Bravo Berna Laçin

Milliyet ana sayfada, rezilliğin kepazelikle at başı gittiği, ekranları işgal ettiği bir video izledim. Kendi adıma böyle bir kepazeliğe tanıklık etmekten utandım.

Sibel Üresin denilen ve çokeşliliği savunan bu kadın, içinden geldikleri geleneğin gerekleri gereği sürekli Allah ile kulu arasına girmeye, insanları provoke etmeye, ortalığı karıştırmaya yönelik söylemlerle veryansın ediyor Berna Laçin’e.

“Siz Müslüman değil misiniz? Müslüman değilsiniz o zaman, Allah’a şirk koşuyorsunuz” diyerek ve asıl şirk koşanın kendisi olduğunu unutarak.

Berna Laçin ise, “ben boşanırım ama kocamı başka bir kadınla asla paylaşmam, Cumhuriyet ilkelerine, yasalarına göre yaşarım” diyerek Üresin’i ve diğerlerini püskürttü, bizim de gönüllerimize taht kurdu.

Eşime arkadaşımı önerdim diyerek manşetlere konu olan bu kadın, sorulan bir soruya karşılık, “eşime dışarıda gösterdim, biz evde haremlik selamlık yaşarız” diyor ama binlerin, milyonların izlediği televizyon ekranlarında kadın erkek aynı atmosferde bulunmaktan çekinmiyor, imtina etmiyor, bizlerle adeta alay ederek aptal yerine koyuyor.

Bu, içinden geldiği geleneğin kadınlarını ya da erkelerini ikna edebilir, gözlerini boyayabilir ama söylemleri ile eylemleri tamamen zıt olan bu şaklabanların hal ve hareketleri bizleri asla ikna edemez, gözlerimizi de boyayamaz. Aklı fikri yerinde olan hiç kimseyi de ikna edeceğini düşünmüyorum.

Kendisine sormak gerekli.

Başka hangi İslam ülkesinde kadınların böyle ekranlara çıkma, çen çen etme hakkı var?

Dikkat çekmek istediğim bir başka nokta daha var ki; Rasim Ozan Kütahyalı,” eşin seni seviyorum ama bir başka kadına daha aşık oldum, getireyim hep beraber yaşayalım derse kabul eder misin” sorusuna “evet, ederim” diyen Sibel Üresin’in o andaki hal ve hareketleri, mimikleri, tavırları. Bakışlarına, dudak hareketlerine, mimiklerine dikkat ederseniz göreceksiniz ki nerdeyse Rasim Ozan Kütahyalı’nın içine düşecek. Aynı hal ve hareketleri bizler yapsak, ne aşüfteliğimiz kalır, ne dinsizliğimiz, ne imansızlığımız. 

Tüm bu olanları siz nasıl tanımlarsınız bilmem ama ben resmen şaklabanlık olarak tanımlıyor, Türkiye’yi uyutma programlarının geldiği son nokta, zirve olarak yorumluyor, böylesi bir çağa tanıklık etmekten de müthiş rahatsızlık duyuyorum.

Berna Laçin’e gelince.

Yapılan tüm saldırılara aslanlar gibi karşı koyarak hepsini birer birer geri püskürttü. Bakışı ile duruşu ile ben bir bireyim, insanım, kendi aklım, kendi  fikrim, hür iradem var dedi, dedirtti. Türk kadınına, Atatürk Cumhuriyetine, insan onuruna haysiyetine yakışır bir tavır sergileyerek bizlerden alkışı ve övgüyü de hak etti. 

Bravo Berna Laçin. Bravo kimliğini kaybetmemiş tüm Türk kadınları.