Bu insanlar nereye gidiyor?

Çıldırmış bu insanlar. Önlerine ne gelirse mahvediyorlar. Hem de ölümüne…

Ozon tabakasını deliyorlar. Önlemini alacaklarına deliği devamlı büyütüyorlar. Hem de inadına…

Ağaçları kesiyorlar, ağaçları yakıyorlar. Ciğerlerini mahvediyorlar. Hem de üç kuruş uğruna…

Akarsuları, gölleri kurutuyorlar. Hem de susuz kalıp yaşamını yitirme uğruna…

Dayanıksız evler yapıyorlar, çöplüklerin yanında. Ne uğruna, anlaşılır gibi değil.

Çevrelerini pisletiyorlar, pisliklerini ortalıklarda bırakıyorlar. Sağlıklarını yitireceklerini bile bile…

Denizleri, gökyüzünü, doğayı utanmadan katlediyorlar.

Çıldırmış bu insanlar…

Petrol uğruna savaşlar çıkartıp tarihi, geçmişimizi siliyorlar, hem de hiç utanmadan.

Dünyanın dört bir yanı olmuş, kan gölü…

Kimsenin kılı bile kıpırdamıyor.

Adına terör diyorlar, insanlar tanımadığı insanları öldürüyorlar, görmüyoruz.

Bazı insanlar görmedikleri gibi teröristleri alkışlıyor…

Çıldırmış bu insanlar. Ne denli duyarsızlaşmışlar…

Teknoloji geliştikçe mi çıldırıyor bu insanlar?

Televizyon ekranlarının karşısında “eller havaya” komutunu almışlar, oynayıp duruyorlar…

Adına “Realite Şov” deniyormuş, bir çılgınlıktır gidiyor. Herkes oraya bakıyor, büyülenmişçesine…

Evren yok oluyor, insanlar kendileri de yok oluyor, farkında bile değil…

Dünya çöl olacak diyorsun, “pop starı izledin mi?” diyor…

Hava kirliliği var diyorsun, “oryantal starı izledin mi?” diyor…

Ozon tabakası delinmiş diyorsun, “buz dansını izledin mi?” diyor…

Küresel ısınma var, susuz kalacağız diyorsun, “Doğuş ayrılıyormuş, bütün programlar ondan bahsediyor” diyor…

Göçmen kuşlar, göç yollarını değiştirmiş diyorsun, “canlı canlıyı izledin mi?” diyor…

Kıbrıs sorunu diyorsun, “dobra dobra da neler vardı neler” diyor…

Avrupa Birliği diyorsun, “Pazar keyfini izledin mi?” diyor…

Kıyılarımız, denizlerimiz, doğal kaynaklarımız, madenlerimiz diyorsun, yüzüne bakıyor ve arkasını dönüp gidiyor…

Çıldırmış bu insanlar, durumdan vazife bile çıkarmıyorlar…