Bratislava - Slovak Cumhuriyeti

Bir nehir var. Bir tarafı Macaristan, bir tarafı Avusturya, bir tarafı Slovak Cumhuriyeti. Almanca adı Pressburg, Macarca Pozsony, bugün kullanımda olan Slovakça adı ise Bratislava. Çok yıllarca Avusturya-Macaristan İmparatorluğuna merkezlik yapmış bu şehri hala Avusturyalılar ve özellikle Macarlar kendi şehirleri olarak görürler.

Özellikle Macarlar ziyaret etmeyi bile reddederler bu şehri ellerinden oyuncağı alınmış çocuk edası ile. Bratislava sokakları ise size değişimin tarihe meydan okuyuşunu ve onca el değiştirmeden sonra bile şehrin yıllardan geriye kalan bütün hazinesini de yine o eski zamanlara borçlu olduğunu gösterir.

Tren istasyonundan şehre indiğinizde komünizmi yaşamış bir ülkede olduğunuzu birebir hissedersiniz. Ufak pencereli, betonarme, işçiliği olmayan düz ve yüksek binalar şehrin alımlı, tarih kokan binaları arkasından yüzlerini gösterir.

Evlerin bakımlı bahçeleri yer yer göze çarpıyor. Bu evlere bakınca insan içlerinde yaşayanları görebiliyor sanki, bu kadar ince zevkler ile döşenmiş bahçeler olabilir mi diyor insan...

Şehir Macar mimarisi ağırlıklı olmasına karşın, Slovak sanatını da sevimli bir biçimde yansıtıyor. Sokaklarda her köşeden size farklı şekillerde gülümseyen komik bronz heykelcikler şaka gibi. Sokakta yalnız yürüyor olsanız bile yalnız olmadığınız hissine kapılıyorsunuz. Rogar kapağından çıkmış size gülen işçi heykeli, şehrin ortasında bankta otururken size eşlik eden adam, pencerenin birinden size saati gösteren adam, sokaklarda hiç ummadığınız yerlerde kafanızı çevirip baktığınızda size farklı bir muziplik yapan birçok heykelcik ve resimler :)

Bratislava kalesi ve sarayı şehrin en alımlı öğelerinden biri. Saraya çıkıp baktığınızda Tuna nehrinin salınışını ve şehrin tüm tarihi çehresini görebiliyorsunuz. Her şey iç içe bu şehirde.

Orta Avrupa’da her yere çok yakın olan bu sevimli şehri gezmek için bir gün yeterli, ama size vereceği keyif oldukça fazla olacaktır. İyi gezmeler!