Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ağustos '17

 
Kategori
Kitap
 

Bu kitap bir sanat eseri

Bu kitap bir sanat eseri
 

Sefa Kaplan'ın 'Geleceği Elinden Alınan Adam: Oğuz Atay' adlı kitabı için diyorum.
 
Evet, bu kitap kesinlikle bir sanat eseri.
 
Biyografi desem değil, biyografik roman desem değil, sohbet desem değil; bu kitap edebiyata bulanmış, içi dışı sıvanmış bir anıt, bir lezzet denizi, nefis bir yemek...
 
*
 
Biyografi türünde edebi bir dil kullanılır ama bilgi ağırlıktadır. Biyografik roman türü de roman teknikleri kullanılarak yazılmış gerçek bir kişinin hayat hikâyesidir. Gerçekler üzerine yazılsa da kurgusal kısımlarda vardır.
 
Sefa Kaplan yepyeni bir tür yaratmış. Tam olarak birine benzemeyen, ama hepsinden birer parça taşıyan bir tür.
 
Sefa Kaplan'ın yarattığı tür sadece 'Geleceği Elinden Alınan Adam: Oğuz Atay' adlı kitap için değil, 'Geç Kalan Adam: Ahmet Hamdi Tanpınar' adlı kitabı için de geçerli. Onu da okudum, lezzeti damağıma kazındı.
 
Biyografi türünü severim zaten. Edebiyata doyarak bilgi sahibi olurum. Yakın tarih öğrenmek için biyografiler eşsiz kaynaklardır bence. Ama, Sefa Kaplan'ın yarattığı türü daha da sevdim. Edebiyata doymak için birebir bir tür... Bilgi var, sohbet var, roman havası var, ironi var, mizah var, kısacası edebiyat var...
 
'Geç Kalan Adam: Ahmet Hamdi Tanpınar' adlı kitapta Ahmet Hamdi'nin ağzından anlatır hayatını, ayrıntılarıyla. Kendinizi Ahmet Hamdi'nin yanında, ona eşlik ediyormuş gibi hissedersiniz. Ahmet Hamdi Sefa Kaplan'a mektuplar yazar, Sefa Kaplan Ahmet Hamdi'ye... Edebiyata dair nefis sohbetler de cabası...
 
Sefa Kaplan yarattığı nefis türü, Ahmet Hamdi Tanpınar'dan sonra da devam ettiriyor. Bu sefer Oğuz Atay... 'Geleceği Elinden Alınan Adam: Oğuz Atay'
 
*
 
Oğuz Atay... Gerçekten geleceği elinden alınmış adam...Katili edebiyat statükosudur, yayıncılardır... 43 yaşında beyin tümörü yüzünden hayatını kaybetmiştir. Yıl 1977'dir. İyi de ne âlâka, ömrü bitmiş ölmüş diyebilirsiniz. Demeyin! O tümörün sebebi edebiyat dünyasıdır, yayıncılardır. 'Tutunamayanlar' adlı dev eseri bütün yayıncılar reddetmiştir, zar zor bastırabilmiştir. Edebiyatın köşelerini tutmuş kokana zihinler, aşağılamaktan, horlamaktan geri durmamıştır. Ölümünün üstünden beş-on yıl geçtikten sonra yazdıklarının değeri bilinmeye başlanacaktı...
 
Edebiyat dünyanın neresine gidersek gidelim, aynıdır baya. Hep kendini beğenmiş, hep üstten bakan, kolay kolay bir şey beğenmeyen, reddeden, horlayan, teşvik etmeyen... Edebiyat köşelerini tutan kokanaların reddetlikleri, belli bir zaman geçtikten sonra yıldız olmuştur çoğu kez... (Yayıncılar da dahil) Ama kardeşim, yayıncıların ticari kaygısı ön plandadır diyebilirsiniz. Fransa'dan örnek vermek isterim: Nobel ödüllü yazar Andre Gide bir yayınevinin başındadır. Marcel Proust Kayıp Zamanın İzinde'sini yeni yazmıştır. Yayımlanması için Andre Gide'nin başında olduğu yayınevine gider. Ve reddedilir Andre Gide tarafından. 
 
*
 
Tutunamayanlar... Sen de bir tutunamayan olacakmışsın be Oğuz. Tutturmayacaklarmış seni... Talihini  önceden gördün de mi kitabını yazdın?
 
Oğuz Atay'ın 'Tutunamayanlar' adlı dev romanının epey bir kıymeti bilinmese de, hatta Oğuz Atay bu kıymeti hiç görmese de, edebiyatımızın ilk post-modern romanı olacaktı. 
 
*
 
Ahmet Hamdi Tanpınar da, Oğuz Atay da kitaplarının değerini hayattayken göremeyeceklerdi. Kitaplarının değeri ölümlerinden yıllar sonra anlaşılacaktı. 
 
*
 
Sefa Kaplan'nın 'Geleceği Elinden Alınan Adam: Oğuz Atay' adlı kitabını okudum.
 
Doğan Kitap'tan 2014 yılında çıkmış. Türü, biyografi. Sayfa sayısı, 447.
 
*
 
Bakmayın türe biyografi dediğime, bu yepyeni bir tür, ama adı olmayan bir tür. En yakın tür biyografi olduğuna göre, biyografi diye adlandıracağız tabii.
 
Sefa Kaplan'ın yarattığı tür gerçekten kayda değerdir. Oğuz Atay'ın hayatını öyle güzel anlatmış ki, okursanız anlarsınız ancak. Oğuz Atay'ın romancılığındaki bilinç akışını kullanarak bir anlatım... Oğuz Atay'ın yarattığı karakter olan Olric ve Emekli albay Hüsamettin Tambay'ın şahitliğinde Oğuz Atay'ın hayatı... Çocukluğu, gençliği, üniversite hayatı, evlilikleri, yazım serüveni, hastalığı, ölümün gelişi... 
 
Sefa Kaplan, Olric'in desteğini desteğini, Hüsamettin Albayın olurunu alarak nefis bir edebiyat şölenine imza atar...
 
*
 
Olric, Tutunamayanlar'ın kahramanı Turgut Özben'in hayali arkadaşı.
 
Emekli Albay Hüsamettin Tambay, Oğuz Atay'ın diğer önemli romanı Tehlikeli Oyunlar'ın kahramanı...
 
*
 
Sefa kaplan'ın mizahi dili ve ironiye bezenen üslubu da işin cabası.
 
Valla ben çok beğendim. İyi bir okursanız, okumalısınınız...
 
*
 
Ha, unutuyorudum bak!
 
2015 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan Belaruslu yazar Svetlana Aleksiyeviç'in Nobel'e değer görülme nedeni 'yarattığı yeni tür' olarak gösterilir.
 
Svetlana Aleksiyeviç'in yarattığı türü ben de çok sevdim. Anı, röportaj, mektup, sohbet, gezi yazısı gibi pek çok edebiyat türünün harmanlandığı bir çeşit belgesel türüdür, onun yarattığı tür. 
 
Sefa Kaplan da müthiş bir tür yaratmış. Svetlana belgesele bayram ettirmiş, Sefa Kaplan da biyografiye. Roman türünü, roman kahramanlarını, sohbet türünü ve mektup türünü festival yaparcasına, coşturarak...
 
Sefa Kaplan'ın kıymetini bilmeliyiz, Nobel almasa da...
 
-Mustafa Yıldırım - 04.08.2017
 
Toplam blog
: 480
: 715
Kayıt tarihi
: 03.11.12
 
 

Konyalıyım. Edebiyat okudum. Amatör yazar ve şairim. ..