Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Aralık '10

 
Kategori
Bebek - Çocuk
 

Bu da benim 'Annelik Açılımı'm

Bu da benim 'Annelik Açılımı'm
 

Annelik açılımı yapıyorum.

Doğumdu, emzirmeydi, uyutmaydı, disiplindi derken büyütüyoruz işte bir şekilde. Okuyarak, dinleyerek, görerek, öğrenerek büyütüyoruz. Bir anlamda, biz de büyüyoruz çocuklarımızla. Blog yazmaya başlayınca buldum ben de diğer blog annelerini. Her birinin hikayesi tecrübe benim için. Okumalı, bilmeli, bir yerlere not etmeli. İster beğenirim, ister beğenmem. Kimse bana ‘çocuğunu sen de böyle terbiye et’ demiyor ki. Blog yazmak, başından geçenleri anlatmak ve paylaşmak için değil midir? Kimse okumasa bile yazarsın. Bunların bilgi kirliliği olduğunu düşünmüyorum. Aksine bunları zenginlik olarak görüyorum.

Blog furyası çıkmadan önce forumlar popülerdi. Herkes her derdini forumlarda arardı. Her kafadan bir ses. Doğru yanlış bir sürü önerme yapılıyor oralarda. İnsanın kafasını bulandırıyorlar. En iyi bildiğinden şaşar hale geliyorsun. Nerede çokluk... demişler ya. Bu aralar ortalık forum tartışmalarına döndü. Benim, bloglar veya diğer sosyalleşme ortamlarında takıldığım, herkesin birbirine müdahale etme çabası ve eleştiri yağmuruna tutulmak. Ne gerek var ki beğenmediğini sivri dille, hakarete varacak şekilde dile getirmeye. Bloglarda yazılara yapılan yorumları hayretle okuyorum. Hepimizin derdi aynı değil mi? ANNE OLMAK. Çocuğunu en iyi şekilde yetiştirmek.

Takılmışız bir doğal ebeveynliğe. Nedir doğal ebeveynlik?

Attachment Parenting ifadesinin karşılığı olmuyor aslında. Doğal ebeveynlikten veya attachment parenting'ten ya da şöyle diyeyim benim ‘anne olmaktan’ anladığım; çocuğu iç güdülerinle, sevgi dolu ortamda, sürekli onunla temas halinde büyütmek. Yoksa 'doğumu normal yap, 5 yaşına kadar emzir, evlenene kadar seninle anne-baba ile uyusun' değil sadece. Hatta mümkünse eski zamanlardaki gibi olalım. Saçımızı süpürge edelim. Hazır bez kullanmayalım hiç. Teknolojiden de yararlanmayalım. Hayatımızı zorlaştıralım. Böylesi daha doğal!

Her kadının anneliği farklı. Nasıl bir politik görüşüm, dini görüşüm var. Annelikle ilgili bir fikrim de var. Tüm burada yazdıklarım, benim doğrularım. Zaten tek bir doğru yok ki. Matematik problemi çözmüyoruz, bir insan yetiştiriyoruz. Doğal olalım, eskiler gibi rahat rahat büyütelim, diyoruz. Gerçekten de rahat mı büyütmüşler bizi? Seçim yapma şansları var mıymış? Ben anneanne-babaannelerimiz döneminde yaşamak istemezdim açıkçası. Evet, kadın başına bütün evin işini yapıp, akşama 6 çeşit yemeği hazır edip bir de boy boy çocuk büyütmüşler. Elleri öpülesi kadınlar onlar ama ben tek çocukla ilgilendiğim için daha az anne olmadığımı düşünüyorum. Kimse sormuş mu onlara ‘kaç çocuk istersin, yardımcı kadın ister misin, sezeryan veya epidural yapalım mı?’ diye. Belki o dönemlerde, ebe yerine kadın doğum uzmanı tarafından doğum yaptırılsaydı, sezeryan bir seçenek olsaydı daha az anne-bebek ölümleri yaşanırdı. Annem, annesini hep mutfakta hatırlıyor. ‘Biz aradan çıkmışız işte o kargaşada’ diyor. Sonra beni ve kardeşimi büyütürken bile bu kadar çok bilgisi olmadığını, benim şanslı olduğumu, söyler hep. Çünkü artık yeni doğmuş bebeğin ağlama krizlerinin kolikten olduğunu, 2 yaşında şımarık diye hırpalanan çocukların aslında doğal gelişim sürecinde olduklarını biliyoruz.

Doğal ebeveynlik değil öyleyse benim tarzım. Ben 'attachment parenting’e inanıyorum. Çocuğun temasla, kucakta, koyun koyuna olması gerektiğini düşünüyorum. Ancak bunun için normal doğurup 5 sene emzirmek gerekmiyor. Üstelik sadece anne temasının yetmeyeceğini; kedi-köpek-böcek-ağaç-çiçek her canlıya temas etmesi gerektiğine inanıyorum. Çocuğun anne sütü kadar onu ilgiyle dinleyen bir anne-babaya, her zaman güvende olduğunu ve sevileceğini bildiği bir eve ihtiyacı var. Normal doğuran bir anne söylüyor bunları. 10 kere olsa yine normal doğururum. Herkese de çağrı yapıyorum normal olun, diye ama yetmiyor işte bu.

Bu da benim annelik açılımımdı. Açıldım saçıldım, dilimin ucundakileri yazdım. Kimsenin anneliğini eleştirmem asla. Herkese saygı duyarım. Bana uyar, uymaz diğer fikirler, olsun. Onlar da anne değil mi? Ben, sınırı aşıp hakaret seviyesinde eleştirenlere, sataşanlara tahammül edemiyorum.

Zaten ben bu aralar, 2 yaş delisiyle uğraşıyorum evde. Sakin olmaya, bunun normal, DOĞAL olduğunu söylüyorum kendi kendime ama ayarım kaçıyor bazen. Bana bir çare…?

www.slingomom.com

 
Toplam blog
: 141
: 3284
Kayıt tarihi
: 30.04.10
 
 

Kozmetik dünyasından anneliğe geçiş... Evde oturmaktan sıkılan girişimci anne oldu mu sana blogger a..