Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Kuşkayası (Turgut Erbek)

http://blog.milliyet.com.tr/kuskayasi

30 Eylül '08

 
Kategori
Psikoloji
 

Bu çok mu zor?

Bu çok mu zor?
 

Google-görseller


Yıllar birbirinin ardından nasılda hızlı geçiyor. Teknolojiyi yaratan, uzayı yakın bir istasyon haline getiren insanoğlunun başaramayacağı tek şey zamanı durdurmak, hatta yavaşlatmaktır. Geriye dönüp bakınca, bizlere daha dün gibi gelen o yıllarda nice değerlerimizi, geleneklerimizi ve kimleri kaybettiğimizi anımsamaya çalışıyorum. Biranda beynim allak bullak oluyor. Saymaya kakışırsam ne ne beynime güvenebilirim, ne sayfalar yeter, ne sabrım… Nerede dedelerimiz, ninelerimiz, babalarımız, annelerimiz, hatta bazı arkadaşlarımız? Bizlerden sonra doğan ve hayatlarının baharında aramızdan göçüp giderleri, kaybettiğimiz yavrularımızı düşününce kendimi şanslı olarak görüyorum dersem sakın gülümsemeyin. Doğadaki her canlı gibi bizimde bir gün bu dünyadan göçeceğimiz kaçınılmaz bir gerçek.

Bugün, otuz altı yılda bir kez aynı haftaya denk gelen dini bayramları anımsadım. İkincisini görebilecek miyim ondan emin değilim. Benim anlamadığım, daha doğrusu anlamakta güçlük çektiğim şey ise insanlardaki bu acımasızlık, bencillik, doyumsuzluk, para hırsı… Yetim hakkı yeme, mazlumu ezme, iyi niyetlerinden ve saflıklarından yararlanarak insanları dolandırma, ekmeklerini, alın teriyle biriktirdiklerini ellerinde alma. İşte tam bu noktada kopuyorum…

Yüreği insan sevgisiyle dolu yaşamak, yardımlaşmak, paylaşmak, düşküne ve yoksula elimizden geldiğince yardım etmek çok mu zor? Bunu yapamayacak kadar aciz ve de düşünmeyecek kadar beyinsiz olduğumuza inanmıyorum. Bu saydıklarımı yapmayanlar da yok değil, ama çevreme bakınca bizler gibi düşünen insan sayısının ne kadar az olduğunu da görebiliyorum. Bizler nasıl bu hale geldik? Büyüklerimizin bizlere öğrettiklerini, öğütlediklerini ne çabuk unuttuk. Peki, bunları bizlere unutturan ne? İki yüzlülüğü, kendimizi kandırmayı bir kenara bırakıp, etrafımıza, bir boşlukta yaşıyormuş gibi amaçsız, bilinçsiz ve nereye gittiğini bilmeyen gençliğe örnek olmak çok zor olmasa gerer.

Yapmamız gereken tek şey, bilinçli ve aydın insanların yüklendikleri sorumlulukları, davranışları ve de neyin nasıl yapılması gerektiğini gösteren güzel birer örnek olmak.. Bu belki bir çoğumuza gülünç, hatta saçma gelebilir ama yetişmekte olan yeni kuşağa bakınca böyle düşünmeden edemiyorum. Onlar bizim çocuklarımız, geleceğimiz. Bizden sonra bu ülkeyi yönetecek, insanlara yol göstereceklerdir. “<ı>Yetişmekte olan bu gençlerin yüzde kaçının doğru yolu göstereceğine, yüreği insan ve ülke sevgisiyle çarpacağına inanıyorsunuz?” diye bana soracak olursanız, vereceğim yanıtla tatmin olmayacağınızdan eminim.

Hadi, hep birlikte idealleri olan, hedefledikleri yere ulaşmak isteyen gençlere güzel örnek, karanlıkları aydınlatan birer meşale olalım. Sakın bana geç kaldık veya gücümüz, sabrımız yetmez demeyin! Hiçbir şey için geç kalmış değiliz. Kimimiz yazarak, kimimiz anlatarak, kimimiz ise yaşam tarzıyla, kişiliğiyle, ahlakıyla bunu başarabiliriz. 30.09.2008

Not: Bu bayram gününde insanın içini ısıtan, gülümseten bir yazı yazmayı isterdim, ama olmadı. Hepinizin bayramını yürekten kutlar, yaşamınızın bayram sevinci ve coşkusuyla sürmesini dilerim…

 
Toplam blog
: 72
: 1492
Kayıt tarihi
: 23.07.06
 
 

Edebiyata ortaokul yıllarında şiirle merhaba dedim. O yıllarda şiirlerim ve yazılarım yöresel gezete..