Bu il kongresi CHP için 'önmodel’ dir...

- HOŞBEŞ ÇAYEVİ’ nde zor bir gündem… Ülke yanıyor, biz CHP’ nin ANTALYA OLAĞANÜSTÜ İL KONGRESİ’ ni konuşacağız…

- Konuşmalıyız… Bu kongre TÜRKİYE’ deki YANGINLA da çok ilgili…

- Nasıl?

- ANTALYA’ nın CHP’ lileri arasında yaşanan iç çekişmeler, Türkiye genlinde, CHPiçinde yaşananların gizli nedeni çünkü…

- Abartılı bir iddia oldu bu…

- Nedeni değilse de PROTOTİPİ, yani ÖNMODELİ en azından… Burada çekişmeler biter, sorunlar aşılırsa, genelde de aşılabilecek, sürekli dile getirilen ‘GÜÇLÜ MUHALEFET PARTİSİ YOK!’ söylemi sonlanacak, böylece, TÜRKİYE’ deki YANGINI YARATANLARA karşı ‘GÜVENİLMESİ GEREKEN GÜÇ’ görünür olacak bence… Bu nedenle, bu il kongresi BÜYÜK KURULTAY kadar önemlidir…

- Haydi bakalım…

* * *

- Her PARTİ ÜYESİ OLAN CHP’ Lİ,ya da kayıtlı olmasa da KENDİSİNİ CHP’ Lİ GÖREN KİŞİ ‘parti disiplini’ nedir bilecek, uyacak… Fikirler söylenir, ‘’Öyle değil, böyle olmalı!’’ anlatılır, kavgaya dönüştürmeden uğraşlar da verilir ama adayların belli olması ve kesinleşmesinden sonra yıpratmak, çalıştırmamak, kaybettirmek için devinmek bu disiplinde yoktur. Bunu sürdüren kişiler ancak başka partilerin hizmetkarları olabilirler. İnatla iç uğraşları sürdürmek, sosyal medya nutuklarıyla öfke, hatta kin püskürmek partiye güvensizlik, partiye zafiyet imajı vermeye yönelik çalışmalardan başka bir şey değildir…

- Aynen öyle… Geçen genel seçimlerde, bize yakışan, yeterli sayıda vekil çıkartılamamasının da, yerel seçimlerin hezimete dönüşmesinin de asıl nedeni budur. Genel seçimlere sekiz ay kadar bir zaman kaldı ve bu süre yel gibi geçecektir, biz o seçimlere yoğunlaşamadık hala… SANKİ YİNE AYNI ŞEYLER OLACAK…   

- ‘BİRLİK, BERABERLİK…’ nutuk atmakla, on kişiyi, yirmi kişiyi bir arada görünce, yüksek sesle edebiyat yapmakla sağlanmıyor… ÖNCE, bu konuşanların, bir köşeye çekildiklerinde kendilerini yönlendiren, diğer CHP’ lilerin kendilerine ulaşmasını önleyenlerin vıdı vıdılarına tavır koymaları gerek… ‘’Başkanım, onlar …’ nın adamı!’’, ‘’Başkanım, onlar geçen seçimde …’ yla çalıştı!’’, ‘’Başkanım, onlar …’ cı!’’… Önce bu adamları susturmalı, ilk fırsatta da çevresinden uzaklaştırmalılar… Her CHP’ li için ‘’BİZİM ADAMIMIZ, BİZE ÇALIŞACAK!’’ diyebilmeli, bunu da duyurabilmeli, güven sağlayabilmelidirler…

- Sevmesinler kardeşim BAYKAL’ ı! KILIÇDAROĞLU’ nu sevmesinler! Hiç kimse hiç kimseyi sevmek zorunda değil! Vatanını, halkını seven CHP’ liler PARTİSİNİ SEVMEK ZORUNDADIRLAR. Ülke yanıyorsa, bu yangın söndürülmeliyse, BU İKTİDARIN SALTANATINA SON VERMEK İLK GÖREVDİR. Demokratik sistem içinde bunun yolu partiye koşulsuz destek ve hizmettir! ‘’Benim düşüncelerime uymadı!’’ diye hizipçilik yapma dönemi kapanmalı! ‘’Ben … yıldır bu partiye hizmet ediyorum…’’ edebiyatıyla yönetimde kalma dönemi artık olmamalı… O kişiler deneyimlidirler, evet de, partinin ağabeyleri, ablaları olarak eğiten, öğreten olarak bir köşede hizmet vermeyi, enerjisi olan, bunu parti hizmetine sunmak isteyenlere koltuk bırakmayı ve bunu onurla, sevgiyle, sevinçle yapmayı bilmeliler… Bu onların sorumluluğudur…

- Geçen seçimlerde adaylarla köy köy, mahalle mahalle dolaştım… İl yönetimine kim bilir hangi nedenlerle alınmış 30 yönetici mi vardı? Hepsi de yılların partilileriydi değil mi? Ben onların, nereden baksan yirmisini tanımıyorum… Sahada görmedim. Neden seçilmişlerdi, neden yöneticiydi onlar, neyi yönettiler? Hiç anlayamadım…

- Partili belediyelerden iş, ihale falan almak için girmişlerdir… Bu, 13 yıldır hükümette olanlar, toplumu ‘’ATEŞE YAKIN OLANLAR ISINIR…’’ a eğitti, alıştırdı…

-  Öyle suçlamayın… İktidar partisi değil ki CHP… Hem, başka partililere benzemez CHP’ liler… ISINMAK İÇİN DEĞİL, ISITMAK İÇİN hizmet vermeleri gerektiğini bilirler…    

* * *

- NELER BEKLİYORSUNUZ YENİ YÖNETİMDEN?

- Keşke İL YÖNETİMİNDE YER ALANLARIN MİLLETVEKİLİ ADAYI OLMAYACAKLARINA İNANSAK… O zaman kendileri için değil, tüm adaylar için, parti için çalıştıklarıkonusunda daha çok güven duyacağız.

- Tüm adayların vaat listesinde ilk sırayı ‘’BİRLİK, BERABERLİK…’’ yer aldı… Önce bunu bekliyorum… Bunun da yolu, çevresini kuşatan ya da kuşatacak kişilerin, partilileri ‘’Bizden…’’, ‘’Bizden değil!’’ diye sınıflamasını önlemekten geçiyor… Az önce konuştuk…

- Ben İLÇE ÖRGÜTLERİNİ EN KISA ZAMANDA DİSİPLİNE ETMESİNİ İSTİYORUM… Seçim gezilerimiz sırasında adayımız, bir ilçede, bir günde 8-9 köyde konuşma yapacak, saatleri belli… 5-6’ sında halkın haberi yok, köye geliniyor, oturup konuşacağı bir masa bile hazırlanmamış, adayımız ilden getirdiği ekibine konuşuyor… Bir de o anda toplanan 15-20 kişiye… Ben olsam, o ilçe yönetimine yaptırım uygularım! Böyle şey olmaz! Böyle parti olmaz! BAZI VEKİLLER, ÇEVRESİNDE GRUPLAR OLUŞTURMUŞ, AYRI BİR PARTİYMİŞ GİBİ, APAYRI İLÇELERDE KENDİLERİNCE BELİRLENMİŞ AMAÇLAR İÇİN, KENDİLERİNCE BELİRLENMİŞ SLOGANLARLA PROPAGANDA YAPIYOR… İlçe başkanları o gruba mı yanaşsın, adaya mı, ikircikli, hevessiz… Bunları yaşadık… İlçe yöneticileri kesinlikle il başkanı yönetim ve denetiminde olacak şekilde eğitilmeli…

- GENÇLİK KOLLARI DA YENİDEN EĞİTİLMELİ, ORGANİZE EDİLMELİ… O çocuklar yalnızca pankart asma işçileri olmamalı! Bana söz verildi de, hangi köyde, hangi konuda konuşma yaptımsa, iki gün içinde iktidar partisinin ekibi gitti, ‘’O konuda ne yapılacaksa biz yapacağız! Onlara inanmayın! İktidar olan biziz!’’ diye nutuk attı… Konuşmalarımızı eksiksiz izlemişlerdi… Zeki, bilişimden anlayan çocuklarımız var… Onların toplantı programlarını haber alabilmeli, bir gencimizi orada dinleyici yapabilmeli, söyledikleri yalanları not aldırabilmeli, il başkanlığımıza onlardan bilgi akışı sağlayabilmeli, ertesi gün biz gidip ‘’Yalan söylediler!’’ diyebilmeliydik… Doğruyu biz anlatabilmeliydik…

- KAMU KURUMLARINDA DA ÖRGÜTLENEBİLMELİYİZ… İktidardan bıkkın, iktidardan yorgun bürokratlarla sessizce bağ kurulmalı, OLANI BİTENİ İZLEYEBİLMELİ, NOT ALABİLMELİYİZ… Öyle bir ‘kamu kurumları düzeni’ oluşturdular ki, evrakın altındaki imzalar bile elektronik artık. İKTİDARDAN İNDİKLERİ GÜNÜN GECESİNDE BİR FLAŞ DİSKE AKTARACAKLARI ARŞİVLERLE KAYBOLACAKLARDIR, O KURUMU YÖNETİLEMEZ, HAFIZASIZ ŞEKİLDE BIRAKIP GİTMİŞ OLACAKLARDIR. Yeni bir devlet kurmaktan daha büyük bir zorlukla karşı karşıya kalınacaktır. Bu nedenle, en kısa zamanda her kurum içinde, moda deyimle ‘’PARALEL’’ yapıyı oluşturmak durumundayız. Bu yapının amacı, şu anda bir şekilde çalışmakta olan o kurumu sabote etmek değil, kural ve sistemlerini bilgimiz dahiline almak olmalıdır. BUNU SAĞLAMANIN OLANAĞI VE YOLU VARDIR…

- Başka neler bekliyorsunuz yönetimden?

- BELLİ ARALARLA DEĞERLENDİRME TOPLANTILARI YAPILMASI, SONUCUNDA RAPOR DÜZENLENMESİ, SONRAKİ TOPLANTIYA DEK NELER YAPILMASI GEREKTİĞİNİN SAPTANMASI VE TÜM ALT BİRİMLERE TALİMATLANMASI GEREKİYOR… Bir seçimden çıkılıyor, ne olduğuna, neden olduğuna, bundan sonra olmaması gerekenlerin neler olduğuna ilişkin hiçbir çalışma, hiçbir saptama olmuyor, herkes dağılıyor, herkes bir başka köşede kendince dezenformasyona başlıyor… Var mı böyle bir şey yahu!?

- SEVGİ… SINIRSIZ, KOŞULSUZ SEVGİ VE SAYGI… Bu yalnızca, yönetimin, geçmişte kim kimin için ne söylemiş, ne yapmış olursa olsun unutup, TÜM ÜYELERE SEVGİ VE SAYGIYLA DAVRANMASI DEĞİL, TÜM ÜYELERİN BİRBİRİNE SEVGİ VE SAYGI DUYMALARININ SAĞLANMASI İÇİN ÇALIŞMAK… Çekişmeler bu duygusallığı, bu bağı zayıflattı parti üyeleri arasında… Kitlede bu sağlanırsa, ‘’BÖLÜP DE BİR YARISINI KENDİME HİZMETKAR EDEYİM…’’ diye düşünenlerin de bir yerde durup, kendini eğitmek zorunda kalacağına inanıyorum… BU SAĞLANIRSA, DİĞER SORUNLARIN ARTIK OLMAYACAĞINA İNANIYORUM.

- Arkadaşlar, yönetim şekillendikten sonra, bir ÖNERİ RAPORU hazırlamak ve sunmak gerektiğini düşünüyorum… Önemsenir, ya da önemsenmez… HOŞBEŞ ÇAYEVİ katılımcıları olarak görev sayalım bunu… 

- ŞİMDİDEN YENİ YÖNETİME BAŞARILAR DİLEYELİM… YALNIZ ANTALYA’ NIN DEĞİL, TÜM TÜRKİYE’ NİN BUNA GEREKSİNİMİ VAR…

Özcan ÇELTİK

11.10.2014