Bu gece

Bu gece, sana son bakışım, gözlerinde son kayboluşum olacak. Hiç ayırmamalıyım gözlerimi senden. Ezberlemeliyim yüzünün son halini, heceleyerek sökmeliyim bendeki kalan kelimeleri. Yokluğunda nakarat olacak o heceler sana ait şiirlerimde.

Bu gece sana son gülüşlerim olacak. Hep yüzümdeki gülümsemeyi hatırlaman için. Susacağım bu gece kızmayacağım, sitem etmeyeceğim. Çektiğim acılarında adını anmayacağım. Üç gün önce beni sensiz bırakma seni seviyorum ‘ yazdığın mesajın üstünden henüz iki gün geçmişken, bir gece yine sesizce ona gittiğini de yüzüne vurmayacağım. Susacağım seni sevmelerin adına, üzerime yağdırdığın son yağmurun hatırına, Gülüşündeki gamzelerinin hatırına susacağım.

Bir filmin senaryosu gibi, verdiğin acıları ince ince yüz hatlarına yazacağım. Susarak, gülümseyerek yalnızca. Sen aynaların karşısına geçtiğinde kendini bulamayacaksın. Baktıkça aynada kendine, beni göreceksin. Bazen göz yaşlarımı bazen suskunluğumu ama en çok, sondefa gözlerine bakarak yüzümdeki acı tebessümlerim kalacak sende. Sen alkol banyosundan geçtiğin zamanlarda unutacaksın beni, her zaman ki gibi. Sahte gecelerin koynundaki aşklarda unutacaksın beni yada unutmaya çalışacaksın.

Biliyor musun çok canım acıyor aslında. Gülümsemelerimdeki acıyı görecek kadar körsün sen. İç yanığım, sol yanım hep acıdı içten içe… Dün gece bir ağrıyla uyandım sol yanımda bıçak darbesi. Bir bardak su içtim, derin nefes aldım geçmedi hızlanıyordu daha da. Dayanamaz oldum ağrılara, kalktım doktora gittim.

_Sen ne yaptın? dedi doktor. Nasıl cürüttün bu kalbi. Çok gençsin, nerde yitirdin, nerede yordun, neler sığdırmaya çalıştın dedi.

Şaşkındım ve canım çok acıyordu hala. Bir tek kelime edemedim, yalnızca bir damla yaş süzüldü gözümden kalbimin üstüne aktı usulca. Tam konuşmaya çalışıyordum ki !

-Sus yorma yavrum kendini. Daha fazla yorma. Bir resmini çekip yollasam o zalime yine fayda etmez ki. Zalimin zumlu bitmez ki. Sevmeyi bilmeyene bir değil, bin ömrü versen ne çare ki.

-Çare aramıyorum dedim usulca. Bu ömrü onu severek bitirmek istiyorum. Ben yaşamak için, ağrılarım için ilaç istemiyorum. Ben sevgim öfkeye, kine dönmesin istiyorum. Ben başka gözlerde onu kaybetmek istemiyorum. Ben onu severek ölmek istiyorum bunun ilacını ver bana.

-Güzel kızım sen; sen en taze baharında nakış gibi işlemişin yüreğine, hançerle kazımışsın, sen onun sevgisine kalbini mezar yapmışsın. İlaca ne hacet. Biraz acını dindirmek lazım ona da bende ilaç yok sana verecek. Sana bir gülüş , bir bakış kalmalı en hasından, en içteninden, en yüreklisinden.

İşte ben o gece anladım ki, görmediğim zamanlarda bile , beni acıtacak bir şeyler yaptığında kalbim sancıyor. Sen öyle ben olmuşsun ki…bir ben sen olamadım bir tanem. Arabanın içine düşen bir fiş. Okuduğumda şaşkındım ve aptal. Ben gece yarısı kalbimin sancısıyla uyandığım saatte sen ona doğru gitmişsin. Hani benim için değersiz dediğin, önemi yok dediğin kadına gitmiştin. Bildiğim halde sustum. Çünkü sen yine bir bahane sebep bulurdun. Hatta bunun adını beni korumak koyardın. Bence kendine nede bana daha fazla çektirme. Senin bitmeyen bahanelerin bak benim kalbimi bitirdi.

Bu gece son gece sana uzun uzun bakacağım . Kızmadan, küsmeden sen beni hep son halimle hatırlayacaksın. Ben senin yalnızca gözlerini götüreceğim yanımda. Yeniden aynı şehirde aynı havayı teneffüs ettiğimizi severek yaşayacağım. Bir gün bir yerlerde göz göze gelecekmiş gibi…. Son nefesimde son sözüm seni seviyorum diyecek gibi kalan ömrümü yitireceğim. Biliyorsun ki vücudum hasta kalbim hasta , çok dayanmaz belki…Belki çıkamam bahara. Yüreğinde sevgiler, hayatında aşklar, gözündeki ışıltı, yüzündeki tebessüm ve güzel gamzelerin yok olmasın. Ben senin kelebeğin , kanatları koptu şimdi can çekişmelerde…Nerde bir kelebek görsen bir dilek tut…Ben hep sana iyi dileklerde bulunacağım…