Bu başkan tüccar!

Göreve geldiğinin henüz üçüncü haftasında üniversiteleri tamamen paralı hale getirmek gerektiğini söylediğine göre, yeni YÖK başkanı Sayın Yusuf Ziya Özcan, Türk üniversite sistemini kökten değiştirmeye karar vermiş!

Sayın Özcan radikal değişiklik fikirlerini anlatmaya şöyle devam etmiş “Devlet fakir öğrencilere zaten burs veriyor. Üniversitelere ödenen miktar, öğrencilere kredi olarak verilmeli”

Dikkat edin! “Kredi”

Devletin şu an üniversitelere ödediği para ise hibe. Sayın Özcan’ın uzmanlık alanı İslam ama belli ki ekonomiden de iyi anlıyor. Eğer böyle bir sistem uygulanırsa devlet vatandaşa hizmete harcadığı parayı, aynı vatandaşa, bu defa kredi olarak verecek. Yani hizmet yerine kredi verecek. Eh, bu işi devletin yapmasına gerek yok ki, bankalar kredi veriyor. Kredi alıp özel üniversitelerde okuma olanağı şimdi de var. Devletin işi topladığı vergiler ile vatandaşa hizmet etmek değil midir?

Belli ki, Sayın Özcan üniversitelerin ticari işletmelere dönüştürülmek suretiyle, devlete para kazandıran kurumlar haline gelmeleri gerektiğini düşünüyor. Bu sözlerini başka iddialarla da desteklemeye devam ediyor. “ Böylelikle üniversiteler gelen talebe göre bölüm açar” diyor. Bu, devlet(üniversiteler) arz talep dengesini gözetir anlamına gelir. Aynı manavlar, kasaplar, marketler gibi, ne çoksatarsa, ondan daha fazla bulundurmak.

Ya herkes Beden Eğitimi bölümüne gitmek isterse ne yapacaksınız? Sırf bu işte iyi para var diye her üniversiteye Beden Eğitimi ve Spor bölümü mü açacaksınız?

Ya da, öğrencilerin hiçbiri Su Ürünleri, Ormancılık, Pedagoji, Halk Bilimi, Arkeoloji gibi az tercih edilen bölümlere, bu bölümler 2 Bin YTL’den fazla etmez, biraz tenzilat bile yapmamışlar, diye düşünüp kayıt yaptırmazsa! O zaman ne olacak? Bu ülkenin bu alanlarda yetişmiş insanlara da ihtiyacı var şüphesiz.

Sayın Özcan’ın ülke gerçeklerine uzak olduğu çok açıktır. Ülkemizde üniversite öğrencilerinin çoğunluğu harç paralarını dahi ödemekte zorluk çekmektedirler. İyi üniversitelerin çoğu 4 büyük ilimizdedir ve bu üniversitelere çok yüksek puanlar alabilen zeki öğrenciler girebilmektedirler. Bu öğrencilerin çok büyük bir bölümü, fakir veya orta halli ailelerin büyük fedakarlıklar yaparak Anadolu Lisesi, Fen Lisesi gibi okullarda okuttukları çocuklardır. Dershane paraları ve diğer masraflar düşünüldüğünde, bu ailelerin devletin üzerindeki eğitim verme yükünü büyük ölçüde zaten üstlendikleri söylenebilir. Bütün bunların üzerine, büyük masraflarla gurbette çocuk okutan ailelerden, 9, 10 Bin YTL para istemek, onlara küfür etmekle eşdeğer olacaktır.

Zengin ailelerin çocukları, özel okullara giderek, girilen zorlu sınav maratonları sürecinden kurtulmaktadırlar. Bu sıkıntıları sadece fakir çocuklar yaşar. Sayın Özcan’ın sunduğu bu öneri gerçekleşirse, bu işten başta devlet, sonra da zengin ailelerin çocukları karlı çıkar. Bugün özel üniversitelere giden bu zengin çocukları, yarın, daha önceden kendi hakları ile giremedikleri devlet üniversitelerine girme olanağını bulurlar.

Yüzde 1’lik dereceler ile üniversitelere girmeyi başaran çalışkan öğrenciler, ülkemizdeki işsizlik problemi yüzünden, okulu bitirdikleri halde bile iş bulamamaktadırlar. Durum böyle iken, bu gençler 10Bin YTL kredi alıp üniversite okumaya cesaret edemeyecekler ve açıkta kalacaklardır.

Sayın Özcan toplumumuzun bu gerçeklerini tamamen göz ardı eden açıklamalar yapmıştır. Üniversitelerimizin sorunları öğrencilerden değil, öğretim elemanları ve yöneticilerden kaynaklanmaktadır. Ancak hatayı doğru yerde tespit eder isek, sorunu çözme şansına kavuşuruz. YÖK yetkilileri öncelikle, üniversitelerin devletten aldıkları ödenekleri en iyi ne şekilde kullanabileceklerine dair çözümler aramalıdırlar.

Bu arada Türk üniversite sisteminde köklü değişikliklerin yapılması için çalışmalar da başlatılmalıdır. Ama bu değişiklikler Maliye Bakanlığı değil, öğrenciler ve velilerinin lehine olmalıdır.