Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Haziran '14

 
Kategori
Hukuk
 

Bu dünyadan adalet görmeden gidiyoruz; dilerim öbür dünyada görürüz

Bu dünyadan adalet görmeden gidiyoruz; dilerim öbür dünyada görürüz
 

Tarihin yargıçları tarihi yargıladılar ve çok doğru kararlar verdiler. Bazı pürüzlere rağmen insanlık serüveninin bu kesiti adalet âşıklarının hala gururunu okşamaktadır. Fakat Allah kahretsin, ben bu mutluluktan mahrumum. Sahip olduğum kör olası vicdan bilimi böyle uçuk gurur destanlarını hamasi kılıyor. Adaletin evrene gülümseyen zafer heykelini okşayamıyorum. Okşayamıyorum çünkü heykelin bir yerlerinden kan damlıyor.

Yargıçların madalyaları beni ilgilendirmiyor; insanların gözyaşlarından yüreğime heykeller dikiyorum; keşke adalet hiç olmasaydı! Roma senatosu adalete ayırdığı zamanı suçların önlenmesine ayırsaydı tarihteki şöhretini belki alamazdı çünkü sırada Sezar’ın kılıcı vardı ve Sezar’ın kılıcı da Roma senatosu gibi şöhret peşindeydi.

Adalet olmasaydı, hani mahkeme, yargıç, avukat… Belki adalete gerek de kalmazdı; kim bilir belki güvenlikten sorumlu olanlar “cezasını çeker” diyerek güvenliği ıskalıyorlardı.

Bazı şeylerin illa olması mı gerekiyor; hani onlar olmasa dünyanın düzeni eksik mi kalacak? Zaruret ihtiyacı yaratır, ben katil tam tetiğe basacakken ensesine basarsam, kuşların diyarında kuş uçurtmazsam… Adalet güçsüzlüğün, teslimiyetin, acizliğin yarattığı sonuç.

Siz insanlar beni hiçbir zaman anlayamayacaksınız; çünkü avuçlarınızda Tanrılarınız. Bir şeyin var olması onu önemli/vazgeçilmez/olmazsa olmaz kılmaz. Hadi bir düşünelim adalete ihtiyaç duyulmayan bir dünyayı. Kötüler olduğu sürece adalet olur diyorsunuz, Azrail insanları yargılayıp ondan sonra mı canını alıyor; kötüleri yapmak istediklerini yapmalarına izin vermeyerek cezalandıralım. Haydi, Ağaç Hareketi’nin yarattığı yenidünya düzeninde buluşalım!

 Çokça şahit oluyoruz; özellikle toplumsal olaylarda kalabalık bir gurup ellerinde sopalarla birine/birilerine ya da bir yerlere saldırıyor. İçlerinden birinin silahından çıkan kurşunla bir kişi ölüyor. Kanun bu kişiyi alıp götürüyor; diğerleri suçsuz.

Tabii ki biz aptallaşıyoruz; nasıl olur? Suç sadece birini öldürmek midir? Olayı/durumu o safhaya getirenlerin hiç suçu sorumluluğu yok mu? Demek ki kanun sadece sonuca bakıyor. Hepimizin elinde silah vardı. Hepimiz ateş ettik. Ama tesadüf ya birimizin silahından çıkan kurşunla öldü. Onu alıp götürdüler. Geri kalan biz hepimiz evimize gittik. Şu andaki kanunlarımızın işleyişi aynen böyle.

Ya işte kamu düzenini bozmak, belki silah bulundurmak, çevreye zarar vermek gibi suçlar isnat edilir ama kurşun Ali’nin silahından çıkmış olsa bile ölüm bu gurup yüzünden olmuştur. Ali gurubun bir üyesi/elemanıdır. Oraya tek başına özel olarak birini öldürmek için gitmemiştir.

Ve işte bu saçma sapan uygulama yüzünden kimseyi öldürmeyen ve ancak bütün bu ortamları yaratanlar en fazla gözaltı, iki sorgu, silah bulundurmak, kamu düzenini bozmak gibi küçük cezalarla kurtuluyor, onlarla aynı durumda olmasına rağmen sansızlık eseri heyecana kapılıp silahını ateşleyen yıllarca hapislerde çürüyor. Ağaç Hareketi adalet düzeninde bir olayı yaratan/hazırlayan kişiler ve nedenler de cezalandırılır. Siz bir gurupla bir yere saldırdınız. Bir kişi öldü. Silahından kurşun çıkan kişi için en üst cezadan (40 yıl) planlı cinayet olmadığı için (10 yıl),tahrik edici nedenler bulunduğu için (10 yıl) olmak üzere (20 yıl) düşülerek 20 yıl (indirimsiz ve afsız) hapis cezası verilir. Saldıran gurubun diğer üyelerinden her biri ise olaya neden oldukları için hafif suçlar için (1 yıl) ortada ölüm olduğu için de (5 katı) olmak üzere toplamda (indirimsiz ve afsız) 5 yıl hapis cezası verilir.

Utanmıyorsunuz değil mi; insanlar yoluna baş koyduğu peygamberlerinin doğumunu kutladılar diye laf ediyorsunuz! Bu yobazlık değil ki; bu gericilik de değil, temel bir insan hakkı… Siz nasıl demokratsınız ki herkesin sizin gibi düşünüp inanmasını istiyorsunuz! Sizlerden bazıları köpeğinin bile doğum gününü kutlarken adamlar peygamberlerinin doğum gününü kutlamasınlar öyle mi; gerçekten yazıklar olsun!

Ben hayata İslam penceresinden bakabilirim; fakat İslam olmayanları dışlarım korkusuyla bunu yapmıyorum. Çünkü hayata İslam penceresinden bakanlar İslam olmayanları dışlıyorlar. Fakat birkaç dincinin davranışlarını esas alarak insanların demokrasi mantığı içinde hakkı olan dini ve inançsal davranışlarını gericilik olarak görmek/göstermek kusura bakmayın ama sizleri gerici yapar.

Zaten insanlar bilirler “devrim yobazı” tabiri bana ait. Sizlerin demokratik değerlere bağlılığınızın ölçüsü inanç ve düşüncelere saygıdır. Sizlerin kendinizin de Ramazanlarda insanlar oruç tutarken balkonlarda içki masaları kurduğunuzu unutmayın. Kutlu doğum haftası düzenliyorlar diye tepki gösterirken çuvaldızı biraz da kendinize batırmanız gerekmiyor mu? Dine karşı olunmaz, yapmıyorum dersin.

Okullarda mescit kuruluyormuş. Ben 21 yaş altı çocukların ve gençlerin dine yönlendirilmesine karşıyım. Çünkü bu durumda çocuğun/gencin inancını büyükleri ve anne babaları seçmiş oluyorlar. Ancak 21 yaş üzeri insanların bulunduğu her yerde inancı gereği ibadet etmek isteyenler için gerekli ibadet üniteleri bulunmak zorundadır. Ancak bu durum ibadet etmek isteyenlerin bulunması ve bir kişi bile olsa talep etmesiyle yapılmalıdır. İbadetin yeri olmaz; kişi her yerde yaratanıyla baş başa kalabilir.

 

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..