Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ağustos '09

 
Kategori
Kültür Turizmi
 

Bozkırdaki vaha: "Beypazarı"

Bozkırdaki vaha: "Beypazarı"
 

Beypazarı'nın tarihi evlerinden bir tanesi


Kent Tarihi Müzesi'ndeki tanıtım, "Beypazarı, beyler pazarı", "Bozkırdaki vaha" diye başlıyordu Beypazarı'ndan bahsederken. Tarihi milattan önceki yıllara dayanan Beypazarı tarihi ve mistik havası ile kendine özgü yöresel ürünleriyle son yıllarda turizm potansiyeli açısından oldukça dikkat çeken bir ilçe. Yıllardır gitmek istiyorduk ancak arkadaşlarımız İpek ve Ramazan vesilesiyle bu hafta sonu gitmek nasip oldu Beypazarı'na.

Gelelim Beypazarı'nı dilimiz yettiğince anlatmaya.....

Beypazarı Ankara'ya 100 kilometre uzaklıkta Ankara'nın 35.000 nüfuslu bir ilçesi. 1900'lü yıllarda nüfusu 20.000 kişi civarındaymış. Ankara'dan arabayla yaklaşık bir buçuk saatte gidilebiliyor. Tarihi İpek Yolu'nun Ayaş, Beypazarı, Güdül diye devam eden duraklarından bir tanesi Beypazarı. Kervansaraylar ve çarşısı pazarları o günlerden bu yana nam salmış. Eski Ankara-İstanbul yolu Beypazarı'ndan geçiyormuş ama dönemin otoriteleri karayolunu Kızılcahamam güzergahından geçirince Beypazarı ticari açıdan baya yara almış. Çarşamba günleri kurulan pazarının ihtişamından almış adını Beypazarı, beyler pazarı....

Türkiye'deki havuç üretiminin yaklaşık yüzde 65'ini Beypazarı karşılıyormuş. Bu yüzden havuç ürünlerinin çeşitliliği göze çarpıyor. Havuç suyu, cezeryesi, tatlısı, daha pekçok ürün var hammaddesi havuç olan. Oldukça bereketli toprakları var Beypazarı'nın. Beypazarı halkı tarımı hiç bırakmamış. Hala tarımsal ürünler belli başlı geçim kaynaklarından.

Sodası, tarhana çorbası, mumbarı, tereyağlı kurusu, tescilli seksen kat baklavası, yaprak sarması, Beypazarı güveci ile Türk mutfağında hatırı sayılır bir yerde Beypazarı. Biz gücümüz yettiğince tadına baktık ve oldukça beğendik. Ev hanımlarının sattığı erişte ve yöresel ürünler de cabası.

Burda telkari üzerine altmışa yakın atölyenin olduğu söyleniyor. Gümüş ürünleri oldukça popüler. Eski usul üretimle ince ince dokunuyor gümüş Beypazarı'nda. Fiyatları da oldukça uygun. Camdan yapılmış takıları da unutmamak lazım.

Beypazarı'nda nereleri gezilebilir derseniz, tarihi Taş Mektep, Beypazarı Kent Tarihi Müzesi, Doğa Evi, Arkeoloji Müzesi, Halk Evi, Cahide Gürsoy Müzesi, Yaşayan Müze ve muhteşem manzaralı Hıdırlıktepe ilk sayabileceğim yerler arasında. Unuttuklarım varsa kusura bakmayın o kadar çok şey var ki anlatılacak Beypazarı'na dair.

İlçe merkezine girişten üç kilometre sağa giderseniz eğer İnözü Vadisi'nin muhteşem doğasıyla bütünleşebilirsiniz. Burası doğal bir alan. Vadinin yukarısında Beypazarı'na özel akbabalar uçuşuyor. Doğa Evi'ndeki yetkililer buna benzer birçok canlı olduğunu söylediler. Doğa güzelliği açısından oldukça zengin bir yer.

Ayrıca İnözü Vadisi'ndeki işletmelerde çok uygun fiyata güzel bir köy kahvaltısı da yapabilirsiniz. Hem çeşit açısından zengin hem de cebinizi yakmayacak kadar uygun.

Beypazarı demişken eski dönem Belediye Başkanı Mansur Yavaş'tan bahsetmezsek olmaz. Yerli esnaf "Allah ondan razı olsun, yolunu açık etsin, Beypazarı'nı Beypazarı, bizi biz yapan odur" diyorlar ondan bahsederken. Beypazarı halkının gönlünde sağlam bir yer edinmiş Mansur Yavaş. Çeşitli sponsorlar bularak 3.000'e yakın tarihi evden yaklaşık 600 tanesinde tadilat yaptırmış ve Beypazarı'nı turizm otoritelerine kabul ettirmiş. Bu yüzden takdire şayan diye düşünüyorum. Her belediye başkanının ondan öğrenecek çok şeyi var kanımca.

Türbeleri, yöresel yemekleri, tarihi evleriyle Beypazarı masal gibi bir yer. Müjgan Abla'dan seksen kat baklava da yörenin tadına tat katıyor. Mutlaka tadılmalı.

Allah ağzınızın tadını bozmasın diyerek iyi seyahatler diliyorum.

 
Toplam blog
: 5
: 4460
Kayıt tarihi
: 13.01.09
 
 

Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümü mezunu olmakla birlikte bir kamu kuruluşu..