Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Kasım '09

 
Kategori
Güncel
 

Bu kalp seni unutur mu neyi unutuyor ?

Bu kalp seni unutur mu neyi unutuyor ?
 

http://romantikkanaryalar.blogspot.com/2009/09/12091980your-boys-did-itagain.html


Doğruları anlatmak lazım televizyonlarda. Çünkü okumayan bir toplumumuz var. Tvde gördüğümüz her şeyi sorgulamadan kabul eden, daha doğrusu hayatı bize sunulduğu şekilde kabul eden bir toplumuz. İster kadercilik deyin ister inanç sistemimizin sonucu deyin nihayetinde böyle. Benzer örnekleri daha önce defalarca yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. İnsanlar ‘kurtlar vadisi’ dizisinde işlenen senaryonun tamamen Türkiye’yi ve gerçekleri anlattığı noktasında ve buna göre fikir sahibi oluyorlar, yorum yapıyorlar ve ona göre davranıyorlar. Sorgulama, test etme, araştırma, düşünme yok.

Bu kalp seni unuturmu dizisi de benzer etkiyi yapıyor gördüğüm kadarıyla. Bu da dizinin yapımcısına, senaristine, yönetmenine olağanüstü bir sorumluluk yüklüyor. Dizi % 100 yaşanmış gerçekleri elbette anlatmak zorunda değil ama temel noktalarda yapılacak hatalar toplumda yanlış bilgi ve fikir oluşmasına sebep olacaktır. Bu da Atatürk’ün ‘’Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan, yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır." Sözünün haklılığına getirir bizi.

Dönemi yaşamayanlar ya da hatırlamayanlar, dönemi kitaplardan, belgesellerden, belgelerden ya da tartışmalardan öğrenmiyorlar. Zaten tartışma proğramlarında yüzlerini bıkacak kadar ezberlediğimiz, fasulye pişirmenin inceliklerinden ergenekona, dış ilişkilerden turizme, coğrafyadancinayete, tarihten darwine kadar her konuda ‘üstün’ bilgilere sahip liberal aydınlardan bilim adamlarına ve konunun uzmanlarına yer kalmıyor. Ve zaten toplumda da bu tip proğramlar izlenmiyor. Ama diziler yakından takip ediliyor.

Bu kalp seni unuturmu dizisi genel çerçeve olarak yaşanmış, gerçek olaylardan hareket etmekle birlikte bazı gerçekleri ve yaşanmışlıkları hiç görmüyor, bazı olmayan şeyleri de yaşanmış gibi anlatıyor. Örneğin 12 Eylül dönemini ve faşizmini anlatırken Amerika’nın parmağını ve etkisini anlatmamak büyük bir eksik. 24 Ocak kararlarını, bu kararların uygulanabilmesi için ancak bir darbe ve onun yaratacağı ortama ihtiyaç duyulduğunu anlatmak gerekir. Çünkü darbe öncesi toplumsal yapı her ne olursa olsun dinamik ve tepki verebilen bir yapı idi. Böyle bir yapıda bu kararları uygulamak imkansızdı. Ayrıca 12 Eylül 1980'de dönemin ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Türkiye Masası Sorumlusu ve CIA İstasyon Şefi Paul Henze askeri müdahaleyi ABD Başkanı Jimmy Carter'a "Our boys did it/Bizim çocuklar işi bitirdi." sözleriyle bildirmesini böyle bir dizinin atlamaya hakkı yok bence.

Dizinin 24 Kasım günkü bölümü çok önemliydi. Bölümde anayasanın hazırlanması, içeriği, anti demokratikliği şöyle bir anlatılıyor. Baskı ve hayır propagandasına izin verilmediği üzerinde pek durulmuyor. Toplumda bir tepki veril(e)mediği şöyle bir anlatılıyor. Ancak burada bam teli olan bir nokta var. Sakallı ve Müslüman kimliği ön plana çıkarılan (Elif karekterinin babası) hanımına şöyle diyor;

_ Gördünmü şu bizim oğlanın yaptığına.

_ Ne olmuş bey?

_Gene kahvenin ortasında yeni anayasayı eleştirmiş , yerden yere vurmuş.

Böyle bir replik, böyle bir gerçeklik yoktur. Burada yapılmak istenen bakın dönemin ‘akıncı’ gençliği (Bu günkü AKP yönetimi) o dönemde anayasaya karşı tepki vermiş ve karşısında durmuştur. Bu günkü anayasa değişikliği fikrinin temeli oradadır demektir. Ancak böyle bir temel, böyle bir gerçeklik yoktur. Burada tarihi dizi yapanların tarihi hakikatler ortada durduğu halde insanlığı şaşırtacak mahiyetde hatalara insanları sürüklemeye hakkı yoktur.

 
Toplam blog
: 166
: 1969
Kayıt tarihi
: 30.09.06
 
 

Sıcak bir Ankara yazında, 1975 yılında doğmuşum. İlk gençliğim Ankarada geçti. Üniversite yılları..