Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ağustos '09

 
Kategori
Futbol
 

Bu kez iki de sıfır!(Eskiden ikide birdi)

Bu kez iki de sıfır!(Eskiden ikide birdi)
 

BIRAKIN İKİDE BİRİ...


Yer Olimpiyat Stadyumu, saat 21.00 neredeyse maç başlayacak, stadyumun yarısı bile dolu değil. Hatta yarıdan fazlası boş!

Herkes Beşiktaş’ın İspanya Barış Kupasında gösterdiği(!) başarıdan mest olduğu için, hep Beşiktaş konuşuluyor.

O saate kadar canlı bağlantılar yapan kanallar ve maçı yayınlayan kanallardaki yorumcular, her iki kelimelerinde bir Beşiktaş söylüyorlar.

Maç başlıyor, Beşiktaş tam da anlatılan gibi… Presle oyuna başlıyor. Fenerbahçe ileri bile çıkamıyor. Her iki takımda canla başla ve kıran kırana bir futbol oynuyor.

İlk yarım saat dolarken, Türkiye’den değil de İngiltere’den bir maç izler gibi, pür dikkat renkli cama gözlerimizi dayamış, heyecanla maçı izliyoruz. Gerçi uygulanan sanal reklamlar, görüntüyü epey bozsa da, sahada oynanan futbol, bu görüntü kirliliğinin üstünü örtüyor.

İlk yarı sona ererken, akıllarda kalan Yusuf’un kafasından çıkan meşin yuvarlağın, Fener direğinde patlaması, Alex ve Dos Santos’un kaleci ile karşı karşıya kalmalarına rağmen topu Rüştü’nün kurtarması!

Maçın ikinci yarısı ile birlikte, hakem Yunus Yıldırım ve ekibi forma değiştirerek sahaya geliyorlar. İkinci yarıda gösterdikleri yönetim, tam da üzerlerine giydikleri kara forma(!) gibi… Fener’e yapılan faulleri es geçip, Beşiktaş’ın teline dokunmaya hemen elini ağzına götürüyor. Tamda maç hız kaybedip, al gülüm ver gülüm havasına dönmüşken, Gökhan Gönül’ün ceza sahası önünde kaptığı bir top ile kaleye doğru yönelirken, kendisine yapılan bir faul maçın kaderini değiştiriyor. Sivok’un smacını gören Yunus Yıldırım mecburiyetten olsa gerek Penaltı’yı veriyor.

Tabi birde maçın bitimine çok az bir zaman kala, Guiza’nın Alex'e attırdığı gol var.

Maç bitiyor. Oynanan futbola baktığımızda, ülkemizde de futbol oynanıyormuş diyoruz. Bu futbola kim ayak uydurabilir? Ben sadece Galatasaray’ın ayak uydurabileceğini düşünüyorum. Sivas, Trabzon, Kayseri, Gazi Antep, Bursa bu futbola yaklaşabilir mi? Çok zor!

Eğer Fenerbahçe son iki yılda yaptığı gibi, alt sıralarda yer alan takımlarla yapacağı maçları ciddiye alıp oynar ve kazanırsa, kazanacağı derbiler ile çok rahat hedefe ulaşır.

Biraz da oyuncuların performansına bakalım. Geçen Honved maçında harikalar yaratan, Emre, Colin Kazım, Gökhan Gönül adeta sahada yoktu. Hele Emre o kadar çok top kaybı yaptı ki! Kaptan Alex, Mustafa Denizli’nin 90 dakika başına ceza nöbetine diktiği Fink’e rağmen iki gol atıp, bir kerede Rüştü ile karşı karşıya kaldı. Guiza geçen yıldan bildiğimiz gibi(!) Yine ayağını uzatma problemi yaşıyor! Maç sonrası yorumcuları dinliyorum. Guiza’yı göklere çıkartıyorlar. Ancak ben geçen seneki performansından farklı bir tarafını görmedim. Defansın ortasında oynayan Bilice ve Önder canla başla mücadele ediyor. Beşiktaş’a pozisyon imkanı bile vermiyorlar. 90 dakika boyunca, Yusuf’un kafa şutundan başka Beşiktaş’ın pozisyonu yok.

Tabi maç sonrası yorumcuların ortak görüşü; Fenerbahçe 2-0 yenmesine rağmen, hala hazır değil! Beşiktaş hazır! Eleştiriler Fenerbahçe’ye, övgüler Beşiktaş’a! Ben bu eleştirilerin kaynağı olarak, Fenerbahçe’yi eleştirmenin reyting aracı olarak görülmesine bağlıyorum. Fenerbahçe daha ne yapacak? Eskiden ikide bir yapıyordu! Şimdi ikide sıfır yapıyor! Ancak hala eleştiriliyor. Beşiktaş şanslıydı. Fener’in biraz şansı yaver gitse, Beşiktaş beşlik olurdu!

Fenerbahçeli oyuncular ve yöneticiler, Beşiktaş’ın fazla üzerine gitmediler! Beşiktaş nede olsa bazı konularda ezik! Durduk yere ezilmişliği hatırlatmaya gerek var mı?

Netice itibarı ile Fenerbahçe güzel bir futbol ile güzel bir netice ve Süper(!) bir kupayı aldı. Lige hazır olduğunun sinyallerini verdi. Tabi Beşiktaş da…

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..