Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Haziran '10

 
Kategori
Sosyoloji
 

Bu çalkantı ne olacak?

Bu çalkantı ne olacak?
 

Kaptırdık gidiyoruz. Bu gidişte müzik dinlemeye, halay çekmeye gerek yok. Onlar eskidendi. Şimdi durumlar pek çetin. Har vurup harman savurmanın nelere mal olduğunu anladık. Benim gibi bir zamanlar çıplak ata binenler ile arabayı bazan boşa alarak, yokuş aşağı ucuzundan yol almak isteyenler anlar bunu.

Aşırı liberal gidiş Japonya gibi bizim de orta direğimizi çırptı.

Kapitalizmin ince ayarı gibi gördüğüm Karma Ekonomi siyaset ağalarınca bulandırılınca işler bir süre sonra karıştı.

KİT çiftlikleri iyi yönetilemedi. Mal ve hizmetlerindeki kalitesizlik milleti bezdirdi.

Bizdeki liberal yaklaşımların hukuki ve uluslararası sermaye gibi uzantıları olmadığından, herşey dilimize vurdu. Dulda yerde konuşanların rehaveti çöktü hepimize. Kimilerinin dili şişti konuşmaktan. Kimileri de ''al ver'' ile '' al sat, keyfini çat '' çarkının bendesi oldular. ''Emek sömürüsü'' yine eski bir şarkı olarak dillerimize dolandı. Kaçakçılığın önünü almak için başlantılan ''lüks'' mallara karşı ilgimiz arttıkça arttı. Çünkü ''tüketim eğilminin değişik boyutlarını'' bilemeyen birileri, denize itivermişti bizi.

Her işte, her malda ''kalite'' arasak da bulamıyoruz. Dün olduğu gibi bugün de ''binaların sağlamlığı'' hepimizce tartışılıyor. Hesaplar ''yalan dolan'' dolu. Şüpheli bakışlar, imalı sözler aldı başını gidiyor. Kimsenin kimseye güveni kalmadı. Sinoplu Diyojen gibi kendi köşesine çekilenler çoğaldı.

Liberal küreselleşme çalkantısı sonunda Doğu'dan Batı'ya Kuzey'den Güney'e her ülkeyi vurdu.

İç çatışmalar, ülkeler arası gerginlikler arttı.

Küreselleşme karşısında yine de direniyor ''eskimeyen değerler.''

Gelişmiş Ülkeler'de zenginlere özenenlerin gözleri bir türlü doymuyordu; sonunda olanlar oldu. Hayat pahalılığı az da olsa dizginlense bile ''bir lokma bir hırka'' anlayışı kimsenin umurunda değil. Kapalı toplumlar bir türlü açılamıyorlar. Düşmanları çekiyor onları ayaklarından, eteklerinden. Kafalar karışık oldum olası. Göçenler kurtuluyor belki. Yine de mülkiyet ve iş sorunu bırakmıyor yakalarını. Her ülkede olduğu gibi işsizlik bizde de aldı başını gidiyor. Son bağlamda bu konuda umut ışıkları doğmaya başladı bir bir. Üç ordudan biri olan İşsizler Ordusu bakalım nasıl sakinleşecek.

İçinde bulunduğumuz dış politik gelişmeler umarım, bu aşamadan sonra iyi yönetilir. Yoksa karşımıza çıkıverecek ''söz dinlemez bir sürü yüzünden'' göz göre göre arabayı devirmemiz işten bile değil. Atalarımızın demiş olduğu gibi: Metaneti elden bırakmamak gerek.

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..