Bu da beyin çiftliği

Dağ, dağa küsmüşte dağın haberi olmamış! ABD Dış İşleri Komisyonu’nda kabul edilen sözde Ermeni tasarısı nedeniyle elçimizin geri çağrılması ardından bu ülkeye yapılacak ziyaretler de rafa kaldırılmıştı… Raf tozlandı.. Şimdi uçaklar hazır kıta… Ne diyelim göbeğimizden bağlı, Amerika ayrılığına ancak bir ay dayanabildik!... Hayırlı Yolculuklar!.. Yurtta barış, dünyada barış…

Yüksek yargının siyasallaştırılmasının öne çıktığı ve hükümetin hazırlayıp bir hafta içinde sonuçlandırmak şartıyla tartışmaya açtığı “Anayasa Değişikliği” paketi ortalığı yay gibi gerdi. Yargı, muhalefet, iktidar söz düellosu yarışı içindeler… Yürütme yargıya; “Bu işi bu kadar seviyorsan cüppeni çıkarda gel. Siyaset meydanına çık!..” diyor.. Peki yargı’da; “ Yargıyı sivilleştirmek istiyorsun, o zaman milletvekilliğinden istifa edip, yüksek yargıda cüppe giymeye ne dersiniz?” derse hiç yakışık alır mı? Hadi sivillerde cüppe giydiler diyelim, bu kez, ”Hukuk Diploması”nın hiç mi önemi olmayacak? Bakınız yürütmeyi hazırlayanlar şimdiden henüz TBMM’de görüşme dahi yapılmadan Referandumun en az % 60 Evet oyu alacağını söylemişler. Hadi bakalım, şimdi de seçmen’in oylarına sıra geldi… Bindik bir alamete, gidiyoruz referanduma!... İşçiler yine biberlenip, haydarlandı… Onlar işçi değillermiş!... İşçi değillerse peki kim bunlar? Yoksa dağdan gelenlerden mi? Ama öyle olsa biber gazı sıkılır mıydı? Yoksa onları yurt dışından ithal mi ettik? Hep söylüyorum beni dinlemiyorlar!... Bu istenmeyen görüntüler ne zaman biter biliyor musunuz? Hükümet olarak Anayasa Değişikliği’ni “Evet” oyu ile hayata geçirmek mi istiyorsunuz? Öyleyse değişiklikte sözü edilen “Çalışanların toplu sözleşme hakkı” ile ilgili maddesinin altına ;

“<ı>Çalışanların grev hakkı vardır. Toplu Görüşmeler sonrası anlaşmazlık halinde greve giden sendikalara kolluk kuvvetlerince biber gazı, tazyikli su ve cop gibi şiddet kesinlikle uygulanamaz. Grev için her türlü destek hükümetçe çalışanlara sağlanacaktır.“ ekleyin bakalım bu maddeyi inanın “ Evet” te patlama yaparsınız! Haydi pamuk maddeler değişikliğe!… Dershaneler, ailelerin ekonomisini zorlamaya devam ediyor… Pırıl pırıl bir gencimiz hayatının baharında ailesinin ödeyemediği dershane borcu nedeniyle annesinin hapse girmesini yediremeyerek intihar etti… Yazık!.. Çözüm kolay… Madem eğitim bir ülkenin geleceği, bırakın laf kalabalığını kapatın dershaneleri, çocuklar birbirine özenmesin. Ebeveynler zaten yılda 2 ila 5 bin TL arasında bütçelerini dershanelere aktarıyorlar. Bu paranın yarısı okullara verilse çocuklarımızda 15-20 kişilik sınıflarda çağın gerektiği şekilde eğitim almış olurlar. Yarısıyla da çocuklarını sosyal aktivitelere göndermiş olurlar. Kaliteli okul ve eğitmenler Türkiye’yi ileriye taşıyacaklardır. Gelin bunlar için çene patlatalım. Eğitimde dünyada birinci olan Finlandiya’da ne kolej, ne de dershane var. Gençler müjde!... Üniversite sınavları kalkmadı!... İşsizlikte azalmadı!... Merak ettiniz değil mi? Meclise bu hafta gelecek yeni “Silah Kanunu”na göre şu anda 21 olan silahlanma yaşı 18’e iniyor!... Bundan böyle rahatlıkla pompalı tüfek sahibi olabileceksiniz!… Bakın seçtiğiniz büyükleriniz sizleri nasıl düşünüyor değil mi? Artık bilgisayar oyunlarında oynadığınız oyunlardaki silahlara kavuşmak için az zaman kaldı!... Aman dikkat!.. Zira kullanacağınız pompalı tüfek oynadığınız oyuncak mantar tabancasına hiç benzemez. Ne ana dinler ne baba, ne de kardeş.. Allah korusun insanı saniyede katil ediverir!. Aman dikkat!... Silahla düğünlere ve maçlara filan da gideyim demeyin, zira büyükleriniz cezaları oldukça artırdı… Aman gençliğinizi karartmayın!... At ve domuz etinin halka yedirilmesi gerçeği mide bulandırmaya başladı. Bu gidişle soframızda güvenle yiyeceğimiz hiçbir şey kalmayacak. Yakında At gibi kişneyip, domuz gibi inatçı olursak sakın şaşırmayın!... Bu arada RTÜK’de bir dizi önlemler almaya başlamış. Malum, gizli çekimde yasaklar arasında. Sahtekarlar cirit atmaya devam ettikçe, at ve domuz eti ne ki, yakında tilki etini yerseniz şaşırmayın!... Çünkü ortalıkta çok tilki var, çok…

Sevgilerimle…

Ertuğrul Erdoğan 4 Nisan 2010/Bursa