Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Aralık '09

 
Kategori
Siyaset
 

Bu coğrafyanın insanları hiçbir şeyi tadında bırakmıyor -1

Bu coğrafyanın insanları hiçbir şeyi tadında bırakmıyor -1
 

Orman Alanlarında Turistik Tesisler


Karayolları Genel Müdürlüğü’nü (KGM) devlet bütçesi dışına çıkararak özel bütçeli bir kurum haline getiren ve otoyolların işletme haklarının devredilmesiyle özelleştirilmesine olanak sağlayacak yasa tasarısı, TBMM’ye sunuldu;

Tasarıyla, “kamu yararı ve zaruret bulunduğu” gerekçesiyle devletin ormanlık alanlarda yaptığı tesislerin de benzeri biçimde özelleştirilmesinin yolu açılıyor…
İntenetajans, 22.12.2009, 08.55

* * *

‘’ Devlet çiftçilik mi yapar? Devlet üretme çiftliklerini sat gitsin!

Devlet dokumacılık mı yapar? Sümerbank’ ı sat gitsin!

Mandıracılık mı yapar? Sat SEK’ i! … ‘’

Böyle başladı…

Nelerin satıldığına ilişkin listeleme yapmayacağım burada. Geldiği ve gelebileceği sonucu sorgulayacağız.

E, bakıyordu insanlar, bu kurumlarda yığılan işçilerin çoğalması, sonu gelmeyen sendikal isteklerle batağa götürülmeleri, bir ilkokul mezunu işçinin bile genel müdür maaşı alır duruma gelmesi…

"İşçiye, işçilerin sendikalaşmasına, hak aramasına karşılık" yakıştırmayın sakın bana! Orada yığınlaşan işçiler politikacıların marifeti değil miydi? İki kişinin yapacağı iş için yirmi işçi aldırılmıyor muydu? Ve onların kaçı "Hamili kart…" la alınmamıştı ki?

Politikacı "buraya daha da işçi alırsak batağa gider…", hiçbir sendika ağası "daha da zam istersek bu işyeri zarar eder, batağa gider …" diye düşünüyor muydu?

Bu ve bunun gibi gelişmeler kamuoyunda alt yapıyı oluşturdu, sermayeden emir alan sırtlanlar da kar edenlerin bile zarar etmesine yollar açtı ve devletini, milletini çok seven (!) hükümetler aracılığıyla özelleştirmeler başlatıldı. "Zarar ediyorlar! Sizden alınan vergiler o tesişlerin sübvansesine gidiyor! Devlet zorunlu görevlerini yerine getirecek para bulamıyor!" edebiyatıyla…

Ve bugünkü duruma gelindi.

Hiçbir şeyi tadında bırakmayı bilmiyor bu coğrafyanın insanı; zarara neden olanlar nerede durmaları gerektiğini düşünmedikleri gibi, özelleştirmeleri yapanlar da nerede duracaklarını asla düşünmediler. Ya da birileri düşünmeyecek olanları oralara getirdi.

Yukarıdaki haberi okuyunca bunları düşündüm ve sorgulamak istedim…

Karayolları da yok ediliyor. Zaten başlamıştı…

Yakında yollara barikatlar konacak, başına deli dumrullar dikilecek, cüzdanınıza abanacaksınız, geçmek istiyorsanız isteneni ödeyeceksiniz… Yolun bir bölümü Türk, Bulgar, Rus şirketlerinden oluşan konsorsiyumun, diğer bölümü İsrail, Amerikan, İngiliz şirketlerinden oluşan konsorsiyumun, devamı Lübnanlı, Kuveytli, Suudi şirketlerden oluşan konsorsiyumun…

Ormanlar… Orman Genel Müdürlüğü…

Yüzlerce tatil köyü ve otel yapıldı ormanlar üzerinde. Orman yasasındaki ilgili maddelere, yetmeyince turizm yasasına konan maddelere dayanılarak, izin verilmekle yapıldı özel sektör tarafından. 49 yıl süreyle hem kira ödeyecekler, hem de gayri safi gelirlerinden yüzde iki… Çoğunun kullanıcıları iznin verildiği yılda başbakanlık yapmakta olan kişiye çok yakın adamların şirketleri.

Anayasa "ormanlar daraltılamaz…" falan diyor. Orman daralmıyor. Mülkiyet olarak hazinenin, kullanım hakkı Orman Genel Müdürlüğü’ nün. Tapular böyle diyor. Vasfından söz etmemiş ki anayasa. Üzerinde bir tane orman ağacı kalmamış, önemi yok. Ormanlar daralmıyor.

Buraya kadar su götürür yanı var işin; doğulusu, batılısı, kuzeylisi, güneylisiyle bu ülkenin iş adamları, şirketleri. Çevre ve orman sevgisini biraz göz ardı ederseniz, yapılanlar çok kötü değil; her biri bir fabrika sayılır, binlerce insanımız çalışıyor, zaten çok verimli olmayan orman alanlarıydı, milyarlarca dolarlık gelir varsa bazı alanların bu iş için ayrılması, orman açısından feda edilmesi görmezden gelinebilir…

"Buraya kadarı hazmedilmişti." diyelim.

Ama hiçbir şeyi tadında bırakmıyorlar ya; her yıl kira almayı beklemektense satalım, bir seferde alalım paramızı…

ALALIM…

Çok kabaca hesaplayalım önce; orman alanları üzerinde 200 tesis varsa, ortalama 30 milyon lira ederi var her birinin… 6 milyar lira, üç aşağı, beş yukarı…

Bu ülkenin hangi özel sektöründe var bu para?

Yine devlet bankalarından kredi çıkartılmayacak mı? Yabancı sermaye devralmayacak mı? Zaten batağa giden turizmciler, çoğunluğu Rus, yabancı ortaklara kiralamadılar mı tesisleri 49 yıllık haklarını? Zaten şimdiden başladılar ama, yabancı şirketler tapularını aldıklarında daha özgür, daha güvenle kendi ülkelerinin acentaları aracılığıyla, kendi ülkelerinin insanlarına pazarlamayacaklar mı yatakları? Otellerdeki yiyecekleri bile gemilerle kendi ülkelerinden getirmeyecekler mi? Bu ülkenin insanları değil orada çalışmak, sınır duvarına yaklaşmaktan bile alıkonmayacak mı?

Ve coğrafya kitaplarında Türkiye sınırları içinde görünmesine karşın, o topraklar aslında yabancının malı olmayacak mı? Hem de tapulu…

"Bir yerin orman olarak muhafazası her türlü kamu yararının üstündedir…" diyen Anayasa Mahkemesi, yukarıdaki haber doğrultusunda bir yasa çıkarsa elbette bozacaktır, ama o arada tesislerin yükseldiği orman alanları vatan olmaktan çoktan çıkmış olacak ve Anayasa Mahkemesi kararları geriye doğru işlemeyeceği için atı alan Yeşilköy’ ü geçmiş olacaktır.

* * *

Daha çok şey var sorgulanacak… Bu coğrafyanın insanları hiçbir şeyi tadında bırakmıyor. Nerede duracağını hiç bilemiyor bence… Ya sizce?

 
Toplam blog
: 21
: 571
Kayıt tarihi
: 17.08.09
 
 

Üniversiteyi takiben 35 yıl kamuda yönetici olarak hizmet, ardından emeklilik... Bir büyükşehir b..