Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Temmuz '17

 
Kategori
TV Programları
 

Bride of the Water God İlk İzlenim

Bride of the Water God İlk İzlenim
 

 3 Temmuz Pazartesi günü -en sevmediğim gün- Bride of the Water God dizi serüvenine başladı. Bir K-drama manyağı olarak tabii bu diziyi uzun zamandır merak ediyordum ve yayınlanır yayınlanmaz izledim. Dizi sanki bana bir Goblin havası vermedi değil ama farklı olacağını düşünüyorum yinede. Bu yazıyı yazma konusunda açıkçası pek emin değildim çünkü ben iki bölümle diziye ısınamadım. Ön yargı ile yaklaşmak istemedim ama DramaFever sitesinde Bride of the Water God'ın Goblin'den daha iyi olacağının 8 nedeni adlı saçma bir yazı okuyunca yazmaya karar verdim. Benim için Goblin çok ayrı diziydi, bugüne kadar izlediğim tüm K-drama dizilerinin en iyisiydi. Hala arada dizinin videolarını görünce bir hüzünlenir, ne diziydi derim. İçinde barındırdığı o aşk hikayeleri, sevgi, arkadaşlık vs hepsi çok güzeldi. Neyse, konumuz Goblin değil. -Goblin'i duyunca kendimi kaybediyorum.- Şimdilik 2 bölüm yayınlandığı için üzerine konuşulacak çok bir şey yok ama ben yine de kendi yorumlarımı ve beklentilerimi yazmak istedim. Tabii bütün bunlara girmeden önce dizinin detaylarını yazayım.

Dizinin Fragmanı:

https://www.youtube.com/watch?v=gOJUrRyB4ls

https://www.youtube.com/watch?v=yE9aNHJzOoU

Dizinin Konusu:

 Diğer adı The Bride of Habaek olan dizinin konusu Bride of the Water God webcomic'e (internette yayınlanmak için yapılan çizgi roman ve karikatürlerin hepsi için kullanılan tabirdir. Genellikte dijital olarak çizilirler) dayanmaktadır.

Yapımcı: Yine bir tvN dizisi.  

Yönetmen: Kim Byung-Soo

Senarist: Yoon Mi-Kyung (webcomic'in yazarı), Jung Yoon-Jung

Oyuncular: Nam Joo-Hyuk (Habaek, Water God), Shin Se-Kyung (Yoon So Ah, Servant), Lim Ju-Hwan (Hoo Ye, CEO/yarı tanrı ), Krystal (Moo Ra, Water Goddess), Gong Myung (Bi Ryum, Wind God), Park Kyu-Sun (Nam Soo-Ri), Choi  Woo-Ri (Jo Yeom-Mi), Bae No Ri (Shin Ja-Ya), Song Won-Geun (Secretary Min) 

Yayın Tarihi: Pazartesi & Salı 22:50

 Narsist su tanrısı Habaek tahttaki hakkını elde edebilmesinde yardımcı olabilecek güçlü bir taşı bulabilmek için dünyayı ziyaret ettiğinde, hizmetçisi ve kaderinde gelini olması yazılı olan ailesinin Su Tanrısının soyuna hizmet etmesi kaderine yazılı Psikiyatrist So-ah'ın yardımına ihtiyaç duyar. Fakat  So-ah tanrılara inanmamaktadır ve Ha Baek'in sanrılar gördüğünü sanar. Fakat Rüzgar Tanrısı Bi Ryum, Su Tanrıçası Moo Ra ve otel CEO'su yarı tanrı Hoo Ye ortaya çıkar ve işler iyice garipleşir.

Ana Karakterler:

So-ah (Shin Se-Kyung): Kendi muayenehane'si ve dağlar kadar borcu olan nöropsikiyatrist 

Habaek (Nam Joo-Hyuk): Tanrının kölesi olması kaderi olan Su Tanrısının reenkarnasyonu

Hoo-ye (Lim Ju-Hwan): Bir tatil yerinin CEO'su ve aynı zamanda yarı tanrı, Habaek'in baş rakibi. So-ah ile yolları yanlışlıkla kesişir ve daha sonra So-ah'a aşık olur.

Moo-ra (Krystal Jung): İnsanlar arasında yüzyıllardır yaşayan Su Tanrıçası (Water Goddess). Güzelliğinden dolayı oyuncu olur. Ha Baek'e karşı tek taraflı sevgi duyar ve So-ah'ı sevmez.

Bi-ryum (Gong Myung): Moo-ra'nın Habaek'i sevdiğini bilmesine rağmen Moo-Ra'yı seven Rüzgar Tanrısı (Wind God)

Nam Soo-Ri (Park Kyoo-sun): Habaek'in yardımcısı

Benim İzlenimlerim:

 Ben ilk bölümü izleyince bir sarmadı gibi sanki dedim, ama zaten her şey yerli yerinde değil. Bu iki bölümde Habaek'in dünyaya gelme sürecini ve hizmetçisi So-ah'ı bulma sürecini gösteriyordu. Yani daha o karışık aşk üçgenlerini daha göremedik, diğer tanrılar yavaş yavaş çıkacak sanırım. Gerçekten diziyi izlerken biraz sıkıldım ama işte gelecek bölümlerin hatırına devam edeceğim. Zaten yönetmende basın konferansında hikayenin seyircinin beklemeyeceği yönlerde ilerleyeceğini söylemiş.

 Şimdi asıl can alıcı noktaya değinmek istiyorum. Dizinin konu itibari ile Goblin'e benzemesini bir ben fark etmemişim daha dizi yayınlanmadan basın konferansında yönetmene sormuşlar benzerliğini. Sonuçta Goblinde de doğa üstü bir varlık ile bir insanın aşk hikayesi vardı. Yönetmen ise Goblin yayınlandıktan sonra senaryoda değişiklikler yaptıklarını söylemiş. Değişikliklerinden sonra genel anlatı yapılarının benzer olmasından dolayı hala iki dizi arasında kaçınılmaz benzerlikler olduğunu da eklemiş. Hatta Goblin'in ilk iki bölümden sonra izlemediğini, senaristin izlediğini ve ona izlemekten kaçınmasını söylediğini de söylemiş. Burada bir çekişme söz konusu bence. Goblin konusu, oyuncuları, mekanlar, kıyafetler vs gereği çok çok güzeldi. Bu dizideki oyunculara da özenilmiş orası belli, hakkını yemeyeyim. Zaten yönetmen oyuncu seçimlerinde önce dünyevi güzelliğe sahip olan ve tanrı benzeri his veren, ve uhrevi güzelliğe sahip aktör ve aktrislere baktığını söylemiş. Burası sizce de abartılı olmamış mı?! Yönetmen bence fazla abartmış, tamam yakışıklı/güzel oyuncular var ama öyle "uhrevi" değil yani.

 Diziye değinecek olursak Habaek gerçekten de kendini çok beğenmiş bir tip. Dünyaya gelmeden önce ona hizmet edecek kişinin yardımı olmadan da taşı bulabileceğini söyledi ama olmadı çünkü dünyaya gelirken bir sebepten dolayı güçlerini geçici olarak kaybetti. Yanında yardımcısı ile çok komikler, her ne kadar izlerken sıkıldığım zamanlar olsa da bu ikili güldürdü beni. So-ah ile Habaek çok kısa sürede aşık olmaya başladılar, hatta kız ilk bölümde tutuldu adama da fakat ona deli muamelesi yaptığı için kendine itiraf edemiyor. Aslında biraz haklı da. Karşısına çıkar çıkmaz "Ben Su Tanrısıyım, Su Krallığının gelecek kralıyım, ilahi bölgenin gelecekteki imparatoru, Habaek!" diye iddia edince So-ah normal karşılayamadı tabii. Fakat buna rağmen dünyaya gelip biraz zaman geçirince yumuşamaya başladı hatta kendisinin açlık hissetmesine aldırış etmeden aldığı tavuk budunu yardımcısına götürmek için yemedi. İlerleyen bölümlerde daha da sevecen bir tip olacak gibi. So-ah'a gelecek olursak onun karakterini henüz çözemedim. Babası ile arasında bir takım problemler olduğu ortada, hatta babasından kalma borçları ödeme sıkıntısı çekiyor. Babasına bir sebepten dolayı kızıp onları cezalandırmak için kendini köprüden karanlık sulara atıp intihar etmeye çalıştı. Atladıktan sonra pişman oldu ama bir şekilde kurtuldu çünkü kaderinde Habaek'in gelini ve hizmetçisi olmak var. O günden beridir sudan korkuyor. Şimdilik Habaek'e hasta gözüyle baksada ileride çok romantik bir çift olacak gibiler. Zaten Habaek, So-ah ona inanmadığı için ona güçlerini göstermek için onu öpünce kız bir kendini unuttu, sanki öptüğü kişi aşık olduğu bir adammış gibi. 

 Bunun dışında bir de her yerde So-ah'ın tesadüfen karşısına çıkan CEO Hoo-ye var. So-ah CEO ile bankada kredi süresini uzatmak için gittiği bankada karşılaştı. Kendisi saatlerce bir onay için beklerken CEO'yu gelir gelmez içeri alıp ona ayrıcalık yapıldığını duyunca So-ah ortalığı birbirine kattı, CEO'da kızı haklı bulup önceliğin ona verilmesini istedi. Şimdi burada tam bir beyefendi gibi gözükecek gözünüze ama onun da bir yarı tanrı ve Habaek'ın rakibi olacağını unutmayın. Adam ileriki bölümlerde çirkinleşebilir maksat sevenleri ayırmak tabikii. Neyse Oh My Ghost'taki içine şeytan girmiş iki yüzlü psikopat Polis Memuru rolünden iyidir herhalde buradaki rolü. Bir de insanı sinir eden, aç gözlü ve sevimli suratının aksine hiçte tonton yaşlı bir amca olmayan aç gözlü, cimri bir başkan var dizide. Tam bir sorunlu ev sahibi, zaten So-ah'ın muayenehanesinin olduğu binanın sahibi. Bu adam da biraz problem yaratacak gibi ama diziye renk katacağından eminim. Bu diğer iki Tanrının dizideki rolünü de çok merak ediyorum, biraz can sıkacaklar ama dizi gereği mecbur. Şimdi tekrar göz önüne alınca dizi güzel ama asla ve asla kabul etmeyeceğim tek bir şey var o da Bride of the Water God GOBLIN'den daha güzel olamaz. Diziyi fazla mı gömdüm ya?! Sanki öyle bir hava vermişim gibi oldum ama maksadım o değildi. Şu an yayınlanan diziler arasında iyi olan azınlık dizilerinden biri bence, reytingleri de iyiymiş. Bu arada Fight for My Way izleyeniniz varsa Bride of the Water God ile aynı günde yayınlanıyor. Şimdiye kadar izlediğim dizilerde böyle ikli başarılı dizi aynı günde olmuyordu ama herhalde Fight for My Way sonlarına geldiği için aynı güne koydular. 

 Sonuç itibari ile bana soracak olursanız izlenmeye değecek bir dizi gibi her ne kadar ilk iki bölümü aman aman olmasa da. Şimdi övesim var ama dizi bende bir emin olamama hissi bıraktırıyor, belki de beklentim çok yüksek olduğu için. Siz ne düşündünüz izlerken, sizde de bir emin olamama hissi bıraktı mı yoksa bayıldınız mı? Neyse, Biride of the Water God bizi etkileyebilecek mi, yönetmenin dediği gibi bizi şaşırtacak mı izleyip göreceğiz.

 

 
Toplam blog
: 31
: 1276
Kayıt tarihi
: 29.04.15
 
 

Işık Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler mezunuyum. Erken mezun olmuş biri olarak mesleğime henü..