Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mayıs '11

 
Kategori
Siyaset
 

Bozüyük-Pınarbaşı halkın gözyaşlarıdır!

Yatağan Turizmini geliştirme kapsamında, 4 yıl önce Kaymakamlığımızda yapılan bir toplantıdan amaç; ilçemizdeki tarihi yerlerimizi ve doğal güzelliklerimizi turistlere tanıtmaktı...

21 Kasım 2007 Çarşamba günü, İzmir'den gelen iki önemli konuğum için, bir gün önceden sayın Kaymakamımız Şehmus Günaydın'dan, uzunca sürecek bir görüşme için randevu almış; sağolsunlar, saat 11.00'de bize randevuyu vermişlerdi. İzmirli konuklarım tam vaktinde geldiler ve sayın Kaymakamımızın makamında söyleşiye başladık. Konuklarımın biri, Ege Bölgesi'nin en büyük tur organizatörlerinden ve Turizm Uzmanı sayın Semih Adıyaman, biri de, Yurt içi ve Yurt Dışı Eğitim Uzmanı, Muğla Üniversitesi - Bodrum Güzel Sanatlar öğretim üyesi sayın Hamdi Topçuoğlu idi. Konumuz ise; Lagina-Stratonikeia-Bozüyük Pınarbaşı-üçgeni içinde, İlçe Turizmi'ni geliştirmek; Kuşadası-Didim-Bodrum-Marmaris dörtgeni içindeki 50 bin yatak kapasiteli otel ve motellerde kalan turistleri, İç Turizm'e yönlendirerek, hem eşsiz tarihi yerlerimizi göstermek ve hem de, doğal güzelliklerimizi tanıtmaktı… Bunun içine, ileride Kavaklıdere de dahil edilecekti tabii.

Elimizdeki en önemli kozlar da; mitolojik efsanelerde sık sık adı geçen Lagina, Stratonikeia, Marsyas Çayı, yaniÇine Çayı ve bu çaya en önemli kaynağı teşkil eden Bozüyük-Pınarbaşı idi. Yunan mitolojik olaylarının çoğunun Ege Bölgesi'nde geçtiğini, herhalde hiçbir tarihçi inkâr edemez. Yunan mitolojik efsanelerinde 12 Tanrı vardır. Bunların 6'sı kadın, 6'sı da erkek Tanrılardır. Bu Tanrıların hepsi de “Olimpos Dağı'nda otururlar ve dünyayı oradan yönetirlerdi. Bu mitolojik efsanelerde adı geçen Uludağ, Troya, Kuş Cenneti, Güllük Dağı, Spil Dağı, Kaf Dağı da, Ege ve Marmara arasında yer alan dağlardır. Bu da gösteriyor ki; Marsyas mitolojik olayının, Afyon-Dinar Suçıkan Parkı civarıyla ilgisi olamaz. Bu yer, olsa olsa; Pınarbaşı-Dipsiz-Deştin Çayı, Bozarmut Gücük ve Bencik Çayı su kaynaklarının çevrelediği yerdir ve merkezi de Pınarbaşı'dır!.. Bazı tarihçilere göre, bu Marsyas ve Midas mitolojileri efsaneleri, Dinar-Suçıkan Parkı civarı olduğunu iddia etmişler ve yörenin halkı da bu görüşü hemen kabullenip, tarihimize sahip çıkmışlar.

Ancak, unuttukları çok önemli ayrıntılar var: 1- Çine Çayı'nın bir adı “Marsyas Çayı”dır. 2- Marsyas'ın cezalandırılmasında, Tanrı Apollon'un ceza verdiği iki Tanrıça'nın anası olan “Ana Niobe” büyük bir kayaya döndürülmüştür. Bu “Niobe” adı, şimdiki “Nebiköy Ovası” civarındaki devasa kayalardan birisi olmasın? “Niobe” adı, zamanla değişime uğrayarak “Nebi” olmasın? Tıpkı, “Lagina” adının, “Leyne (İlene)” olması gibi…

Marsyas’ın yarışmayı kaybetmesi sonucu, derisinin yüzüldüğü ve bacaklarından ulu bir çınara asıldığı; bu üzüntüden, Marsyas’ın kavalını dinlemeyi çok seven halkın gözyaşlarına boğulup da, pınarların çağladığı yer Pınarbaşı olmalıdır!.. Bu görüşe, Muğla Tarihi Doktoru da denilen, Yaşar Üniversitesi'nden Prof. Dr. Şadan Gökovalı Hocamın da katıldığını, arkadaşı olan Semih Adıyaman'dan duydum ve çok sevindim.

Semih bey, Hamdi bey, Mimar Özden Akgüç ve naçizane bendeniz de, bu fikirde ısrar ediyorduk zaten… Yatağan halkı da, tıpkı Afyon-Dinar halkı gibi, bu olaya ivedilikle sahip çıkmalıdır!.. Çünkü, bize “davul tozu” gibi gelen ve ilgisiz kaldığımız bu mitolojiler, Batı insanı tarafından ezbere biliniyor, seviliyor ve çok da ilgi duyuyorlar…

Neyse; sayın Kaymakamımız ve iki uzman arkadaşımızla birlikte, uzun uzun bu konuları konuştuk ve öğle yemeği saatinin geçmesine rağmen, sohbetimiz devam ediyordu. Sonuçta, eski ve yeni Kaymakamlarımızın da çok ilgi duyduğu ve hepimizi heyecanlandıran; “Şimdi ne yapabiliriz de, bu 50 bin yatak kapasiteli yerlerdeki turistlerin, Yatağan ve civarına, hiç olmazsa günde 1.000 - 1.500 tanesini getirip, turizmden hak ettiğimiz payı alabiliriz?” sorusunun cevabına geldi. Ortak görüş olarak da; bunda halkımıza büyük görevler düşüyor.

Turizm Bakanlığı, Valilik, Üniversite ve Kaymakamlık, bu konuda ellerinden geleni yapacaklardır. Halkımız da; turiste yönelik, yöremiz özelliklerini taşıyan hediyelik eşyalar, yöre mimarisine uygun otel-motel-lokanta ve apartlar yaparak, eski “Ahi” geleneğine uygun dükkânlar ve ürünlerle, bu hayırlı işe katkı sağlayabilir, denildi.

Ayrıca; Pınarbaşı tesislerinde, tıpkı mitolojideki gibi; kaval-flüt-lir-keman-bağlama-gitar… çalan uluslararası sanatçılar arasında, Pınarbaşı'nda “MÜZİK YARIŞMALARI ve Festivaller” düzenlenebilir, Lagina'da eski dinî törenler yapılabilir denildi. Bu toplantıların devamı olacak. Sayın Kaymakamımız; konuyu sayın Valimize de en kısa sürede taşıyıp, Muğla Üniversitesi'yle, Turizm ve Kültür Bakanlığı ile de temasa geçileceği müjdesini vermişti. Haydi Yatağanlılar, siz de elinizden geleni yapın ve kararlılığınızı gösterin de, turizmden hakkımız olan payı en kısa zamanda alalım… Sakin KOŞAR. 

 
Toplam blog
: 191
: 753
Kayıt tarihi
: 09.08.08
 
 

16/07/1951 Bozüyük / Yatağan / Muğla doğumlu, 1970 Isparta - Gönen mezunu, 1986 Anadolu Üniversit..