Bu adamlar hala çocukları anlamamakta israr ediyorlar

Az önce bir arkadaşım bilişsel iletişim aracılığı ile bir haber paylaştı.

Haber şöyle;

"Başta Devlet Opera ve Balesi, benim de kısa dönem yardımcı oyunculuk yapmış olduğum  Devlet Tiyatroları, Devlet Senfoni Orkestraları, Devlet Halk Dansları Topluluğu, Devlet Çok Sesli Korosu olmak üzere toplam elliiki sanat kurumunun kapatılmasını öngören yasa tasarısı önümüzdeki günlerde Mecliste onaylanabilir"..

Heberi okuduktan sonra da yorum kısmına, "bu adamlar Gezi çocuklarını hala burunlarından anlamakta ısrar ediyorlar" diye yazdım.

Hakikaten şimdi kanaat getirdim ki bu adamlar gerçekten de Gezi çocuklarını burunlarından anlamakta ısrar ediyorlar..

Bakın beyler, biraz da bayanlar..

Bu çocuklar bundan böyle sizler gibi politikacıları istemiyorlar. 

Kafanıza sokun lütfen..

Toplumu toplum yapan en büyük dinamik sanat dinamiğidir, sizler bu gerçeği görmezden gelip teğet geçmeye çalışıyorsunuz .

Batı toplumu kalkınmada öncelik sırasını sanat rönesansıyla başlatmış, neredeyse her mahallede Opera-Bale-Tiyatro salonları ve Güzel Sanatların diğer dalları olan Müzik-Resim-Heykeltraş atelyeleri açmış, böylelikle toplum gelişerek bugünkü noktaya gelmiştir.

Sanat ile toplum nasıl mı gelişir dediniz?

Sanat, kocaman dünyadan daha büyük bir dünya, evrendeki enerjiden daha büyük enerji barındıran müthiş bir akım ve dünyadaki savaşları sona erdirecek barutsuz bir silahtır.

Bir gün dünyadaki savaşları bitirecek olanın 'Sanat' olduğuna inananlardanım..

Çünkü; Sanatın içinde iyimserlik var, hoşgörü var, barış var, özgürlük var, sevgi var, insani duygular var... var... var..

Soruyorum size ey yönetenler..

Üç-beş ağaç için yapmadıklarını bırakmayan bu Gezi Parkı çocukları, toplumu toplum yapacak olan sanat kurumlarının kapatılmasına izin verirler mi sanıyorsunuz?

Tasarıyı geri çekmezseniz çocuklar başınıza beladır unutmayın..

Bu çocuklar Meclise kadar da gelirler, burunlarınızdan anlamayı durdurun lütfen..