Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Haziran '15

 
Kategori
Seçim
 

Bu bir seçim analizi yazısıdır!

Bu bir seçim analizi yazısıdır!
 

TABELALAR GELİR GEÇER, ÖNEMLİ OLAN GÖNÜLLERDE YER ALABİLMEK (internet'ten alınmıştır)


Seçimler bitti, sonuçlar malumunuz. Rahatladık mı? Hem evet, hem de hayır. Evet rahatladık çünkü; günde üç miting yapıp, detone olmuş sesleriyle bağıran siyasetçilerden kurtulduk. Ayrıca Onikinci C.B.'nın yaptığı -bana göre illegal- mitingleri ve yandaş TV'lerdeki muhteşem! sohbetleri de nihayet bitti. Hayır çünkü, seçim sonuçları tam bir Arap saçı.

"Peki kim kazandı, kim kaybetti?" diye sual edecek olursanız eğer, rivayetler muhtelif. Siyasilere bakarsanız hepsi kazandı. AKP, "ben birinci çıktım" diyor. CHP'liler coşkulu, "Başkanlık rafa kalktı, artık tek başına iktidar değiller" diyerek halay çekiyor. MHP haklı olarak, "oy oranımı ve vekil sayımı arttırdım" diye böbürleniyor. Fakat zılgıt çeken bir parti var ki, tartışmasız seçimin en büyük galibi: HDP. Kazananlar çokça, fakat herkesin hemfikir olduğu kaybeden tek: Altın varaklı Onikinci.

Şimdi ne olacak? Senaryolar, dizi film entrikaları gibi karmaşık ve muhtelif. Fakat ben kendi senaryolarımı sade bir dille ve nedenleriyle anlatmaya çalışayım:

Senaryo 1:

C.B.; siyasi nezaket ve teamüller gereği, Hükümeti kurma görevini Davutoğlu'na verir. AKP yine siyasi nezaket ve teamüller gereği başta CHP olmak üzere tüm partilerin kapısını çalar. Birlikte hükümet olmayı veya dışarıdan desteklerini ister.

Başarılı olur mu, bilemem fakat AKP iktidardan düşmemek için her türlü tavizi verecektir. Hem Erdoğan ve hem de Davutoğlu çok iyi bilmektedir ki, iktidar giderse AKP çözünür ve bölünür. Çünkü AKP bir siyasi oluşumun ötesinde, aynen bir zamanlar Özal'ın ANAP'ın da olduğu gibi, bir çıkarlar birlikteliğidir. AKP'nin, ne MHP ve HDP gibi bir ülküsü, ne de CHP gibi köklü bir deneyimi ve idealleri vardır. AKP zamanın merkez sağdaki partilerinin (DYP ve ANAP) dağınıklığından ortaya çıkmış ve misyonunu tamamlamıştır. Eğer 2-3 yıl iktidardan uzak kalır ve ihale nimetlerinden faydalanamazlarsa ilk seçimlerde alacakları oy, eski Refah Partisi düzeyinde, yani %15-20 civarı olacaktır. Onun için hükümet olma yolunda Davutoğlu herkese ama herkese (özellikle HDP'ye) her türlü tavizi vermeye hazırdır.

Her şeye rağmen, Demirtaş seçim meydanlarında verdiği sözü unutmazsa, Bahçeli'nin romantik demokratlığı (A. Gül'ün C.B. seçilmesinde olduğu gibi) depreşmezse Davutoğlu hükümeti kuramaz ve görevi iade eder.

Senaryo 2:

İkinci senaryo, dışarıdan HDP destekli CHP+MHP koalisyonudur. CHP kapılarını çaldığında MHP görevden kaçamaz. Kaçarsa, bunu seçmenine hiç anlatamaz. Aslında uzun yıllardır muhalefette olan bu iki partinin tarih sahnesinde var olabilmeleri de hükümet olmalarına bağlıdır. Devletin her kademesine sızmış militan düzeyindeki AKP'lileri temizleyebilmek ve ülkeyi biraz olsun normalleştirebilmek için tek çare de budur.

Eğer MHP ve HDP kendi tabanlarına birlikteliklerini açıklayamamaktan korkuyorlarsa, korkmasınlar. Çünkü; ilk bir yıl içinde asgari ücreti 1500 TL'ye çıkarmış, emeklilere iki maaş ikramiye veren, çiftçinin mazotunu 1,5 liraya düşürmüş ve tarımı desteklemiş, TRT'yi, RTÜK'ü, MİT'i, TUBİTAK'ı, HSYK'yı, YÖK'ü biraz olsun normalleştirmiş, bazı eski bakanları Yüce Divan'a gönderip hesap sorabilen, silahların çok fazla konuşmadığı, komşularının iç işlerine karışmayan, kendi seçim bildirgelerindeki vaatlerin en azından asgari müşterektekileri başarmış veya başarma yolundaki bir hükümetin halkta yaratacağı rahatlama ve normalleşme sonucunda, koyu milliyetçi söylemleri herkes unutur veya umursamaz. İktidara ulaşmış bir CHP tabanı için ise HDP'nin dışarıdan desteği umursanmaz bile.

HDP hükümette olmasa bile, hükümeti dışarıdan destekleyen bir parti olarak daha rahat davranıp, muhalefet görevini daha etkin yapabilir. Üstelik seçim kanunu, baraj vs gibi kanun değişikliklerini bile kabul ettirebilir. Beğenmediği yasaları engelleyebilir. Bu hükümetin başarısı belki de AKP'yi siyaset sahnesinden sileceği için, HDP de bu işten kârlı çıkacaktır. Bundan sonraki seçimler için yolu daha da açık olacaktır.

MHP de, Erdoğan'ı etkisizleştirip, AKP'yi devlet kadrolarından temizledikçe kendi seçmenine daha rahat hesap verebilir.

Senaryo 3:

Düşünmek bile istemiyorum fakat; en kötü senaryo, her türlü anayasal ve yasal zorlamaları alışkanlık haline getirmiş Onikinci C.B.'nın kendi ikbali uğruna, ülkeyi erken seçime ve kaosa sürüklemek için çeşitli taktikler denemesidir. Allah korusun.

Sonuç olarak; dışarıdan HDP destekli CHP+MHP koalisyonu, toplum barışı ve biraz olsun normalleşme açısından en sağlıklı çözüm olur diye düşünüyorum. Eğer bu muhtemel hükümet; devlete sızmış militan AKP'lileri temizler, halkın refah seviyesini biraz olsun yükseltir ve en az üç yıl ömürlü olursa, AKP ilk seçimde silinir. Başkanlık hayalleri mi? Bir daha giyilmeyeceği bilindiği halde naftalinlenip dolaba kaldırılan eskimiş bir palto gibi, unutulur gider.

İZMİR, 08 Haziran 2015.

 
Toplam blog
: 159
: 1303
Kayıt tarihi
: 19.06.12
 
 

1963 yılında Balıkesir'in şirin ilçesi Erdek'te doğdum. Yüksek lisans eğitimimi Dokuz Eylül Ünive..