Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mayıs '07

 
Kategori
Güncel
 

Bu açıklamayı kullanacaklar...

Bu açıklamayı kullanacaklar...
 

Ne yazık ki Anayasa Mahkemesi'nin akşam üzeri yaptığı açıklamayı kendi çıkarları doğrultusunda kullanacaklar…

Ne yazık ki… Sabah saatlerinde, bugün gündemde iki önemli konu vardı; birisi Başbakan’ın Anayasa Mahkemesi hakkında söylediği söz, diğeri de ABD uçaklarının hava sahasını ihlal demiş ve yazılarımı da yazmıştım.

Bekliyordum; ama çok da ummuyordum Anayasa Mahkemesi'nden bir tepki geleceğini. Çünkü Anayasa Mahkemesi'nin vereceği cevap elbette ki söylenen sözün karşılığından da ağır olacaktı. İşte iktidar partisi ve onun başı, Anayasa Mahkemesi'nden gelecek çok sert cevabın kendileri için yine bir "Can simidi" niteliğine dönüştürülebileceği düşüncesi ile günlerden beri bastırıyorlardı. Anaysa Mahkemesi de bu tuzağa düşmeme gayretini güderken, baktılar ki olmuyor, bu kez tenkitin boyutunu "Hakaret" boyutuna vardırdılar ve sonunda istedikleri oldu.

Anayasa Mahkemesi, Başkanı Sayın Tülay TUĞCU’nun akşam üzeri mesai bitimine yakın saatte yaptığı basın toplantısı ile tepkilerini "olanca ağırlığı" ile ortaya koydular…

Muhatapları, Anayasa Mahkemesi'nin cevap üslubu kendi üsluplarına benzemediği için etrafa çok da önemli olmayan bir açıklama olarak sunacaklar. Bunu biliyorum.

Biliyorum, iktidar partisi ve Başbakan, özellikle Anayasa Mahkemesi'nden böyle bir çıkış yapmasını istiyor ve zorluyordu.

Sonunda olan oldu ve Anayasa Mahkemesi gereken cevabı en "net" biçimde kendilerine verdi. Verdikleri cevabın üslubu, elbette ki hem Anayasa Mahkemesi'nin ağırlığına yakışacak, hem de hukuk kuralları içinde kalacaktı. Öyle de oldu ve Sayın Mahkeme Başkanı, açıklamanın da girişini "Başbakan'ın giderek artan dozda eleştiri ve saygı sınırını aşıp mahkememize hakaret oluşturan beyanlarda bulunması karşısında aşağıdaki açıklamanın yapılması zorunlu görülmüştür, " diyerek başlattı.

Açıklamanın şu bölümü bütün her şeyi ortaya koymaya yetiyordu:

"Bu bağlamda Başbakan'ın hukukun üstünlüğü, yargı kararlarının tartışmasız bağlayıcılığı ilkelerini dışlayan, tehdit, hakaret ve husumet içeren, "Tarih bu kararları alanları yargılayacaktır", "Ben tarafsız yargı istiyorum", "Bu 367 bitmedi, çok konuşulacak", "Bu yargı için yüzkarasıdır", "Zorlama ile, dayatma ile verilmiştir", "Akılla, ilimle, tecrübeyle izahı mümkün değildir" biçimindeki söylemleri mahkememizi doğrudan hedef göstermektedir"

Diğer yandan, Sayın Başbakan’a anlayabilmesi açısından demokratik parlamenter yapının "Yasama, Yürütme ve Yargı" bölümünü net bir şekilde anlattı. Ama edep ve saygı sınırları içinde kalarak…

Kayseri’de doğup, bir süre de büyüdüğümüz mahallemizin adı Emirağa olmasına rağmen, mahalle girişindeki çeşmenin adı "Marta Çeşmesi" olduğu için bize "Martalılar" denilir. Yani İstanbul’un Kasımpaşası varsa, Kayseri’nin de "Marta" mahallesi var.

Ama bizim mahalleden çıkanların içinde şöyle bir bakıyorum da ya saygın tüccarlar var ya da saygın bürokratlar. İçlerinde hiç ağzını bozan yok…

Şimdi…

Bu söylemler üzerine aynı üslubu kullanarak cevap vermek ve muhalefet yapmak olası. Ama biz "yazar" olarak her yazdığımız yazının kelimelerini oluşturan harfleri için klavyeye basarken kırk düşünüp bir basıyoruz. Bizim "dokunulmazlık" gibi bir sığınma limanımız yok ki.

Peki biz ne yaparız?...

Dediğim gibi, kırk düşünür bir tuşa basarız ama tuşa bastığımızda da ses getiririz.

Anayasa Mahkemesi'nin açıklamasının "ses" getireceği gibi.
Tekrar edeyim ki tarih şahit olsun…

Ne yazık ki bu açıklamayı, seçim sürecinde "mağdurlar"ı oynarken kullanacaklar.

Ne yazık ki…


 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..