Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mart '08

 
Kategori
Güncel
 

Bu dava büyük mü 1

Bu dava büyük mü 1
 

Saddam yargılanıyor


I.
Ak Parti'ye dava açılır açılmaz, Erdoğan Hükümeti'ne karşı olanların yüzüne renk geldi. Kazandıkları güvenle, "biz dememiş miydik" diyerek kerametlerini izhar ettiler.

Bazıları, dava açıldıktan sonra Başbakan'dan, "yalvar yakar" olmasını beklediler. Aşağıdan alıp, aman dileyeceğini sandılar. Bunlar olmayınca şaşırdılar, hayret ettiler, hatta kızdılar. Çünkü eskiden böyle oluyordu.

Başbakan'ı, her zaman çok sert ve sadece kendi yandaşlarına yol açan biri olarak gördüler. Sanki, üniversite kapıları başı açıklara kapalıydı da hükümet buna kulak tıkıyordu. Sanki, kamusal alan sınırlaması başörtüsüzler için konulmuştu da ilgililer, "ne yapalım hukuk böyle" deyip geçiyorlardı. Sanki yollar, konutlar, alt yapılar ve ekonomik çabalar sadece yandaşlar içindi.

Türbanla okuma hakkının önüne dağ gibi dikilenler, başı açıklar için açıklık teminatı istiyorlardı. İstenilen teminat ise, başörtüsü yasağının devamıydı. Ulu manitu için içlerinden birisi çıkıp ta, "benim üzerime bu denli gelseler, acaba ne kadar sabredebilirim " diye nefsine sormuyordu. Halbuki sabır taşının bile bir dayanma gücü vardı.

Ak Partililer ve Başbakan % 47 oy aldık diye her istediklerini yapabileceklerini sanmışlar. Ortalığı gerdikçe germişler, kimseye danışmadan kendi başlarına işler yapmaya başlamışlar. Öyle ya önceki hükümetler, her şeyi herkese danışarak yapıyorlardı. Vatandaş enflasyona bayılıyor, hayat pahalılığına eyvallah diyor, doların düşmesini protesto için sokaklara dökülüyordu. Ak Parti geldi bu hayırlı gidişe son verdi. Haketti canım, haketti.

Meydanları doldurup laiklik ağıtları yakanlar, meslek liselerinin üniversiteye girişini zorlaştıranlar, başörtüsü için mitingler düzenleyenler, hiç bir yeri ve hiç bir şeyi germiyorlardı. Onlar sütten çıkmış ak kaşıktı. Gerilim çıkaranlar, hak talebinde bulunanlarla bu talebe çare üretmeye çalışanlardı.

En sakin insanın sürekli üstüne gidildiğinde, her yaptığına bahane bulunduğunda onun da bir gün, dinden imandan çıktığı görülecektir. Kendilerini bu ülkenin değişmez efendileri sayanlar topluma, "güdülmeye muhtaç sürü" gözüyle bakanlar, sabır taşının bir gün çatlayabileceğini de hesaba katmalılar. Biriken gerilimin depreme sebep olacağını bilmeliler.

Yetkin efendiler bundan böyle hakem tavlamanın, arkadan dolanmanın, dümen ve tezgahların sökmeyeceği, adil makanizmaların hayata geçebileceği ihtimalini de nazara alarak davranmalılar. Bu millete reva gördükleri haksız ve hukuksuz muameleye artık son vermeliler.

Şahsi çıkarları uğruna her şeyi hakile yeksan edip, yıktıklarının faturasını da her zaman vatandaşın ödediğini hatırlarından çıkarmamalılar. Eğer bir gün, bedeli kendileri ödemek zorunda kalırlarsa, yangının ve yanmanın ne demek olduğunu anlayacaklar ve çok üzüleceklerdir.

Bir yaz günü karıncaları takip edin. Bazı karıncaların cüsselerinin, on/yirmi katı büyüklüğündeki tohumları, dik bir kayanın zemininden tepeye doğru çıkarmaya çalıştıklarına şahit olabilirsiniz. Boyutlarına göre çok yüksek olan bu taşın tam tepesine ulaşmak üzereyken, birden ayaklarının kayıp tekrar başlangıç noktasına döndüklerini de görebilirsiniz. Fakat onlar mücadeleden yılmazlar. Aynı yolu tekrar tekrar denerler ve sonunda başarırlar.

Tam tepeye çıkmak üzereyken, sürekli ayakları kaydırılanlar da bir gün, sağlam basmayı öğreneceklerdir. Acaba şimdinin tezgahçıları, yaptıklarının aynısının kendilerine reva görülmesi halinde, buna razı gelebilecekler midir?

Son not; "Kendin için istemediğin bir şeyi başkası için de isteme" ki, kamil insan olasın.

Resim: www.aksiyon.com.tr/resim/502/46.jpg

 
Toplam blog
: 462
: 707
Kayıt tarihi
: 28.04.07
 
 

Emekliyim. Herkes gibi benim de bir dünya görüşüm var. İnsanların farklı fikir ve inançlara sahip..