Bu işte var 'bir numara'

Henüz mahkeme aşamasında olan bir dava için ''Ergenekon Terör Örgütü'' tanımının kullanılması mahkeme kararıyla yasaklandıktan sonra, basınımız haberlerine legal bir boyut katmak amacıyla ilgili tanımlamayı kısaltarak ETÖ şeklinde kullanmaya başladı. Çoğu yazar da aynı uygulamaya riayet etti.
Birileri içeri girerken birilerinin salıverildiği, kimilerine göre salık verilen, kimilerine göre rövanş amaçlı devreye sokulduğu belirtilen davanın süreci daha uzayacak türden.Yazılı ve görsel medyadaki çatlak ise hergeçen gün büyüyor. Bazı siyasiler 'Bağırsak Temizleme' diyerek gladyo yapılanmasından ülkenin arındırılmaya çalışıldığı fikrinde karar kıldı. Bazı siyasiler ise 'işkembe ile dalak' muhabbetine tutuşarak hükümet kadrolarının muhalefete yönelik baskı uygulamayı sürdürdüğü kanaatinde birleşti.

Emniyet, jandarma, istihbarat, siyasetçi, bürokrat, sanatçı..... sarmalının günübirlik ilişkileriyle geçmiş ilişkilerinin deşifre edildiği bir dava ile karşı karşıyayız.... Susurlukçu çetelerle... gladyo çetelemelerinin birbiriyle örtüştürüldüğü şema krizi de cabası... Dünden bugüne Türkiye'de çok şey değişti...

İlk başta parlamentoda etkinlik kazanan, tek erk, olarak Hükümet değişti... Yasama-yürütme-yargı üçgenindeki algılamalar yeni gelişmelere ayak uydurdu. Bazı yasaların altı oyuldu... kimi kanunların miadı dolduruldu.. doldur-boşalt yapıldı.... devlet kadroları şişirilirken yandaş medya teşkil edildi....

AB'nin bize ilgisi aynı kalırken, üyelik sürecimiz de aynen devam etti, ediyor, edecek, daha da sürecek.

ABD'nin stratejik müttefikliği yeni ve değişen sivil toplum örgütleriyle daha bir güçlendi.... Türkiye'de Amerikan darbeciliğinin dışında hiçbir ülkenin darbeciliğinin yapılamayacağı aşılandı bilinçlere.... Gözaltılar büyüdü, büyütüldü... telefon dinlenmeleri arttı. Bizler ekran başında donup kalırken, kendimize, beynimize format atmayı unutuverdik...

Kimin eli kimin cebinde, hangi albay hangi paşayla nerede ne amaçla toplandı, hangi köşeyazarı köşesinde rahat durmadı, 28 Şubatlar'dan esen rüzgarın şişirdiği tuluma toplumun tüm kesiminden insanlar dolduruldu.

Darbeyi yapanlar kadar ona destek çıkanlar da suçludur. Hiçbir demokratik hukuk devletinde buna da cevaz verilemez verilmemeli.. Seçilmiş hiçbir hükümet silahla devrilemez, devrilmemeli... Devlet adına terörize olanlara göz yumulamaz... Hangi hükümet hangi sivil güç ya da güçler Toplumsal temizliğe soyunursa arkasında millet olarak durmak lazım...

Günübirlik değil, uzun perspektifli bir iç ve dış politika esas... içte olduğu kadar dışarıda gelişen olayları da halk olarak irdelemek ve analiz etmek kaçınılmaz.
AKP'li olup olmamak değil sorun. Birilerinin savcısı, birilerinin avukatı olduğu bir davayı okurken o davada kimlerin ne amaçla nasıl ve ne şekilde nelere maruz kaldıklarını insani değerler açısından da görmek icab eder...

"Suçu olan çekecek.... Birileri masum olduğu halde çekiyor ise çektirenler de çekip gidecek" kanaati başucumuzda yedek tutulmalı... Yapılan kazılar birilerini övmek için mi birilerini gömmek için mi yapılıyor....

Hrant Dink'i sadece didikledik... Mumcu'ları mumla arar olduk... Santoro'yu.... birilerine yamadık... cinayetlerin harmanlandığı bir süreç....

Ümraniye'de başladı, Silivri'de sürüyor...

Adı konuldu kendi yok...

Bu işte var bir numara ama......