Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Haziran '13

 
Kategori
Siyaset
 

Bu imzalardan "İmza" olmaz...

Bu imzalardan "İmza" olmaz...
 

Bir kısım(!) yazan, çizen, oynayan kişiler, bir araya gelmeden imzalarını koymuşlar...
 
Kim bu kişiler derseniz, şunlar...
 
Yaşar Kemal, Zülfü Livaneli, Ara Güler, Orhan Pamuk, Nuri Bilge Ceylan, Fazıl Say, Ferzan Özpetek, Murathan Mungan, Ayşe Kulin, Sırrı Süreyya Önder, Halit Kıvanç, Tarık Akan, Elif Şafak, Emrah Serbes, Haldun Dormen, Filiz-Fikret Otyam, Ahmet Ümit, Halit Ergenç, Rutkay Aziz, Çetin Tekindor, Okan Bayülgen, Serra Yılmaz, Volkan Konak, Ayfer Tunç, Nebil Özgentürk, Yavuz Bingöl, Sunay Akın, Haluk Bilginer, Can Dündar, Erdal Beşikçioğlu, Ataol Behramoğlu, Cahit Berkay, Levent Üzümcü, Devrim Erbil, Selçuk Yöntem, Vedat Sakman, Erol Demiröz, Mustafa Alabora, Zeynep Oral, Gürer Aykal, Latife Tekin, Halil Ergün, Ece Temelkuran, Derya Köroğlu, Müge İplikçi, Edip Akbayram, Cihan Ünal, Müjde Ar, Ferhan Şensoy, Leyla Erbil, Onur Akın, Ahmet Telli, Bejan Matur, Metin Üstündağ, Yılmaz Odabaşı, Zeki Alasya, Mehmet Aksoy, Ahmet Say, Müjdat Gezen, Demet Akbağ, Yüksel Aksu, Ferhan-Ferzan Önder, Gülsin Onay, Leman Sam, Musa Kart, Kürşat Başar, Ahmet Güneştekin, Menderes Samancılar, Sermiyan Midyat, Ercan Kesal, Bulutsuzluk Özlemi, Ömer Faruk Sorak, Musa Eroğlu, Osman Şahin, Harun Tekin, Kardeş Türküler (BGST), Kudsi Ergüner, Duman, Bedri Koraman, Nejat İşler, İdil Biret.
 
Tamam da kardeşşşşş... Ne demişler derseniz, şöyle demişler...
 
"Aşağıda imzası bulunan sanatçılar olarak, toplumda yeni mağduriyetler yaşanmaması için nefret dilinin sona ermesini, sanatçıların ve sanat eserlerinin hedef gösterilmemesini ve toplum üzerindeki baskıların kaldırılmasını istiyoruz.”
 
Kime demişler derseniz, ne bilem ben, ortalık yere demişler işte...
 
Demokrasi açısından, ekonomi açısından, sosyal gelişim açısından "İleri" ülkelerde bu türden "İmzalı metin"lerin muhatabı olur.
 
Muhatap da genelde, talebi yerine getirecek hedefe yapılır...
 
Şimdi bu talebin muhatabı kim, belli mi? Daha doğrusu, acaba üstüne alınan olacak mı yoksa malum "Dil" ile cevabını alacak mı?
 
Diyorlar ki "Toplumda yeni mağduriyetler yaşanmasın."
 
Emrin olur abi... Bu ülkede bir tek kişinin mağduriyet yaşamaması için elden gelen her şey yapılır, gerisi teferruattır, daha bilemedin mi?
 
Diyorlar ki "Nefret dili sonra ersin..."
 
Sizin aklınız üstünüzde mi?
 
Sizler ki bu ülkenin yazanı, çizeni, oynayanı, düşüneni, düşündüğünü sananısınız. Bilmez misiniz ki mevcut iktidar, sadece bu dili kullandığı ve kullanmaya devam ettiği için iktidarda olmaya ve yüzde 50 de destek bulmaya devam ediyor...
 
Alacaksın milleti karşına, kafana koyacaksın "Ben ekseriyetim" diye, sonra da verip veriştireceksin.
 
O zaman "Millet"in yarısı ne diyor biliyor musun? Milleti de bir tarafa bırak torunu bile ne diyor muş biliyor musun?
 
"Eğilme, bu millet seninle..."
 
Doğru mu?
 
Müneccim değilim, durumun kesinlik kazanması için önce bir "Sandığa" konunun girip oradan çıkması gerekir. Bakalım gerçekten "Millet" onunla mı yoksa sandıktan sonra "Şaka yaptıııım... Şaka yaptıııım..." mı diyecekler.
 
Lakin değerli milletim...
 
Şu bir gerçek...
 
Bu iktidara ne kadar "Müracaat" ederseniz edin, faydasız.
 
Eskiden "Müracaat" denirdi şimdi "Danışma" deniyor o noktalara. 
 
Adı üstünde ne danışmayacaksın, mektup yazmayacaksın. Varsa diyeceğin "Sandığa" mektup yazacaksın. Oradan alacağın cevap, kesin cevaptır, razı olacaksın.
 
İtirazın mı var? Git derdiniz istersen Marko Paşa'ya anlat, istersen gaz, cop ve suya razı ol, meydanlara yaz...
 
Seçim senin, çünkü "İrade"nin aslı sende... Tabi ki farkındaysan...
 
01 TEMMUZ 2013
İBRAHİM PEKBAY
 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..