atıp, karnımızdaki zillerin sesini takip edip kahvaltı yapacak yer aramaya koyulduk.
Ada sezon sonu oldugundan dolayı, yavaş yavaş toparlanmaya başlamış cafeler .”Eski kahve” diye bir cafede yaptık kahvaltımızı. Biraz hayal kırıklığı yasadık aslında. Gayet sıradan bir kahvaltı oldu. Özellikle Sahanda yumurta isteyen “diger o” aç kaldı diyebiliriz. Tüm gün açım diye başımızın ettini yedi arkadaş. Biz kahvaltımızı etmeye calışırken siyah pek de sevimli olmayan tasmalı bir köpek yanaştı yanımıza. Yediklerimizden cok bizim ilgimizi cekmeye calışıyordu ama biz daha karnımızdaki zillerden kurtulamamıstık ve bir an önce Ayazma'ya kendimizi atmak isitiyorduk. Kendisine istedigi alakayı göstermeyip doğru arabaya atladık .
 
Ayazma'ya giderken yolda kendimize bir kaç bağ evi begenip kısa hayaller kurmaya tam baslamışken.
Pırıl pırıl parlayan deniz gözlerimizi kamaştirarak hayallerden kopardı bizi. Şimdi kim girmez ki bu denizeeee? Demeyin su buz gibi. Tertemiz  ama buzzzzz.Bırrrrrrrr. İşte denize girmeyen tek uyanık bendim.”o” ve “diger o” denize atladıklarında ben arkalarından talimat veriyordum “sakın durmayın devamlı yüzün durursanız ölürsünüz”.(ne bayat espiri yapmışım yaaa)
Neyse denizden her çıkanın olan ve olmayan tüyleri ayaga kalmıstı. Bunu görünce ne kadar dogru bir şey yaptığımı anladım denize girmeyerek. Saat 2'e dogru bizim ziller gene çalmaya basladı.
Ayazma'da plajın üst  tarafında kücük salas restoranlar ve cafeler bulunmakta. Ama sezon sonu oldugundan çogu kapatmıstı. Ali baba denen yere gittik. Çiğ börek –bira ikilisi yapıldı ama Böreklerden biradan aldıgımız keyfi alamadık nedense.
Neyseee. Tekrar plaj ve günes –rüzgar ikilisi. Biraz kestirme, gazate-dergi okuma ,
İslerini yanlarında getiren insanlara hüzünle bakmaca, hala beze satmaya calışan adalı adamın faydasız sahil turları, benim giremedigim denize giren 5 yaşındaki velete özenme vs vs derken saati yaptık 5 buçuk ve tabiki biraların ada kanalizasyon sitemine nakil saati gelmisti.
Apartopar koşarak arabaya atladık dogru sevgili otelimize ulastık. Otelde gene birer şiir okuyup, banyomuzu yapıp hooop aşagıya indik. Yayan olarak yapılan minik bir ada turu.
Aksam yemegi planlarına geçildi hemen ardından. Nerede geçirilecekti bu keyifli akşam?
“O” iskelede yemezsem adada yemis sayılmam dedi. Bizde hak verdik kendisine. Bildik bir iki adres vardı zaten. Direk onlara dogru gidip bir kolaçan edildi yerler. Gönüllerimiz ve tabiki migdelerimiz “koreli” dedi. Kararı verdikten sonra adanın tam ortasındaki cay bahcesinde bir tavla turu yanıdan çay......
 
Hava aksama dogru iyice serinlemis, üzerimdeki kapsonlu sweatshirtüm az gelmeye baslamıstı.
Tüm serinlige ragmen ada keyfini tam almak adına dısarda oturmaya karar verdik. Mezelerden meze beğen kısmı hala ağzımı sulandırıyor.
“köpoglu”,”nuraniye”,”zeytinyaglı ada sarması”,”lakerda” ,”ahtopat salatası”
Ara sıcaklar
“ada kalamar tava”,”karides güves “
Yetmedi bir köpoglu daha
Eee bu güzellikler yalnız gitmez boğazdan
Yanıdan mis gibi soguk rakı.
 
“Koreli”nin sezon kapanışıydı o gün. Bir güzel müzikler ... güzel insanlar, dans edenler, müzige gönülleriyle katılanlar, sarhos olmak isteyenler, hoş sohbetler, cilveler ........................
Eee kediler, köpekler eksik olmaz tabiii bir degişik renkte onlar kattı.
Sogugunda etkisiyle 12 de ayrıldık Koreliden. Ve cumbaa yatakJ
Sabah 8 de ada kargalarının sesiyle uyandık. Adaya has bir karga bunlar. Gagalar minicik. Tüyleri de daha narin ve rengi gri. Bir de sesi güzel olsa kimse karga demez bu kuşlara öyle de sevimliler.
Bu sefer otelde yaptık kahvaltımızı. Güzeldi hersey. Özellikle domatesleri  ve adanın farklı recelleri.
Domates receli meshur ama ben acıkcası pek sevmiyorum.
Kahvaltı nefis olsada hafif bir hüzün var üzerimizde. Her güzel sey çabuk biter duyguları hakim üzerimize.
Ama daha bitmedi 3 feribotuna bineceğiz.Tam 5 saatimiz var daha adaya doymak icin.
Hoop koşa koşa şarap satış ve tadım bölümlerine gidiyoruz.ve saat 11 de baslıyoruz tadımlara.
Sarapları cok güzel adanın. İçimi rahat.4-5 şise alıp arabaya bırakıyoruz. Arabayıda ferbot kuyruguna.
Gazetelerimizi alıp çınarların altındaki çay bahcesinde kahvelerimizi yudumluyoruz .
1'i gecerken aklımıza koydugumuz son şeyi de yapıyoruz.”Lodos” ta ögle yemeği.
İlk defa gidiyoruz bu restoranta. Gazetelerden methini duymustuk .
Balık pastırması, Kalamar izgara, Zahter Salatası, Deniz Ürünleri Böreği....
Ve yanında soguk corvus beyaz sarap........
 
Servis, lezzetler, hersey mükemmeldi. Mutlaka ugrayın yolunuz düserse.
 
Mutlaka yapın:
- Adanın meshur üzümünden ve saraplarından almadan dönmeyin
- Koreli'nin köpoglunu ve sarmasını mutlaka yiyin
- temiz enerji rüzgar güllerinin dibine kadar gidin. Muhtesem bir duygu yasatıyor
- ada recellerinin tadına bakın.
- çınarların altındaki kahvelerinde cay-kahve icin.
- Ayazma'ya gidin.
- ada sokaklarını turlayın.(aralarda sarapla ilgili ürünler satan bir dükkan var mutlaka ugrayın merakınız varsa)
- fotograf cekin
- kalesini gezin
 
Hesap kitap işleri:
Ada pek ucuz degil ama bu fiyatlarıda hak ediyor açıkcası. Adaya gelip evden dolma da getirebilirsiniz .(getirenlerde vardı ve gayette keyif alıyorlardı )
Yaklasık fiyatlar:
Oda:100-400 tl arası cift kisi oda kahvaltı
Yemekler: adam bası alkolde alınırsa 50 tl -100 tl arası  
 Yol :adaya Avrupa yakasında geliyorsanız
-- 25 x 2 (lapseki-Çanakkale feribotu)
- 45 (Geyikli Bozcaada feribotu)
- yaklasık 250 tl lık benzin
 
Haftasonu icin biraz tuzlu oluyor. Ama verdigi keyfe deger dogrusu.
 
Yeni yollarda görüsmek üzere.
 
 
Toplam blog
: 4
: 840
Kayıt tarihi
: 06.10.11
 
 

 İnsanlara ve olaylara fazlaca merakım var. İhracat Operasyon Uzmanlığı yapmaktayım.  Gez..