Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ağustos '11

 
Kategori
Futbol
 

Bremen Mızıkacıları

Bremen Mızıkacıları
 

Eskiden ilkokul 3. sınıf Türkçe kitabının son sayfalarında bir masal vardı.

Adı Bremen Mızıkacılarıydı.

Önce masalı bir hatırlayalım. Ve sonra zamanımızın Bremen Mızıkacılarına bir bakalım.

Bir zamanlar yaşlı ve yorgun bir eşek varmış. Sahibinin onu artık daha fazla beslemek istemediği ortaya çıkmış. “En iyisi buralardan gitmek ” diye düşünmüş eşek. “Bremen’de şarkıcılık yaparım. Bazıları anırmamı pek bir beğenirdi zaten.”

Böylece bir sabah erkenden yola çıkmış. Bir süre yürüdükten sonra iki büklüm bir köpekle karşılaşmış. “Artık sahibime avda yardımcı olamayacak kadar yaşlandım, ” demiş köpek eşeğe. “Sahibimde artık beni beslemiyor.” Eşek gülmüş. “Benimle Bremen’e gelsene şarkıcı oluruz, ” demiş.

Yola koyulmuşlar. Çok geçmeden bir damın üzerinde üzgün oturan bir kedi görmüşler. “Çok yaşlandım, fareler bile dalga geçiyorlar, ” demiş kedi. “Sen de bizimle gel” demiş eşek. “Sesin hala güçlü çıkıyor, şarkı söyleriz Bremen’de.”

Bağıra bağıra şarkılar söyleyerek yola devam etmişler. Bir çiftlik evinin yakınlarından geçerken kendi seslerinden yüksek bir sesle irkilmişler. “Kuk-ku-ri-kuuuuuuuuu!…Sonum geldi!” diyormuş iri bir horoz. Sonra eşek, köpek ve kediye yana yakıla anlatmış: “Bu akşam sahibimin konukları gelecek. Öyle hissediyorum ki beni pişirip yiyecekler.” Eşek “Endişelenme, seninki gibi bir ses bize çok şey katar. Haydi, gel şarkıcı olalım, ” demiş.

Akşam olduğunda hepsi çok yorulmuş. Bir şeyler yemek ve uyumak istiyorlarmış. İlerde penceresinden ışık süzülen bir kulübe görmüşler. Horoz uçup pencereden içeri bakmış. “Dört soyguncu görüyorum, nefis bir sofranın başındalar, ” demiş. “Bir planım var, ” demiş eşek. Birbirlerinin sırtına tırmanmışlar. En altta eşek, sonra köpek, onun üstünde kedi ve nihayet en tepede de horoz. Pencere yaklaşıp çıkarabilecekleri en yüksek sesle bağırmaya başlamışlar. “İmdaaaaaat! Bu bir hayalet!” demiş soygunculardan birisi. “Bence bir canavar!” demiş ötekisi. “Bence cadılar bastı! ” demiş öteki. “Annemi istiyorum, ” demiş sonuncusu. Bir kaç dakika sonra dört şarkıcımız soygunculardan kalan sofradaymışlar.

Geceleyin onlar uyurken soyguncular geri gelmişler. Ama hayvanlar hazırlıklıymış. Soyguncular içeri girer girmez, eşek “Şimdi” demiş ve saldırıya geçmişler. Soyguncular bir daha hiç dönmemecesine kaçmışlar oradan. Şarkıcılarımız da bu sevimli küçük kulübeye yerleşmişler. Bremen’e gitmeyi de bir süre ertelemişler, ama her gün şarkı söylemeyi unutmuyorlarmış.

Evet, birileri Bremen’e gitti ve orada futbol adına çok güzel sesler çıkaran mızıkalarını çaldılar. Sanki kendi evlerinde oynuyorlarmış gibiydiler. Tıpkı Nrümberg’te olduğu gibi, tıpkı Sicilya adasında Palermo’ya olduğu gibi Werder Bremen’e de aynı tarifeyi uyguladılar.

Kim bu Bremen mızıkacıları diyor musunuz?

Tabi ki Fenerbahçe…

Fenerbahçe kaldığı yerden devam edip, kazanma alışkanlığı ile önüne geleni devirmeye devam ediyor. Sicilya’da Palermo’yu yenerken, Almanya’da Nürümberg ve Werder Bremen’i yenerken yine şike yaptı her halde!

Fenerbahçe’nin oluşturulan kadrosunda, kimin girip çıktığı hiç önemli değil. Giren kesinlikle çıkanı aratmıyor. Şu anda en kötü görünen Andre Santos! O da Brezilya Milli Takımının sol beki!

Birde Şike Mızıkacıları var!

Hep aynı çirkin sesi çıkartıp, birilerinin tetikçiliğini yapıyorlar!

Ya +94. dakikada yedikleri gole ağlayan, yerlere serilen futbolcuların, iki hafta sonra, ilk yarım saatte 3 gol yedikleri halde nasıl güldüklerini görmezden gelen mızıkacılar!

Sizce hangi makamda çalıp, hangi tarzda söylüyorlar? 

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..