Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

perihan reyhan ALKAN

http://blog.milliyet.com.tr/pra

15 Mart '10

 
Kategori
Dostluk
 

Bu günümü ALS'ye ayırmıştım,ama...

Bu günümü ALS'ye ayırmıştım,ama...
 

O denli heyecanlı ve de sevinçli, ama bir o kadar da üzgünüm ki şu an. Olumlu ve olumsuzdan yana ne denli duygu varsa insana dair, hepsiyle sarmal bir ruh halindeyim bu güzel bahar gününde.

Geçen gün, bir yazısı vesilesiyle bir arkadaşımızla tanıştım. İsmini kendi adıma değil, rahatsızlığı nedeniyle kendisi adına doğru olmayabilir, düşüncesiyle vermekten çekiniyorum. Öleceğim diyordu. Çok az ömrüm kaldı diyordu yazısında. Çok üzüldüm ve etkilendim doğrusu. Ne kadar zor insanın zamanını üç aşağı beş yukarı bilmesi ölümünün. Hoş yarınımızın garantisi de yok, ama yine de adının konulması, her saniyenin o malum sona yaklaştırdığının bilinmesi çok korkunç bir şey.

Yaşamım boyu, iyi ve güzel günlerde nasılsa insan bulunur dostluk arkadaşlık görünümünde ve bulunur akrabalar yakınınızda, ama böylesi günlerde sanki bulaşırmış gibi kaçar insanlar. İyiyi güzeli paylaşır da, kötüyü, çirkini görmezden gelir, kaçar fersah fersah. Oysaki böyle günde lazımdır insan insana ve de hastalıklarda en öncel ve önemli ilaç dost, tedavi de onların uzattığı eller, açtığı yüreklerdir diye düşünür, iyiden ziyade kötü gününde daha bir arar daha bir yanında olmaya çalışırım insanların.

İyi hissettirir kendini aranmak sorulmak, ilgilenilmek, moral kazandırır, daha bir bağlar hayata, yaşam sevinci verip tutundurur yaşamın kenar köşesinden diye düşünürüm. O nedenle ilgilenip o nedenle aradım özelinden. Dönüşü muhteşemdi mesajımın: Siz gibi güzel insanların var olduğunu bilmek sevindirdi, umundurdu, verdiğiniz moral, kopan bağlarımı onarıp hayata tutundurdu ve yaşamaya karar verdim, inatlaşacağım kaderle ve yeneceğim bu hastalığı, inadına yaşayacağım diyordu. O anki duygumu, o anki sevincimi tarifim olanaksız, yetmiyor bildiğim kelimeler o duydu durumsalımı tarife.

Böylesi durumlar, hele ki önemli hastalıklar elek oluyor dostluklara. Her geçen gün biraz daha elendikçe hayretle görüyorsunuz üstte kalanları ve elenip düşenleri. En umduklarınız, en duyar duymaz yanımda olur, koşar, koşturur dedikleriniz bir bakıyorsunuz yok oluvermiş, sesi soluğu dahi yok. Eğilip bakıyor, altında buluyorsunuz o en güvendiklerinizi, en inandıklarınızı, en çok sevdiklerinizi eleğin. Üstünde gördüklerinizle hayretiniz daha bir artıyor. Hiç ummadıklarınızı, en uzağınızdakini, hatta hiç tanımayıp yüzünü dahi görmediklerinizi, kırk yıllık dost gibi yanı başınızda görüveriyorsunuz. Tanımadığınız pek çok eli uzanmış buluyorsunuz yanı başınızda. Hiç ummadığınız, hiç tanımadığınız biri dahi: Hiç çekinme, hangi konuda olursa, hangi saatte olursa olsun çekinme ara, yanındayım demiyor mu, dünyalar sizin oluyor. İyileşiyorsunuz yarı yarıya, hatta unutuyor hastalığınızı sapasağlam oluyor, düne kadar insanlardan kestiğiniz umudu, yok artık bitti dediğiniz insanlığı buluveriyorsunuz yanı başınızda, öylesi mutlanıyor, öylesi geri dönüyorsunuz ki o umutsuzluk yolculuğundan, koşar adım yaşam yolundaki yürüyüşünüze.

Yaptığımı anlatmak adına yazmadım bunları. Yapılanlar adına yazdım daha ziyade. O çok önemli ve ıstıraplı rahatsızlığımda; koşar gelir, yanımda olur hiç değilse en zor anımda sandıklarım, beklediklerim, üstelik yanında birileri mutlaka olmalı deyişiyle doktorların oralı bile olmadıklarını, unuttuklarını hatta gördüğüm için. Yanı sıra; hiç ummadıklarımın sadece bir merhabam olanların, yazın ortamında tanıyıp henüz yüzlerini görmediğim, kim olduklarını bile sadece yazılarından tahmin ettiklerimin, endişe ve iyi niyetlerle sorup aramaları ve iyi temennileri nedeniyle, içimi sıcacık ısıtmaları sözcükleriyle, çok uzaklarda da olsalar yanı başımda hissettirmeleriyle de yazdım. Akşam yine böylesi bir dostun, yüzünü bile görmediğim, henüz bizzat tanımadığım bir dostun: Hiç çekinmeyin, ihtiyacınız olduğunda koşa koşa yardıma hazırım deyişinin verdiği insanlık örneği sevinciyle yazdım. Bu gün de hatırımı ve bir ihtiyacım olup olmadığını soruşu, en önemlisi de sohbetimizde gördüğüm insan yanı, değerlerinin güzelliği ve yaşadığı onca olumsuzluğa, mağduriyete rağmen hâlâ inatla insanlığından, adamlığından ödün vermeyişinin güzelliğini görüşüm üzerine yazdım. “Orada yalnızsınız, gelin İstanbul’da devam edin kontrollerinize, evimiz müsait, ailem de hoşnut olur, size destek olur, hastaneye gidip gelmelerinizde yanınızda olur, bakarız size, hiç çekinmeyin, beni kardeşiniz kabul edin ve burada da bir eviniz var unutmayın” diyen o güzel yürekli dostumun duygulandırışı üzerine yazdım. Az önce Ankara’dan, çalıştığım bankanın genel müdürlüğünden, hiç tahmin etmediğim iki arkadaşımın üzüntü, endişe içerisinde ve ihtiyaç duyduğum her konuda yanımda olduklarını belirtir telefon edişleriyle yazdım. Bir erkek arkadaşımın, dostumun eşinin, özür dileyerek: Arayamadım kaç gündür, nasılsın, yapabileceğimiz bir şey var mı deyişleriyle… Hele ki kuzenimin hiç ummadığım damadının: Teyzeciğim nasılsınız, var mı bir şeye ihtiyacınız diye kilometrelerce uzaktan soruşuyla; böylesi günlerde aranmanın, sözcüklerle de olsa yanında hissettirmenin, önem ve hazzını daha bir anladığım için yazdım. O çok sevdiklerim, değer verdiklerimin, mutlaka diye umunduklarımın, aylar geçmesine rağmen hâlâ arayıp da, geçmiş olsun bile demeyişlerinin içimi çok acıtışı nedeniyle yazdım. Ve de bir diğer önemli sebep, emin olduklarımın bir kısmında yanılmadığımın sevinç ve güvenciyle yazdım.

En önemlisi de; kardeşimin ameliyat olacağımı bile unutmuş olması üzerine yazdım.

Aslında bu konuyu bir dahaki yazımda ele alacaktım. Bu gün yazmak istediğim ALS idi. Ama böylesi güzellikler, mesajlar ve telefonlarla dile gelenler ve o yazar arkadaşımın hayata dönüşü, umunuşu, yüreklenişi ve inşallah umutları boşa çıkmayıp hep aramızda, sağlıkla olacağına inanç ve umudum ve de sevinci bu yana estirdi ruhumun fırtınalarını.

ALS'yi bilmiyor olsanız bile, siz de nasılsa benim gibi, internetten bakar öğrenirsiniz diye düşündüm. Hep kötüleri, hep kötülükleri, olumsuzlukları değil, güzellikleri de paylaşmak, çirkine sitem yanı sıra, güzele teşekkür de gerek diye böylesi bir yazı yazdım.

Başta o ALS hastası yazar arkadaşımız olmak üzere, tüm hastalarımıza acil şifalar diliyorum. Sağlıklı olanlarımıza hastalıklardan uzak günler ve akşam görüştüğüm o güzel yürekli güzel insanın da, sorunlarının bir an önce hallolup bundan böyle güzellikler, iyiliklerle bezeli günleri olmasını diliyorum efendim hepinizle birlikte.

 
Toplam blog
: 290
: 553
Kayıt tarihi
: 11.03.08
 
 

İlk ve orta öğrenimimi Gölcük/ Kocaeli, lise ve üniversite öğrenimimi Ankarada gördüm. İlk okuldan..