Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mayıs '10

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Bu dalavereyi kimden öğrendim

Bu dalavereyi kimden öğrendim
 

Hürriyet Gazetesi köşe yazarlarından Özdemir İnce 'nin "Dalavereyi Şükrü Kızılot sayesinde öğrendim" * başlıklı 2 gündür devam eden yazı dizisi, bir deniz fenerininki kadar gözalıcı ışık çaktı usumuzda. Gıda Bankacılığı...İlginç sözcükler...Yine de banka ve gıda bir araya gelince, kasa dairesinde para yerine kokuşmuş gıdalar canlandı gözümüzde nedense. Gıda Bankacılığı ne demek? Araştırıyoruz. Maliyenin web sitesine savurdu Google bizi, ama yanıta değil de soruya ulaştık. Bir vatandaş da sormuş: "Gıda bankacılığı ne demek ? Hangi yasaya göre uygulama yapılıyor ? Saygıyla"

Aşağı indik yukarı çıktık tabii oklarla, ama yanıtı bulamadık sayfada. Anlaşılan o ki yanıtların da tıpkı sigara dumanı gibi kamuya açık yerde bulunması olası değil. Her ne kadar "Merhaba ziyaretçi Lütfen giriş yapın veya üye olun!" diye son derece güler yüzle karşılansak da; kendimizi prestorayka şenlikleri öncesinin demir perde grisine toslamış gibi hissettik. Ve hemen kaçtık. Google de çareler tükenmez malumunuz. Yanıtı da soru ile birlikte, bir AKP Millet Vekili'nin, Vahit Kiler'in, "vahitkiler.com" daki bitlis fener sayfasında** bulduk.

"Gıda Bankacılığı nedir?" **

"Gıda Bankacılığı, bağışlanan veya üretim fazlası sağlığa uygun her türlü gıdayı tedarik eden, uygun şartlarda depolayan ve bu ürünleri doğrudan veya değişik yardım kuruluşları vasıtasıyla ihtiyaç sahiplerine ulaştıran ve kar amacı gütmeyen dernek ve vakıfların oluşturduğu organizasyonlardır. " **


"Gıda Bankasına verilen gıdalar, üretim fazlası, paketleme veya kodlama hatası sebebiyle piyasaya sürülememiş, sağlık şartlarına uygun ancak hasarlı paketli ürünlerden ve hayırseverlerin bağışlarından oluşur?
Gıda Bankasına yardımda bulunacaklar, yaptıkları yardımın maliyet bedeli üzerinden gider yazabilecekler ve vergi avantajı sağlayabileceklerdir..."**


Google da aramamız devam ediyor. Şimdi de Vergi Denetmenleri Derneği'nin sayfasına *** fırlatıldık elbette Google tarafından. Yazı sanırım Hürriyet Gazetesi'nden alınmış ama yazarını göremedim. Hürriyet- 26 Eylül 2006

"FAKİRLERE yardım amacıyla; gıda, temizlik malzemesi, giyecek ve yakacak maddesi bağışlayan şahıs ve şirketler, daha az vergi ödeyecekler. Duruma göre de hiç ödemeyecekler."***

Oh bayıldım vallahi bu işe! Yoksa giyecek, temizlik maddesi ya da yakacak -kömür olur mu?- üreten ( ithal eden) bir şirket mi kursak da yardım etsek ?

Okumaya devam ediyoruz: "Çoğunuzun farkında olmadığı bu avantaj, bazı vakıf ya da derneklere bağış yapılması halinde geçerli.

Üstelik bu derneklerin "
kamu menfaatine yararlı dernek" özelliğini taşıması da gerekmiyor.

Vakıflar için de "Bakanlar Kurulu’nca vergi muafiyeti tanınmış olma" aranmıyor. Bağışın da tamamı,

kazançtan indiriliyor
. "***

Kamusal alanı bu kadar koruyan devlet - özellikle sigara dumanından- nedense kamuya yararlı dernek olması konusunda aynı hassasiyeti göstermemiş?

Kamuya yararı olmayan dernek ne demektir? Ülkesine faydası olmayan anlamına mı gelir? Kamuya yararı olmayan derneğe dönüştürülerek aktarılan onca vergi, aslında emekçi, çalışan ve emekli kesimlerin sırtına yüklenen, hak ettikleri zamları alamayıp fakirleşmelerine neden olan haksız bir yük değil midir? "Sözünü ettiğimiz dernek ve vakıfların tüzüğünde "fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunacağının" yazılı olması yeterli sayılıyor."*** Tamam oldu bu iş. Belki diyorum yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunabiliriz biz de. Kime yardım?
Vergi kayıpları yüzünden fakirleştirilen emeklilere örneğin...

Bu kadar bilgi-ironi karışımı yeter. Artık sorularımıza geçebiliriz:

Gıda bankası organizasyonları gıda, giyecek ve yiyecek yardımı yapacakları vatandaşların fakirliğini hangi kriterlere göre saptamaktalar?

Bir şirketin kârı 100 YTL olsa ve gıda bankası organizasyonuna da yüz YTL' lik bağış yaparsa, şirket devlete bir kuruş vergi vermeyeceğine göre, ( Lütfen bakınız kaynaklar) yani maliyeye bir katkısı olmayacaksa, bu vergi adaleti ile bağdaşır mı?

Şirketin devlete vergi olarak vereceği paralarla sosyal devlet mekanizması işlerlik kazanacakken, Sosyal güvenlik kurumları güçlenecekken, bu şekilde aracı organizasyonlar vasıtası ile sosyal devletin yavaş yavaş etkinliğinin azaltılması bir çeşit özelleştirme değil midir? Yani devletin özelleştirilmesi gibi bir olguyla karşı karşıya bırakılmıyor muyuz? Anayasayadaki devlet tanımına uyar mı?


Bu durumda sosyal devlet özelleştirilmiş, şirket 1 kuruş vergi vermemiş ve organizasyonlar da kendi kriterlerine göre canlarının istediğine yardım yapmış ( yapmamış) olurlarsa, örneğin burada vatandaşların eşitliği ve insan haklarına aykırı çelişkili bir durum yani anti demokratik bir durum söz konusu değil midir? Anayasaya uyumlu mudur? Bir suç unsuru oluşturmaz mı?

Son bir soru.

Böyle bir gıda bankacılığı düzeneği, AB ülkelerinde mi uygulanmakta yoksa ABD'de mi?

AB yasalarında var mıdır? Yani AB de bir şirketin tüm kazancını, kamuya yararı olmayan bir derneğe bağışlayarak vergiden düşebilmesi durumu var mı?

(Sadece belli çevreleri palazlandırmak için dış yardımların aktarıldığı, kârının tamamını Gıda bankacılığına aktaran paravan şirketler kurulmuşsa, bunu saptamak olası mı? İkinci bir olasılık da hiç kimseye yardımı değil, sadece kendini zengin etmek için kurulan danışıklı döğüş tipinde şirket -dernek çiftleri olabilir mi?)

Bunun yanıtını özellikle AB ülkelerinde yaşama deneyimi olan, ekonomi konularında bilgili ve dernekler ve STK'lar konularına özel ilgi duyan okurlar daha net olarak bilebilir.

Acilen bilgi yardımlarına gereksinimiz var da...


Önemli Not: Biz bu yazıyı tamamlayana kadar Özdemir İnce'nin " Bu dalavereyi Şükrü Kızılot sayesinde öğrendim" adlı yazı dizisinin 3. bölümü **** de yayınlanmış. Okuyunca doğru soruları sorduğumu düşünmeye başladım.

Aslında biz de bunları Özdemir İnce sayesinde öğrenmedik mi? Bu yazım, bu cümeye kadar 2008 yılı temmuzunda kaleme alınmıştı. Şimdi merak ettim doğrusu. Gıda bankacılığı türünden şirket faaliyetlerinin yeni Anayasa taslağında nasıl ele alındığı düşüverdi aklıma. ezgi umut 2 7 2008


KAYNAKLAR:
*
http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=9360709&yazarid=72

**
http://209.85.135.104/search?q=cache:LkqT4nYdr80J:www.vahitkiler.com/bitlis_fener.htm+g%C4%B1da+bankac%C4%B1l%C4%B1%C4%9F%C4%B1+ne+demek&hl=tr&ct=clnk&cd=5&gl=tr ***
http://www.vdd.org.tr/index.php?option=com_content&task=view&id=1742&Itemid=1

****
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/9366179.asp?yazarid=72&gid=61&sz=66729

 
Toplam blog
: 566
: 1338
Kayıt tarihi
: 11.07.06
 
 

Edebiyatla ilgileniyorum. Ayrıca amatörce belgesel film çalışmaları yapıyorum ve kültürel etkinlikle..