Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Haziran '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Bu kez feryat ediyorum

Bu kez feryat ediyorum
 

Sesimi duyan olacak mı bilmiyorum.

36 yıl durmaksızın çalıştım. Çoğu kez sırtım yatağa deyince dinlendim. Bunu da bir ödülü olsa gerek diyerek 1983 yılında bir konut yapı kooperatifine üye olarak ömrümün son yıllarını huzur içinde geçirebileceğimi düşündüm.

Üye olduğum kooperatifin üyeleri toplumda yer edinmiş, eğitimli, saygın insanlardı. Ya da ben öyle düşünüyordum. 17 yıl boyunca sabırla ve inatla kooperatif evinin yapılmasını ailece bekledik.

Çocuklar bir şey istediğinde; “Aman bir ev sahibi olacağız. Hem de deniz kıyısında, sıkın dişinizi” diyerek. Onlar da biz de sıktık dişimizi, birçok temel gereksinmemizi ve yaşamımızı erteleyerek 1998 yılına geldik. Kuralar çekildi ve artık kağıt üzerinde de olsa bir evimiz vardı. Hem de deniz kenarında…

Denizi göremiyorduk, manzarası yoktu. Ama olsun…Teras katından ucundan da olsa deniz suyunu görebiliyorduk.

Kura çektikten sonra heyecanla evimizi görmeye gittik. Biraz hayal krıklığı oldu ama yine de dünyanın en mutlu insanlarıydık. Dört duvardı karşımızda duran…

2000 yılına kadar içini de yapıp teslim edeceğiz ama ara ödemeleri var” dediler. Ödedik. 2000 yılında da anahtarları teslim aldık. Evin çevresine kooperatif taş duvarlar örmüş, genel kurulda da karar almış: “346 bağımsız ev sahipleri evleri evlerinin çevresindeki bahçelerin bakımını yapacaklar” diye. Bize biraz büyük bir alan düşmüş. Masrafı çok olacak ama olsun.

Artık bahçe içinde küçük ama şirin, denizin kıyısında ama deniz görmeyen bir evimiz var. Ailece heyecanlıyız, ailece çevremizi güzelleştirmeye çalışıyoruz. Kararlıyız, çalışmayı bırakınca yerleşeceğiz bu eve…

Ağaçların bakımı yapılıyor, çimler ekiliyor, çeşit çeşit çiçekler, güller dikiliyor. Çöplük olarak aldığımız evimizin çevresi yemyeşil bir parka dönüşüveriyor. Elimizde eldivenler, çapalar, tohumlar, gübreler çalışıp duruyoruz. 2002 yılında tapumuzu da alıyoruz. Artık kooperatif üyesi değil bir malik oluyoruz. Olmasına oluyoruz da ülkenin her yerinde sorun olan kooperatif yönetimlerinden ve onların çifte standartlı uygulamalarından yakamızı bir türlü kurtaramıyoruz…

2006 yılının 22 Eylül’una dek huzur içinde otururken yönetimdekiler ve onlardan birinin akrabası olan bir hanım tarafından taciz edilmeye başlıyoruz. "Sizin bahçeniz büyük, işgalcizsiniz, toprak hırsızısınız" diye…

Oysa 346 kooperatif üyesinden sayısını tam bilemeyeceğim ama bazılarının evinin önündeki bahçe daha da büyük. Fakat onlarıneşi emekli paşa olan bir komşuları ve yönetimde emekli bir albay olan bir akrabaları yok. Bu komşu ve yönetimdeki emekli subayların tacizleri devam ederken; emekli bir paşa olan yönetim kurulu başkanı yanına yönetimden birini, kooperatif müdürü ve 4 işçiyi yanına alarak geldi. Kooperatif yönetimi tarafından yaptırılan 10-15 cm yüksekliğindeki otopark tarafındaki duvarı tebeşirle işaretleyerek yıktı. Ben de savcılığa suç duyurusunda bulundum. Jandarma ifadelerini aldı. Bu durmu içlerine sindiremedikleri için ve emekli subay olduklarından Kaymakam ve Belediye Başkanı üzerinde baskı kurarak beni sindirmeye çalıştılar. Her gün kapımda jandarma, belediye çalışanları… Psikolojik durumumu ve aile huzurumu bıkıp usanmadan bozuyorlar.

Tüm bana yapılanların kanunsuz ve dayanaksız olduğu kaymakamlığın verdiği müdahele kararı da varken; kaymakam ve belediye başkanını emekli paşa, emekli albay, emeklki, paşa eşi olarak etki altına alarak baskının dozunu iyice artırmaya başladılar.

“Kaymakamı etki altına aldıklarını nereden biliyorsun?” diye sorarcak olursanız, kaymakamın kendi anlattıklarından. Hukuki yolları deneyen, hukukun lehime verdiği kararların her seferinde zorbalıkla delindiğini gören ben, kaymakama gittim ve sordum: “Ne oluyor?”

Kaymakamla 45 dakikalık konuşmanın özeti :”Emekli paşalar, emekli albaylar ve bir emekli paşa eşi bana baskı uyguluyor. Baskı altındayım.” Ben hukuka uygun verdiği bir kararı baskılar altunda savunamayan bir mülki amirin yanından şaşkınlıkla çıkıyorum…

Belediye başkanıyla görüşüyorum. O ise “Kaymakamın emrini uyguladım” diyor. Kaymakamın meni müdahele kararını uygulamayan görevliler emekli paşa ve eşlerinin keyfine uygun kararları uygulayıp evimin önündeki bahçeyi silahlı jandarma eşliğinde talan etmekte sakınca görmüyorlar.

Savcılığa suç duyurusnda bulunuyorum savcı takipsizlik kararı veriyor.

Ben şimdi haykırıyorum ama sesimin duyulacağından emin değilim…

 
Toplam blog
: 222
: 1359
Kayıt tarihi
: 22.07.06
 
 

Matematik öğretmeniyim. Liselerde okutulan MEB Talim Terbiye Kurulundan onaylı matematik ders kit..