Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Nisan '18

 
Kategori
Müzik
 

Bu Dünyadan Bir Büyük Müzik Adamı Kadri Şençalar Geçti

Bu Dünyadan Bir Büyük Müzik Adamı Kadri Şençalar Geçti
 

1912-1989


27 Nisan Cuma günü Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda, unutulmaz Türk Sanat Müziği sanatçımız, udi, bestekar, yapımcı Kadri Şençalar’ı anma gecesi düzenlendi. Konser öncesinde Gece’nin basında takdimi : “ “İlklerin Müzik Adamı Kadri Şençalar CRR’de Anılıyor” şeklinde yapıldı. Çiğdem Yarkın, Dilek Türkan, Bekir Ünlüataer ve Ayşen Birgör gibi değerli ses sanatçılarımız merhumun çeşitli eserlerini seslendirdiler. Şef Onur Nar izleyicilere, yer yer sürprizlerle dolu aranjmanlar ile bezediği bir Şençalar seçkisi sundu, orkestrayı da başarıyla yönetti.

Anma gecesinde dinlediğim şarkıların birçoğu yıllar içinde kâh Türk filmlerinde duyduğum, kâh radyodan peyderpey dinlediğim eserleriydi, fakat o gece şarkı aralarında yapılan hayatına dair sunumlarla bu parçaların çok büyük bir müzik ruhundan çıktığını ve aynı takdimdeki gibi Kadri Bey’in nasıl ilklerin müzik adamı olduğunu derinden keşfetme mutluluğunu yaşadım.  

Kadri Şençalar , Türkiye’de ilk defa Türk Musikisi Dergisi’ni çıkaran, Türk Musikisi Mensupları Sendikası’nı kuran ve ilk ut metodunu yayınlayan sanatçımız. Enstrümanlarımızın çoğu için metod olmadığını, Türk Sanat Müziği’nde bu açığı kapatmamız gerektiğini yaşadığı zaman diliminde sık sık vurgulamış. 1950-60’larda yaklaşık 55 kadar Türk filminde müzik yönetmenliği ve birkaç filmde de prodüktörlük yapmış. Şençalar Plak Firması’nı kurmuş, Odeon ve Sahibinin Sesi ( His Master’s Voice ) gibi devlerle rekabet etmiş. 

Şençalar’ın gecedeki sunumlarda anlatılan en etkileyici yönlerinden birisi de meraklı genç yeteneklere her zaman destek olmasıydı. Kanatları altında yetişen Neşet Ertaş, Zeki Müren, Abdullah Yüce, Yusuf Nalkesen gibi isimler, onun ne berrak bir müzik pınarı olduğunu sanat tarihimizin sayfalarına kazımış durumda. Neşet Ertaş ile ilgili aktarılan hatırası tüm konser izleyicilerini duygulandırdı ve dakikalarca alkışlandı. Ertaş, beş parasız geldiği İstanbul’da günlerce tok karnına çalışacak iş dahi bulamamıştır, bir akşam vakti Doğu İşhanı’nda ‘Şençalar Plak’ tabelasını görür ve son bir umutla içeri girer. “Saz çalarım, çalmaya geldim” der. ‘Neden Garip Garip Ötersin Bülbül’ ü çaldıkça Kadri Şençalar ağlar da ağlar. Ertaş’ı aynı akşam Beyoğlu Saz’a götürür ve efsane o günden itibaren başlar.

Konserin repertuarından bir bütün olarak hissettiğim kendisinin ne kadar çizgi dışı bir müzisyen olduğuydu, Klasik  – Kanto – Türkü formu – Ninni .. birçok farklı yapıda besteleri olduğunu gördüm. Bu çeşitlilikte eser veren müzisyen kolay kolay bulunmaz. Aslında kendisinin farklı gönül tellerine , farklı toplum kesitlerine hitap edebilen , adeta Türkiye’nin özeti gibi bir sanatkâr olduğunu keşfettim.  CRR’deki konser izleyici kitlesine baktığımda bu keşfimde yanılmadığımı da gördüm, toplumun her kesiminden her tonundan insanlarımız o gece gerçek bir yıldız olan Kadri Şençalar’ın ışığı altında toplanmışlardı. Bugün Türkiye’nin kutuplaşmış, gergin ortamında Şençalar ruhunda  yeni “gerçek” sanatçılarımızın yetişip toplumumuzu birleştirici bütünleştirici hizmetler yaparak, onun sanatsal ve toplumsal misyonunu devam ettirmelerini diliyorum.    

 

Not : Bu yazımı, Aydın Söke’den değerli şair ve yazar Abdülkadir Güler Beyefendi’ye ithaf ediyorum.

 
Toplam blog
: 30
: 349
Kayıt tarihi
: 06.01.18
 
 

Aydın'da dünyaya geldim. İlk ve orta öğrenimimi Aydın'da tamamladıktan sonra İstanbul Teknik Üniv..