Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

salih haluk reşat şentürk

http://blog.milliyet.com.tr/shr

23 Aralık '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Bu bayram akrepten gideceğiz anlaşılan...

Bu bayram akrepten gideceğiz anlaşılan...
 

Akrep demişken aklıma bu seferde başka bir şey geldi aktaracak... Bayramın ikinci gecesi, Ankara'dan gelen çocukluk arkadaşımla Cumhuriyet meyhanesindeydik. Epeyce eskilerden başlayarak bu güne kadar
getirdik sohbetin boyutlarını... O da, benim sosyal konumumda idi ve benim gibi onunda biraz kafası bozuktu.
İstanbul'a gelirken sevgilisi ile cok ciddi boyutta bir sorun yaşayarak ayrılmış. ne ilginçtir ki sevgilisi akrep burcu, bende bu burç konusunda bilirkişiyim ! yaa.. Anlatmasını istedim. O da kadehlerimizi tazeledikten sonra anlatmaya başladı.
Arkadaşımın çok sevdiğini ve her bakımdan anlaştığını düşündüğü sevgilisi ile yaşadıkları bir sorun olmuş. Sorunun detayı değil ama sonuç bölümü benim ilgi alanıma giriyordu. Çünkü anlatıldığı veya anladığım kadarı ile ortak sorunu tespit etmişlerdi. Her iki tarafta neyi, neden istediğini biliyordu. Yani karşılıklı olarak " ben " neyim, ne istiyorum sorusuna yanıt bulmuşlardı kendilerince...
Ancak, işin çözüm kısmında yani "biz" olmakta birleşemiyorlardı. Dolayısıyla, her iki tarafında ne istediğini biliyor olması mutluluk için yetmiyordu.

Arkadaşıma önce şu soruyu sordum; - "Onu seviyor musun?" hiç tereddüt etmeden - "Evet, tabii.." diye yanıt verdi.
Arkasından ikinci sorumu sordum - "O seni seviyor mu?"... Durdu kısa bir süre ve anlatmaya başladı.
- " Dün Ankara'dan ayrılmadan yaptığımız konuşmaya kadar, evet derdim, tereddüt etmeden. Ancak, dün o konuşmanın birçok yerinde "iki yüzlü" olmak istemediğinden o kadar çok söz etti ki. Şu an kafam karışık..."

Ona bir soru daha sordum. -" Onu kaybetmek ister misin? " yanıtı tereddütsüz - "Hayır.." oldu. Ama sözüne devam etti.
- " Biliyorsun bir kız çocuğum olsun isterdim hep, olmadı. Bu beraberlik sayesinde belki dolaylı olarak olur diye
duygusal bir yaklaşım içindeydim. Ama biraz abartmışım galiba ilişkimizin boyutunu kendi yönümden...
Çünkü o, hayatımızın önümüzde yaşanabilecek tüm yıllarını değil. Hayatımızın sadece şu an için belki çok önemli olan ama 10 yıl sonra aynı değeri taşımayacak bir boyutu ile daha çok ilgileniyor. Soruna "biz" ve çözüm odaklı yaklaşmıyor. Ondan tek şey istedim yanından ayrılırken; lütfen "biz" için "sen " ve "ben " ne yapacağız. Onu düşün lütfen dedim. Tek dileğim artık onun soruna değil, çözüme odaklanmasından başka bir şey değil. Kendi duygularını kontrol etmesi gerekliliğini ve bir senkron sorunu yaşadığımızıbelirttim. rtık sadece bekleyip izlemek ve duygularımla başbaşa kalmak istiyorum ."
diyerek sözlerini tamamladı.

Ona son bir soru daha sordum;- "Seni kaybetmeyi göze alır mı acaba?"

Önce yanıt vermedi, sigara dumanlarının saklandığı tavanın köşelerine, meyhanenin duvarlarındaki resimlere baktı, sonra bana döndü.
-" Bilmiyorum, şimdi bundan da emin değilim "ben" kendi adıma yapabileceklerimi yapacağım ve "biz " için hareket edeceğim. Ama galiba önceliklerimiz ve sorunlara yaklaşımımız farklıymış." dedi.
Kadehlerimizi tokuşturduk( tekirdağ iyi gelmişti..), kahveyi es geçtik, dışarı çıktık. Soğuk hava suratımıza çarptı,hiç konuşmadan otoparka kadar yürüdük.
Ben bir kez daha akrep burçlu kişinin soruna nasıl takılı kaldığını düşündüm.
Otoparkta bir başka günde daha iyi ve mutlu anlarda bulunmak dileği ile dostumla vedalaştım.
Ona bol bol olumlu enerjiler ve düşünceler diledim.

Yolda tek şey düşündüm; Ben sorunları da seviyorum, bizi canlı tutuyor. Bu sayede kendimizi ve hayatımızı yeniden yargılıyoruz.
Ama şunuda biliyorum ki;çözüme odaklanmaya aşığım...

 
Toplam blog
: 136
: 750
Kayıt tarihi
: 18.02.07
 
 

Devlet Güzel Sanatlar Akademisi mezuniyeti ve askerlik sonrasında başladığım iş hayatım aynı kuru..