Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Eylül '12

 
Kategori
Siyaset
 

Bu halimizle “Nükleer Santrali” nasıl koruyacağız !?

Afyonkarahisar’da askerî cephaneliğin havaya uçmasıyla ilgili olarak, sorulacak ilk sorular şunlardır: 1-) O karanlık gece saatinde, bu kadar tehlikeli bir iş niye yapıldı? 2-) Niye bu işin uzmanı askerler görevlendirilmedi? 3-) Bu mühimmat, kimsenin bilmesini istemedikleri bir yere, – ihtimal ki - Suriye’deki direnişçilere filân mı gidiyordu? 4-) Gündüzlerin suyu çıktı da, tecrübesiz çocuklara gece vakti, araba farlarıyla bu işi yaptırdıkları “önemli sebep” neydi?

Başımızdaki iktidarın, apar - topar ve canhıraş kararlarla Mersin ve Sinop’ta “Nükleer Santral Yapma” istekleri hepimizin malûmu… Karşı çıkanlara neler deyip, neler yapmadılar ki!? Özellikle Karadeniz’de, “yöremize nükleer santral istemiyoruz!” diye direnen kadın - erkek köylülerin, seçimde en çok oy aldıkları bu insanların, devletten neler çektiklerini yıllardır görüyoruz.

Diyelim ki yaptık; şu arızalı halimizle bu tehlikeli santrali nasıl koruyacaklardı acaba? Bunların, üst üste 4 defa PKK’nın saldırdığı bir İlçe Karakolu’nu bile korumaktan aciz olduklarını biz Türk halkı ve tüm dünya görmedi mi?

Şimdi de soruyoruz: Uludere’de 34 köylü vatandaşımızın savaş uçakları ile nasıl bombalanarak öldüğünü 9 aydır açıklayamayan, F - 4 uçağımızın Akdeniz’de nasıl düştüğünü 9 haftadır izah edemeyen, 400 kilometrelik sınır güvenliğini PKK’nın nasıl sağladığı iddiasını 29 gündür izah edemeyen iktidarın; Afyon’da 25 askerimizin ölümüne neden olan patlamayı, ‘5 dakkada Beşiktaş’ yaparak, ‘KAZA’ olduğunu inceleyip de kamuoyuna Orman ve Su Bakanı vasıtasıyla ifşa etmesi, vallahi takdire şayan bir iletişim başarısıdır!.  Yersiniz veya yemezsiniz, ama bu gerçek de ortada duruyor!..

Peki, bu akla – havsalaya - yönetmeliklere sığmayan birçok olayda, siz hiç istifa eden bir yetkiliye rastladınız mı? Bu vahim olay kazaysa eğer; kaza nasıl olmuş, elinizde bilimsel bir veri veya belge var mı?

İlk söyledikleri şu: “Bir el bombasının yere düşüp de, patlamasıyla oldu” dediler...
İyi de, bu el bombasının yere düşüp de patladığını kim görmüş? Bu bir mayın veya sabotaj olamaz mı? Ya da, bunu gören bir kişi olsa bile, o cehennemde hayatta kalmış olabilir mi? Melekler mi gelip bu Bakan’a söylediler, ne !?

Böyle bir demeç veren Bakan bey gibi bir devlet adamına Pakistan’da veya Hindistan’da bile rastlanabilir mi acaba? Bence rastlanmaz!.. Birçok ülkede, bu olayın yüzde/ biri kadarcık  “KAZA (!)” larda bile, en tepelerdeki sorumlular hemen istifa ederler! Örnek mi? İşte Kıbrıs Rum Kesimi, işte Rusya ve Japonya…

Sayın Genelkurmay Başkanı, gazetecilerin sorularına; “Konuşmayacağım, her şey ortada” diyor… Evet; sadece 25 şehit orta yerde duruyor, cephanelik havaya uçtu, 100 bin kadar da el bombası çevreye saçıldı… Ortada olan bunlar da, sadece ‘bu olayın sebebi’ ortalıkta görünmüyor!..  Bunu söylemesi gereken tek kişi de, “Konuşmayacağım” diyor! İyi de, bunu kamuoyuna Afyon taksicileri mi, askere erzak veren kasaplar ve manavlar mı açıklayacak!?

Atalarımızın çok güzel bir deyişi vardır; “Ayinesi (aynası) iştir kişinin, lâfa bakılmaz” derler ya? İktidarımızın 10 yıldır yaptıkları ortada; artık ne söyleseler, bana sivrisinek vızıltısı gibi gelmeye başladı; bu da böyle biline…            

Sakin KOŞAR.

 
Toplam blog
: 191
: 753
Kayıt tarihi
: 09.08.08
 
 

16/07/1951 Bozüyük / Yatağan / Muğla doğumlu, 1970 Isparta - Gönen mezunu, 1986 Anadolu Üniversit..